"Evlilik kızların sorunlardan kurtulmak için bir tür acil çıkış kapısı olarak başvurduğu ve erkekler için de temel ihtiyaçların karşılanması olarak görüldüğü sürece toplum yerinde saymaya devam edecektir." Majoris
https://galeri.uludagsozluk.com/r/1825622/+
Valla benim için şöyle bir şeydir. Ben aile adamıyım abicim şöyle bir kızım bir oğlum olsun açalım arabadan silifkenin yoğurdu şarkısını oh mis. Mutluluk budur ya.
evlilikler eğer 2-4 sene aralığında olsaydı ,çoğu evlilikte mutluluk olurdu, 4. sene ve sonrası artık olayın gazı kaçıyor, buna bazen erkeğin gaz kaçırmasıda sebep oluyor, o ayrı...
güneş hiç batmasa hep aydınlık olsa ama batıyor , karanlık oluyor ve sonra yine doğuyor...
anladınız siz onu...
aşık olursunuz, deli gibi... onu görünce kalbiniz ayrı atar sanki. kalp atışlarınız değişir, nefes alışlarınız değişir, gülmeniz, hatta göz kırpmanız bile değişir. sevdiğine de inanmışsınızdır.
gerçekler hayallere karışmaya başlar artık;
"evli olsak ona her gün başka yemekler yapardım.", "kapıda karşılardım onu, ne güzel olurdu.", "birlikte uyumak ne kadar huzur verici olurdu kim bilir." ...
evlilik düşüncesi olan herkesin hayali elbette mutlu bir evliliği olmasıdır. bununla ilgili bir anımı anlatırsam, evlilik düşünen arkadaşlar belki mutluluğun formülüne yaklaşmış olur...
ada ortamını çok severim. yine adaya gittiğim bir günün akşamı, yemek için by şükrü'ye gittim -mezeleri harikadır-. bir 20lik açtırdım, bir kaç meze ve bir küçük çipura söyledim. tam karşı masamda bir yaşlı çift oturuyorlardı ve kadın muazzam bir gülüşe, adam da aşırı karizmatik bir yüz hatlarına sahipti. karşılıklı değil, yan yana oturuyorlardı diğer çiftlerin aksine...
balığım ve mezelerim gelmiş, garson rakımı servis ederken ben çifte bakıyordum hayranlık içinde. nasıl bu kadar neşeli olabiliyorlardı? huzur ikisinin de gözlerinde okunuyordu...
yemeğe başladım, arada sırada gözlerim gene o çifte takılıyordu. ve biraz sonra kadın gözlerimin içine bakarak gülümsemesini sürdürdü, kadehini bana doğru kaldırdı. aynı şekilde karşılık verdim. masalarına davet ettiler. büyük bir neşe içinde davetlerini kabul ettim...
kemal amca 76, fatma teyze 70 yaşında ve 51 yıldır mutlu bir evlilikleri olan, hayatım boyunca hiç unutamayacağım bir çiftti. muhabbet uzadıkça konu benim özel hayatıma, ve hatta neden orada yalnız olduğuma kadar geldi. hayatımda biri olduğunu, ama onu bu harika yerlere birlikte gelecek kadar özel bulmadığımı, ileride gerçekten aşık olduğum adamla gelmek istediğimi dile getirdim. soru sırası bana gelmişti;
"peki ya siz... 51 yıl az bir süre değil, hatta bir insan ömrü. bir sırrı vardır her halde gözlerinizde ki huzurun?"
"var tabii.. olmaz mı?" diye söze başladı kemal amca.
"fatma hanım çok sabırlıdır. ne yapsam bana hep sabırlı davrandı. yokluk çektik, gık demedi. varlık sahibi olduk, öyle hiç boşa savurmadı. hep arkamı kolladı, yeri geldi akıl verdi. gönlünü hoş etmeye çalıştığımda, hiç fazlasını istemedi. öyle pahalı mücevherler alamazdım ama bir demet çiçeği de almadan es geçmezdim zaman zaman... çok kızdı, ama bir kez olsun saygısızlık yapmadı bana. sevdi beni fatma hanım, çok sevdi. benim onu sevdiğim gibi sevdi..." dedi ve rakısında bir yudum daha aldı. hayran olmuştum kemal amcaya o an. söze fatma teyze devam etti harika gülümsemesi ile;
"kemal bey de bana hiç saygısızlık etmedi. konu ne olursa olsun tartışmalarımız hep seviyeli oldu. sağ olsun, bir dediğimi iki etmemek için de hep çabaladı. ben onun çabalarını biriktirdim sadece, o bu kadar çalışkan olmasaydı ben ne biriktirirdim. mücevherlere ne lüzum var? dünya malı dünyada kalır derler, bir demet çiçekle gönlüm hoş olur benim hala... biz ne olursa olsun ayrı yatmadık hiç. insan huzurla uyuyamadıktan sonra, yatsa ne? yatmasa ne? kemal bey benim huzurumdur. benim yerim onun yanı, onun yeri benim kalbimin tahtıdır.
sen de ileride olur da evlenirsen tatlı dilini, güler yüzünü sakın esirgeme eşinden. saygılı olun birbirinize hep ve saygınızı hiç yitirmeyin. para bugün olmazsa yarın olur, ama sevgi her zaman bulunmaz. sevin birbirinizi. ayrı uyumayın. hoşgörülü olun. gerisi gelir ondan sonra..." dedi.
sonra bütün gece anılarını anlattılar. onlar anlattı, ben de hem dinledim hem eğlendim...
işin özü şu ki;
saygılı, sevgili, hoşgörülü ve güleryüzlü olmak, mutlu bir evliliğin en temel sırrı...
yapılabilecek en büyük hatadır. sizin adınıza yeterince karar veren birileri zaten var hatta hayata gelme konusunda bile etkisiz kaldınız. ölümde öyle olacak. en mühim iki mesele de yani doğum ve ölümde hiçbir dahli olmayan zavallı insan mutlu olabilmenin hayalini kuruyor öyle mi?
gelişen her şey senin dışında... hayat kurgulanmış sahte bir oyun, hala anlamıyor musun? zavallı insan.
salt mutluluk diye bir şey olmadığı için dünyada imkanı mümkün olmayan hayaldir.
lakin huzurlu bir evlilik hayali kurulabilir. tabi iletişim kurulabilen bir kişiyle evlenildiyse.