bir dönem dadaist takılmış , lakin duygularını da şiirlerine saklamayı bilmiş şairdir o. evet evet louis aragon. mutlu aşk yoktur şiiriyle de aşk ve mutluluk arasında bir önerme kurmayı denemiştir sanki.
`
"Mutlu Aşk Yoktur Ki Dünyada
Aslında hiçbir şey kâr değil insana
Ne gücü ne zayıf yanları ne de yüreği
Gölgesi bir haç gölgesidir kollarını açsa
Ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi
Tuhaf bir ayrılıktır hayatı kapkara
Mutlu aşk yok ki dünyada
Hani giydirilmiş erler bir başka yazgıya
işte o silahsız erlere benzer hayatı
Sabahları o yazgı için uyanmış olsalar da
Tükenmiştirler ve kararsızdırlar akşamları
Söyle yavrum şu sözleri sakın ağlama
Mutlu aşk yok ki dünyada
Güzel aşkım tatlı aşkım çıbanım derdim
Yaralı bir kuş gibi taşırım seni şuramda
Ve görmeden bakanlar şu halimize bizim
Süzdüğüm sözleri söylerler benden sonra
Ve her şey der demez ölür iri gözlerin uğruna
Mutlu aşk yok ki dünyada
Yaşamayı öğrenmek bizimçin geçti çoktan
Ağlasın gece içinde kalplerimiz yan yana
En küçük şarkıyı mutsuzluktur kurtaran
Her ürperiş borçlu baştan bir hayıflanmaya
Ve her kitar havası beslenir bir hıçkırıkla
Mutlu aşk yok ki dünyada
Acılara batmamış bir aşk söyle bana
Yıkmamış kıymamış olsun bir aşk söyle
Bir aşk söyle sarartıp soldurmamış ama
inan ki senden artık değil yurt sevgisi de
Bir aşk yok ki paydos demiş göz yaşlarına
Mutlu aşk yok ki dünyada
Ama şu aşk ikimizin öyle de olsa".
ezginin günlüğü'nün mutlu aşk vardır şarkısına anti tez sağlayabilecek,zülfü livaneli'nin sus söyleme sarkısında duyabileceğiniz,duyduğunuzda dağılabileceğiniz önerme cümlesi! (bkz: doğru önerme)
üç kere üç dokuz eder bilirsin,
birin üç kere üç dokuz eder karesi birdir
kare kökü de bilirsin
"mutlu aşk yoktur" bilirsin
ama baharda ya da dışarda sonsuz göğün altında
aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez
garip bir biçimde hep sonsuzdur
Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar Ve o kadar
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır Sonbahar geldi hüzün
ilkbahar geldi kara hüzün Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün sevgim acıyor
Kimi sevsem Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte Ekim filan da gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar Tarihe gömülür o kadar *
hiçbir şey verilmiş değildir insana. Ne gücü
Ne güçsüzlüğü ne yüreği kollarını açtığına
inandığında bir haçtan farklı değildir gölgesi
Kavradığını sandığından ezer bırakır mutluluğu
Garip acılı bir ayrılıktır yaşamı
Mutlu aşk yoktur.
Yaşamı silahsız erler gibidir
Başka bir kader için giydirilmiş
Günle uyanmak neye yarar ki onlara
Onlar ki akşam bezgin kararsız kalırlar
Söyle bunları hayatım Ve tut gözyaşlarını
Mutlu aşk yoktur.
Güzelim biricik aşkım yaram benim
Yaralı bir kuş gibi taşırım seni
Bilmeden bakıp geçenler
Tekrarlar ardımdan ördüğüm sözcükleri
Ve ölüverirler uğruna iri gözlerinin
Mutlu aşk yoktur.
Yaşamyı öğrenmenin vakti geçti artık
Birleşen yüreklerimiz ağlasın gecede
En küçük şarkı için nice mutluluk gerek
Nice pişmanlık bir titreyişi ödemeye
Bir gitar ezgisine nice hıçkırık
Mutlu aşk yoktur.