adeta insanı dehşete düşüren bir kabustur. malumunuz hepimiz gece susayıp uyanırız ve mutfağa doğru yol alırız. lakin , bu sefer mutfaktan gelen sesler bizi ürkütür ve parmak uçlarımıza basarak yavaş yavaş mutfağa yaklaşırız. kafamızı endişeyle mutfak kapısından içeri uzattığımızda gördüğümüz tablo , boynuna bridgestone lastiği geçirmiş güntekin onay ve hemen karşısında onunla tartışan annemizdir. çığlık atmamak için elimizi ağzımızla kaparız ve sakin olmaya çalışırız. tam konunun ne olduğunu anlamaya çalışırken annemizin çay dolduruğu esnada , 'çay bardağı da dolduo! çay bardağı da doldua! dolduo! yapma!' naraları eşliğinde rıdvan dilmen beliriverir. bu umarsızca atılan naraları güntekin onay , 'doldu hocam doldu..' diyerek onaylar. annemizin sakin tavırlarını gördüğümüzde ise artık tamamen kafayı yediğimizi düşünmeye başlamışızdır. artık bu bitmek bilmeyen kabusla yüzleşmeye karar verir ve mutfağa adımızı atarız. hiç istifini bozmayan annem ve güntekin onay - rıdvan dilmen üçlüsü bir konu hakkında tartıştıklarını ve benim bu konuyu böldüğümü söylerler. o kadar ikna edici söylerler ki , kendimizden utanır , 'allah benim belamı versin' der ve odamıza doğru depar atarak koşarız.