Hiç dışarı çıkma havanızda değilsinizdir oturmuş aslan belgeseli izliyorsunuzdur. Sevgiliniz arayıp " çok sıkıldım biraz dolaşalım mı?" diye sorar. Yok diyemez ve mecburen ivedi bir şekilde yanına gidersiniz. Olacak gibi değildir. Tek yaptığınız avmlerde gezmek, bol kredi kartlı alışverişler yapmaktır.
Bu işlerden sıkılıp bir köşede kendi kendinize mırıldanmaya başlarsınız. Mırıldandığınız şey; aklınıza nerden geldiğini bilmediğiniz bilinç altınızda yeşermiş ve tam o an filizleniyor olan "hadi bize gidelim yar" şeysidir. Bundan çok etkilenen ve neden etkilendiği de pek anlaşılmayan sevgili: " olur gidelim daha önce tezgah üzerinde hiç sevişmedim biliyor musun der." o anda iptal olmuşsunuzdur.
Eve ışık hızıyla gidersiniz. Bir hevesle mutfağa geçer ve soyunursunuz. Tam sevgiliyi kucaklayıp mutfak tezgahına bıraktığınız anda bir ciyaklama ile birlikte çatttt diye bir ses çıkar. Ne oluyor vayy ben kendi elimi ayağımı skeyim dersiniz ama boşa.
Sevgilinin tenine değen buz gibi mutfak tezgahı onun çekirge gibi zıplamasına neden olmuş ve bu zıplamayı takiben sevgili kafasını mutfak dolabına sertçe çarpmıştır. Kafasını tutup geçmiş ve geleceğinize söven sevgiliye sakin olmasını söylersiniz ama dinleyen kim. sevgili bir daha onu aramamanız konusunda sizi sert bir dille uyardıktan sonra kapıyı çarpar ve gider.