gayet başarılı bir can dündar filmi. Adından anladığımız üzre mustafa yı nicelemiştir. ve Atatürke bir kez daha hayran olmama sebebiyet vermiştir. Eleştirenler içinde söylenecik hiç bir söz yok.
can dündar, turgut özakman' ın ankara' daki evine konuk oluyor ve 'mustafa' yı birlikte izliyorlar. dündar, özakman' ın belgeseli izledikten sonra, yapılan eleştirileri acımasız olarak değerlendirdiğini; fakat atatürk' ün işlenen 'insani' yönünün yansıtılmasının 'zamansız' olduğunu belirtiyor.
bir öğretmene öğrencilerini bu filme götürüldüğü için soruşturma açılmıştır. ayakta alkışılıyoruz artık ne diyelim? harika zihniyetten ancak böyle bir hareket beklenirdi.
yenice izleyebildiğim film. ve yapılan onca eleştirinin, söylenen onca sözün, can dündar'a edilen her bir hakaretin bomboş olduğunu gördüm. evet süper bir belgesel değildi, belki belgesellerden çok hoşlanmadığımdandır. ama kesinlikle o kadar kötü eleştiriyi hak etmiyordu. can dündar'a çok büyük bir haksızlık yapılmış malesef.
Günümüz türkiye'sinde mevcut ülke düzenimizi rayına sokmak için gökten mesih bekleyenlerin beğenmeyeceği, fakat Atatürk'ün de senin benim gibi birer insan olduğu gerçeğini gözler önüne sererek utanmamızı sağlayan muhteşem bir belgesel.
yapılan acıtasyonlarla belgeselin amacı ortaya çıkmıştır. keşke salondan çıkan insanların gözyaşları ataya duyduğu saygıdan olsaydı.. acıma duygusuyla değil..
ancak daha dün izleme imkanına erişmiş biri olarak söyleyebilirim ki olmuş belgeseldir.. herkesin fikrine elbette saygım var ama benim sevme nedenim can dündar'ın atayı benim bakış açıma daha yakın bir şekilde tasvir etmiş olmasıydı.. bilinmeyen bir dünya şeyle karşılaşabilmekte insan bu belgeseli izlerken.. sıfırdan kurulmuş, diğer medeniyetlere ulaşma hevesindeki ülkesini izlerken haliyle inanılmaz bir duygusallığa bürünüveriyor..
son olarak da; yalnızlık o kadar da kötü bir şey değildir be dostlar.. kızacak bir şey olmasa gerek..
daha izlemeden eleştirmeye kalkan midesiz bünyelerin ne derece ön yargı içinde olduğunu ortaya çıkaran belgesel. can dündar'ın büyük türk milletine nacizane armağanıdır bu. hiçbir tarih kitabı da bunu yazmaz.
eline sağlık can dündar. senin gibi adamlar olduğu sürece bu ülke aydınlık beyinlerin ülkesi olacaktır.
MUSTAFA Türkiye'de en çok kullanılan 3. isim (... 1. mehmet, 2. ali, 3. mustafa, 4. ahmet, 5. murat, ...). Ülkemizde yaklaşık her 56 kişiden birinin adı MUSTAFA ve ismin yaygınlık oranı binde 18.
MUSTAFA adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 19:21 itibariyle yaklaşık 1,294,629 kişinin isminin MUSTAFA olduğu ve MUSTAFA isimli kişi sayısının her yıl ortalama 21394 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
MUSTAFA adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 159.50 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 48,814 MUSTAFA yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada MUSTAFA sayısı her yıl 419 kişi artıyor.
MUSTAFA Türkiye'nin en yaygın 3. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 3. ad ise Michael ismi. MUSTAFA adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 1. John 2. David 3. Michael 4. Robert 5. James isimleri de sayılabilir.
can dündar'ın belgeseli, add ciler ayağa kalktı, beğenmemişler belgeseli, g.tümü begensinler benim, neymiş atatürk cuma günü meclis i açmış diye, sakalı şerif i getirdi diye belgeseli kendilerine yakıştıramadılar, beğensende beğenmesende bu böyledir kardeşim.
insanların, "insan Atatürk" e henüz tahammül edemeyecek durumda olduklarını bizlere gösteren belgesel. "Atatürk yalnız mı olurmuş arkadaş" diyenini bile gördük. normal bi insan yalnız olunca ayıplamayıp Atatürk'e yalnızlığı yakıştıramamak ilahlaşıtmak değil de nedir ?
izlemedim muhtemelen izlememde dediğim belgeseldir.
mustafa kemal atatürk'ün belgeselinin can dündar tarafından yapılması şanssızlık olmuştur. mehmet ali birand ve cengiz çandar gibi isimlerde ona yardımcı olsaydı, hatta yılmaz erdoğan denen adamda katkı yapsaydı tam olurdu..
insan Atatürk 'ü işlemenin çok daha naif, zarif, Mustafa Kemal' e VE Türk Ulusuna yakışır bir yolu vardır mutlaka . ben bu işlerden hiç anlamam. tv ci sinemacı falan değilim. izledim çok üzüldüm. hem de Atatürkçü 'lüğün kavram olarak laiklerin şeriatçiliği gibi görülmesine de karşı olduğum halde.Sanki Atatürk , içkiye, eğlenceye karıya , kıza düşkün olduğundan , Türk milletini çağdaşlaştırmak istemiş ve devrim yapmış. kendi zaaflarının etkisiyle kadınların başlarını açmış. o kadar sevilmeyen bir adammış ki yapayalnız ölmüş, sanki arksından milyonlar ağlamamış. beni untmayınız demesi bile sadece unutulma ve yalnızlık korkusundan ve egosunun büyüklüğünden. olmamış bana göre.dayandırıldığı belgelerin hepsi gerçek olabilir, ama yorum çok şeyi değiştirir. bir insana çok iyisin derken çok salaksın da diyebilirsiniz, yoruma açık bırakarak.diktatör Atatürk, içki düşkünü Atatürk, yalnız Atatürk, kadın eğlence düşkünü Atatürk vurgularını işlemek için , bir de lider Atatürk ü, bir ulusun kurtarıcısı kahraman Atatürkü de anlatmış arada sağolsun. tepkim aşırı olabilir ama ben çok sinirlendim. bir ulusa 29 ekimde hediye ettiği belgesel bu mudur diye soruyorum. hem de laiklik anti laiklik tartişmalarının gündemde olduğu bu kadar hassas dönemlerden geçerken. çağdaş Türkiye Cumhuriyetini bize kazandıran bütün dünyanın hayranlık duyduğu liderin zaaflarını konu alan belgesel yapmanın altında başka bir amaç aramadan duramıyor insan. o herşeyden önce bir insandı kabul.
ama yaptığı iş , geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın küçücük beyinlerinde , atalarının alkol ,sigara kadın ve eğlence meraklısı hiçte örnek alınmayacak bir insan olarak kalmasına da neden oldu. tamda bazı çevrelerin istediği gibi. tebrik ederim buradan sayın can dündarı.
sinematografi bakımından güzel ama içeriği pek doyurucu olmayan bir belgesel. atatürk'ün hayatının lisede okuduğumuz versiyonuna özel hayatından birkaç ayrıntı serpiştirilmiş, siyasi hayatına dair genel olarak pek bilinmeyen bir yön olarak da "kürtlere özerklik vaadi" araya birkaç cümleyle de olsa araya sıkıştırılmış. atatürk'ün kürtlere özerklik vaat etmesi konusu, onun hayatını az da olsa araştırmış herkesin bilebileceği bir şeydir, ki uğur mumcu bile bunu yazmıştır. atatürk'ün hayatını çok kapsamlı olmasa bile bilenlerin karşılaşabileceği yeni bir şey yok belgeselde.
belgesele getirilen abuk subuk bir eleştiri de var: atatürk'ün hayatı her yönüyle alınmamışmış, sadece belli yönleri öne çıkarılmışmış, bunlar da karanlık korkusu, yalnız bir insan olmasıymış. atatürk'ü putlaştıranlara "yalnız olmanın ve karanlıktan korkmanın ne gibi bir kötü yönü var?" diye çığırmanın bir anlamı yok, zira anlamıyorlar. o yüzden bunu geçtim. asıl üzerinde durmak istediğim şu: bir tarihi şahıs hakkında yapılan belgeselde ele alınan kişinin tek bir yönü üzerinde durulmaması, bütün yönleriyle ele alınması gerektiği bir kuralı nereden uydurdunuz? böyle bir kural yok. hatta 90 dakikadan oluşan, sinema için yapılmış bir belgeselde tam tersine ele alınan kişinin tek bir yönünün öne çıkarılması gerekir ki, izleyici tek yönde de olsa daha ayrıntılı, daha doyurucu bilgiler alınabilsin. can dündar'ın belgeselinin de atatürk'ün insani yönlerine odaklanma gibi bir hedefi olduğu görülüyor ama bu hedef belgeselin tamamına hakim değil. sadece belgesele dekor olan bir duygu bu...
belgesele verilen aşırı ulusalcı tepkilere bakılınnca 90 dakika boyunca atatürk'e küfredildiği sanılıyor. öyle olmadığı aşikar... mustafa, animasyonlarıyla, kurgusuyla kesinlikle sıkmayan, bir film gibi izlenebilen, atatürk'ü putlaştırma havasından uzakta ama tek parti dönemine pek de dokunmayan bir belgesel. izleyenlere en çok dehşet verecek konu sadece "kürtlere özerlik" konusu. fakat bu bile "dönemin şartları" gerekçesiyle izleyicinin kendi mantığıyla tevil edebileceği, hazmedebileceği bir konu.
ha bir de, "atatürk'ün bütün yönleriyle ele alınmaması" eleştirisine katılsaydım, dönemin asıl hazmedilemeyecek olaylarının neden ele alınmadığını ben de sorardım. "dersim katliamı neden yok bu belgeselde, bu katliam geçen sene mi oldu?" diye sorardım mesela... ama o zaman da mevzubahis eleştiriyi yapanlar, eleştirilerini geri çekeceklerdi muhtemelen...