Biri “senin dinin sana sizin dininiz benimki bana” diyor.
Sonra “dinde zorlama yoktur” diyor.
Sonra “dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin” diyor.
Sonra “din Allah'ın oluncaya, fitne ortadan kalkıncaya kadar onlarla savaşın” diyor.
Sonra “nerden müşrikleri bulursanız orada öldürün” diyor.
Bütün ayetler aynı metnin içinde !
Nasıl çıkıcaksınız bunun işin içinden ?
Bu ayetlerin aynı anda tatbik edilme imkanı yok.
Bunlar sanki birbiriyle çelişir gibi görünüyor.
Oysa peygamber efendimiz ve sahabe hayattayken böyle bir çelişki izlenimi hiç oluşmadı.
Çünkü Mekke'de zayıftılar.
Müşriklerin tazyikleri karşısında Allah dedi ki: dik durun dikleşmeyin “Lekum dînukum veliye dîn” deyin. Sabredin dişinizi sıkın geri durun. Medine'ye geldiler güçlendiler. Gerektiğinde silahla mücadele edin dedi ve doğal bir süreç mecrada akıp gitti.
ilahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Öztürk
Adam islam dininin sadece siyasi bir süreç olduğunu çok güzel özetlemiş. Muhammed Güçlendikçe ayetler sertleşiyor, baskı artıyor.
Geçen islam'da evlilik yaşı konusundaki videosunu izlemiştim. Kimileri gibi öyle yanar dönerlik yapmadan gerçekleri tek tek ortaya dökmüş. O dönemin araplarında yaş sınırlamasının olmadığını, sahabeler arasında küçük yaşta evliliklerin yaşandığını ve bunun o dönemde normal karşılandığını, Mezhep imamlarının bu konuda neler düşündüğünü tek tek anlatmış.
Bu arada aylardır kendisini dinlemiyordum baktım da çökmüş gitmiş adam. Eskiden bu kadar çökmemişti sanki ya da bana öyle geldi. Tarikatlar, cemaatler ve selefiler adamı oldukça eskitmiş be, evet.
Askere gitmeden önce birçok konuşmasını dinlediğim tarihselci ilahiyatçı. Bir aralar ölüm tehditleri alıyordu kendisi. Birkaç yeri kesilip servis edilen bir videosu nedeniyle tarikatçılar, selefiler adamı sosyal medyada hedef gösteriyordu. En son Almanya'ya gidecekti galiba noldu bilmiyorum gerisini.
Zırvalamaktan kendisi de yorulmuş, boş gözlerle sünni kaynakları bunca yıl boşuna mı okuduk edasıyla hem bu böyledir diye aktarayım hem de tabi bugün böyle olamaz diyeyim de vicdan rahatlatayım derken allahın kitabına iftira atan tarihselci zat.
Neyse akşam akşam mustafa öztürk yalnızlığı çöktü bünyeme zaten. Ondan Aklıma geldi.
28 şubat'ta samsun ilahiyattan Çukurova ilahiyata sürülen akademisyen. bir mühendis olarak konuşmalarını oldukça beğeniyorum zira analitik bir muhakemeye sahip. Kuran'ın tarihselci yorumunu benimsiyor.
soruları sorgulamaları çok iyi. ama yanıtları da iyi olsa keşke.
meal okuyanlara; "yetmez dinin başka kaynaklarını da okuyacaksın, kuranın tarihselliğini yok sayamazsın" diyen, ama bence tam da ne demek istediğini anlatamayan ilahiyatçı.
kuran dışı kaynaklara yönelen kuransız dindarlar şimdilik sevinçten ellerini ovuştursa da bir süre sonra Mustafa Öztürk'ten de uzaklaşacaklar diye düşünüyorum. çünkü ayetlerden sıkça ve yerinde bahsediyor. Yersiz yorumluyor derseniz o ayrı mesele.
kesinlikle dikkate alınması gereken bir isim, soruları sorgulamaları açısından. adama saçmalıyor demek kolay, ancak sorularına adamakıllı yanıtlar veren görmedim.
kendisinin çoğu düşüncesine katılmıyorum. ancak din algısı ve anlayışını kökünden sarstığını, ve tarihsel gidişatı derinden etkileyeceğini düşünüyorum. ileride çok çok tartışılacak, çokça gündeme gelecek.
kendisine çok güzel sorularım var, ancak internette, sosyal medyada soru sormaktan sorgulamaktan kaçınır oldum. sadece şunları belirtmek isterim;
evet mealle hüküm olmamalı, arapça bilmeden ayetleri üzerinde derinleşmeye çalışmak, yorumlar çıkarmak yanılgılara neden olabilir, ancak bu meal okunmamalı demek değildir, arapça öğrenmemeliyiz demek değildir ki bunu Öztürk de böyle düşünebilir, ancak ön plana çıkmıyor söylemlerinde.
ayrıca tarihsel bağlamlara nasıl güvenebiliriz? madem tarihsel bağlamlar bu kadar güvenilir ve doğru idi öyleyse neden sorunlar bir türlü aşılamadı? filanca alimi, falanca bilgini, kimi neyi okursak okuyalım, kuranı meallerinden takip etmeye çalışmalı bir şekilde kur'ana direkt muhatap olmaya çalışmalıyız müslümanlar olarak.
bir de öztürk'ün en dikkat çektiği konu, meal okuyarak toplumda karizma yapmaya çalışanların yanlışlığı. mesela belki yani toplumda tutunamamış, işi gücü olmayan, dikkate alınmayan, birtakım insanların ciddiye almadığı vs vs sırf hocanın tabiriyle artistlik için konuşan tipler diyelim. yani konu kur'an değilse dikkate alınmayacak insanlar diye düşündüğümüzü varsayalım.
ama unutmamak lazım ki kuranı bir kenara koyduğunuzda ilahiyatçılar da artistlikleri sıfırlanacak insanlar. çok bilmeleri de doğru bilmeleri anlamına gelmiyor.
bir kere çıksınlar agnostiklerin ateistlerin sorgulamalarıyla yüzleşsinler ekranda, yüzyüze tartışsınlar hadi!
görebiliyor muyuz böyle tartışmalar? neden göremiyoruz?
öyle bir kitap ki kuran, bir dünya konuşuluyor, ama neredeyse hiç okunmuyor. çok ilginç!
en güzeli sözü ayetlere bırakalım. türkçe meal verecem kusura bakmasınlar, ya da baksalar da hiç umurumda değil. dini onlardan öğrenmedim nasılsa:
"Andolsun ki, bu Kur'an'da insan için her örneği verdik. Fakat insanın en çok yaptığı şey tartışmadır."
(Kehf - 54) (Şaban Piriş Meali)
6. Sana (Kur'an'ı), okutacağız, unutmayacaksın.
7. Yalnız Allah'ın dilediğini unutursun. O, açığı da bilir, gizli olanı da.
8. Seni en kolay yola muvaffak edeceğiz.
9. O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.
10. (Allah'a) Saygılı olan hatırlar (öğüt alır).
11. Bahtsız olan da ondan kaçınır.
12. O da en büyük ateşe girer.
13. Sonra orada ne ölür, ne de yaşar.
14. Doğrusu, mutluluğa ermiştir zekat veren;
15. Rabbinin adını anıp namaz kılan.
Meallerden kur2an anlaşılmıyorsa bu hiç anlaşılmıyor demek değildir, yanlış anlaşılabilir mi olabilir, sanki hocalar doğru anlaşılıyor mu? ya da hep doğru konuşuyorlar mı?
sevgi ve muhabbetle kalın, kim ne derse desin müslüman kurandan ayrılmamalı. sımsıkı sarılmalı.
resulullah'ı kurandan örnek alanlara gelsin:
Zuhruf Suresi 43. Ayet (Elmalılı Hamdi Yazır Meali)
"Öyleyse sen, sana vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin."
Tvye çıkan birçok reformist ilahiyatçı (caner taslaman, mehmet okuyan vs. vs.)nın götten uyduruk tutarsız metodolojisine bakınca bu adamın değeri daha çok anlaşılıyor...
Ama birçok yaklaşımına kesinlikle katılmıyorum bunu belirteyim. Ama yinede farklı fikirler her zaman iyidir.