Türk'ün ulu zirvesi ağrı'dan bir ülkü devi. Ağrı'nın doğubeyazıt ilçesinden türk milliyetçisi bir şehittir. kendisi tam anlamıyla alperendir. Öyküsü insanın tüylerini diken diken eder. burada anlatmak bana nasip oldu, ne büyük şeref!
Mustafa yardımcı; erzurum atatürk üniversitesi kazım karabekir eğitim fakültesi öğrencisidir. Henüz 19 yaşındadır ve evleneli 2 ay olmuştur. 17 kasım 1977 tarihinde okul tatili nedeniyle döndüğü memleketi ağrı'da kendilerine ait camcı dükkanının önünde Komünistler tarafından, arkası dönükken kurşuna dizilerek şehit edilir.
Esas olay bundan sonra başlıyor. Mustafa ağabeyimizin ağrı'da toprağa verilmesinin ardından Oğlunun şehadeti nedeniyle kötü günler geçiren ailesi erzurum'a taşınır. mustafa ağabeyimizin şehadetinin üzerinden 6 ay geçtikten sonra bir gece babası oğlunu rüyasında görür. şehidimiz "Baba, yaralarım kanıyor" der. Bu rüya üç gece üst üste tekrarlanınca, baba savcılığa dilekçe verip oğlunun naaşının erzurum'a, bulundukları yere nakledilmesini ister. Görevli Savcı bu işten bir şey anlamamıştır "40 gün sonra et kemikten ayrılır, 6 ay olmuş. Nakletmek kolay olmaz" der. Yine de doktor, savcı ve baba mezara gidip mezarı açtırırlar. Görülen manzara hayret ve ürperti vericidir! Mustafa yardımcı'nın bedeni taptaze, yeni defnedilmiş gibi durmaktadır ve yaralarından hala kan sızmaktadır. savcı ve doktor şok olmuştur. Baba, oğlunun bedenini bağrına basıp o güzel kokusunu içine çekerek gözyaşı döker. Haber erzurum'da ve bütün ülkede yayılır. Gazeteler haftalarca bu olaydan bahseder.
Vatan için can veren Bir türk evladı elbette böyle yüce bir mertebeyi haketmiş ve tanrı tarafından kutsal bedeni korunmuştur. Vatansız, kansız, soysuz alçaklar bunun sırrına eremezler.