"deniz'leri anma" yazısı. ve dünün ispiyoncusu, ama bugün aynı davranışın "pek demokrat"lık olarak adlandırıldığı bu kavramın öncüsü nazlı ılıcak'a lafı güzel koymuş!
ilkeli, dürüst kişilik. batık medyada bir kaç iyi adamdan biri. yirmi dört saat gazetecilik için yaşayan adam. (rakamla 24) benim gibilerin aynası. yalnızlar rıhtımının sesi. ona demir attıkça bir parça nefes aldığım sessiz çığlıklarımı bir çokları gibi köşesinde dile getirdiğim onurlu kalem.
ilk kitabı "rica etsem saçımı okşar mısınız" da kendimizi bulduğumuz. (ah ne çok isterim ben de saçlarımla oynansa ve uyanmasam hiç, bunca çirkinlikleri görmeye)
sonraki yazacağı kitapları ise;
"rica etsem yanağımdan makas alır mısınız?
"rica etsem sırtımı kaşır mısınız?" ın sinyalini vermiştir. *
dost, sevecen, yiğit kişilik. ve bir çılgın adam.
ve o sanki ben.
2948. entrym de size gelsin böylelikle yiğit kalem.
"lütfen saçımı okşar mısınız" diyerek 14 ağustos cumartesi saat 17.00 de büyükada iskele yanında imza günü düzenleyecektir. dost ve akrabalara duyurulur! **
mesleğinin gereklerinden en önemlisi olan araştırma yapmadan, ahmet ertaç isimli hayali kişinin yazdığı maile inananarak Türkiye cumhuriyeti cumhurbaşkanı'na desteksiz sallayan ve gerçeklerin ortaya çıkması sonucunda rezil olmuş vatan gazetesi köşe yazarıdır. aşağıdaki yazısında da sıvamaya çalışmış. insan önce bir haber gelince araştırır. cumhurbaşkanı bir kere iddaa edildiği gibi o gün istanbul'a gitmemiş ki kazaya sebep olsun. bir de şikayeti yapan ahmet ertaç diye birisi yok. masal kahramanı yani. bir gazeteci nasıl böyle bir aymazlık içinde olur anlamam.
Çok tehlikeli bir yazardır. Yazdıkları bilgisiz bir insanı etkileyebilir belki ama gerçekleri bilen birikimli biri bu adamın yazdıklarını söverek okur. Hatta bazen adamın resmini dahi yırtabilir. Laikliği savunacam diye türk tarihine, örf ve adetlerimize fena sallar. Yazdıklarına dikkat etmesi gerekir.
Dünkü yazısında da sezen aksuya sallayan şahıs sırf referandumda evet oyu verdi diye kadına demediğini bırakmamış. Bu nasıl demokratlık anlamadım. Eğer demokratım diye dolaşıyosan insanların siyasi tercihleri sana batmamalı arkadaş. Zaten bi iki yazısını takip etseniz kendisiyle çeliştiğini hemen fark edersiniz. Bu adamı fazla ciddiye almayın diyecem ama sırf selahattin duman için okuduğum gazetede ister istemez yazıları gözüme ilişiyor ve diyorum ki ya bu herifin yazdıklarına inananlar varsa. işte o insanların vay hallerine.
kim tarafından hangi amaçlarla kendisine bir gazete köşesi verildiği bellidir. kaosçuların, darbecilerin, krizcilerin medya ayağındaki temsilcilerinden biridir. sınırdışı edilmesi gerekir.
müthiş bir yazar olmak için duvar yazısı mı yazmak lazım dedirten kahve ağızlı yazardır. nagehan alçı'yı savunduğumdan ya da mustafa kemal'e diktatör dediğimden değil ama daha iyi, teoriye daha çok oturan cevaplar vermek lazım böyle insanlara, kahve ağzıyla verilen cevaplar gülünüp geçilenlerden olmaya mahkum.
Hayatımda dünkü yazısı kadar saçma yazılmış bir yazı okumadım. Bakın dikatatörlüklerde şunlar şunlar olur, bunlar varsa orası diktatörlüktür diye liste vermiş. Bugünkü ortam böyledir demiş. iyi de bu verdiğin liste ya o dönem için de geçerli ise, o zaman sen kabul mu ediyosun o dönemin diktatörlük olduğunu. Bu adam çocukla bile karşılıklı tartışmaya giremez bence. Bir de bunu ayar verme yazısı olarak düşünürsek durum evlere şenlik. Bu yaşta bu zekasına da hayran olmamak elde değil.
terbiyesiz kemalistlerden birisi. sürekli ayar üstüne ayar yediği ahmet kekeç'den "kekeç ahmet" diye bahsetmesi de sanırım bulunduğu seviye hakkında biraz fikir verir. star'da yazarken de engin ardıç'dan ayar yerdi habire. ama şu da var; kendi sürekli küfrettiği için ayar verdiğini sanır. okuyan kemalistler de öyle sanır.
türkiyenin en iyi yazarlarından biridir.
analiz yeteneği gerek rok olsun gerek nagehan alçı olsun... günümüzde "analizci" diye tv'ye çıkarılan herkesten 7 gömlek üsttedir.
analizleri gerçekten zekice ve yiğitçedir.
bugün, onsuz ne boka benziyor acaba diye aldığım "vatan" gazetesinin eski köşe yazarı.
köşesine baktım şöyle bi'. ne ince giydirmeler vardı ne de günün sorusundan aldığımız o ince tat.
şimdi sizin "dindar" dediğiniz bu insanlar, kendisine çok özel ve de çok güzel giydiren insanların ekmeğiyle oynuyor ya hani, bu yüzden sorum ustasını çok seven sizlere:
ekmeğiyle oynanan onca insanın hakkını, inanışınıza göre öteki tarafta hangi renk suratla vereceksiniz?
a) mor: ettik bir eşeklik affeyle.
b) yeşil: yanma korkusundan sıçtım, yeşerdim eziyet etme kolay eyle.
c: standart: yüzümüz bile renk değiştirmiyor bak, niye yarattın bizi? empati eyle.