ah canım benim keşke ölüsünün yakınında olsaydım da hunharca sevseydim onun ölüsünü. devletimin, milletimin savcısını katlettiren mezhepçi zihniyetlerden biriydi lan o adam. sözde adalet için grevdeymiş. hadi lan oradan.
neyine üzüleyim ben onun? hem benim savcımı katletenlerden biri ol, hem de adalet için ölüm orucu diyerek sana üzülmemi iste öyle mi? bu aynı şeye benzedi bakın şimdi. osmanlı dönemi şahkulu isyanı çıkar, 50.000 sivili sünni diyerek katlederler başlattıkları isyanda, lakin isyanı bastıran yavuz'a iftiralar atarlar sonrasında "bizi katletti" diyerek ve adalet arayışında olurlar. şeytana inanan, tapan yezidilere dokunmayan osmanlının derdi de sizinleymiş deyip güldüğüm olaylardan biridir. sonra bir de şey var. dhkp-c, mlkp, tikko teröristleri gibi elinde molotof, taş pigme boyunda bücürler devletin polisini zor durumda bırakırlarken kafasına yanlışlıkla gelen bir gaz kapsülü ile ölünce bazı insanların "katil devlet" anlayışı. hadi bunları geçtim.
türkiye'de hukuk sistemi sünni mezhepten olmayan insanların elinde olduğu için mehmet selim kiraz'ın şehit edilmesi oldukça kolay bir şekilde gerçekleşmiştir. sözde atatürkçü olduğunu iddia ederek atatürkçülüğü bir maske olarak kullanan mezhep faşistleri öncelikle çalıştıkları devlet kurumlarında elektrikleri kestiler ve de üstüne adliyede zaten çoğunluğu kendinden olan insanlarında bilinci doğrultusunda yaptılar hepsini. mehmet selim kiraz siirtli arap kökenli sünni bir ailenin çocuğu olduğu için de bu davaya onun bakmasını istediler ki böyle bir eylem gerçekleştirebilsinler. ama bizim vatanımızda din, mezhep ayrımı olmadığı için midir nedir istediği her yere rahatlıkla her milletten, her dinden insan gelebildiği için... neyse yazmaya gerek yok fazla. dayanamadım. lakin fikri anlamanızı istiyorum. babası savcı olan biri olarak yazıyorum bunları ve şerefim üstüne ant içiyorum. yalnız canan kaftancıoğlu ve kemal kılıçdaroğlu çok üzülmüştür eminim.