1921 yılının sonları...
ezilen halklar için umut ışığı olan bir devrimcinin ismi zikrediliyordu hindistan coğrafyasında.
mustafa kemal paşa...
o, dört bir yanı işgal altında kalan vatanında bir kıvılcımı ateş topuna döndürmüş, "yenilmez" denilen emperyalistleri anadolu'nun bağrında hüsrana uğratmıştı...
o artık sadece türk milleti'nin değil, ezilen, sömürülen halkların da umudu olmuştu.
dediğim gibi hindistanlılara göre mustafa kemal islam'ın şampiyonuydu...
bu durum hindistan'a hakim olan ingilizleri epey huzursuz ediyordu.
1922 yılının ekim sonlarında, istanbul'dan kaçıracakları padişah ve halife vahdettin'i hindistan'a götürüp, halifelik makamını burada kendi çıkarları için kullanmayı düşünüyorlardı.
her şeyi organize etmişlerdi.
halife vahdettin, bombay'da gemiden inecek, orada büyük törenlerle karşılanacak ve karayoluyla sevgi gösterileri arasında dinlene dinlene delhi'ye gelecek ve oradaki halifelik sarayına yerleştirilecekti.
böylece ingilizler, hindistan müslümanlarına jest yapmış olacak ve hindistan müslümanları kayıtsız şartsız britanya'nın hakimiyeti altında olacak, karışıklıklar ve muhalif sesler son bulacaktı...
tabi ingilizlerin hayali kısa sürdü.
hindistan kral naipliği'nin 10 kasım 1922'de ingiltere hindistan bakanlığına gönderdiği yanıt bu planları alt üst etmiş, bunun mümkün olmadığı, hindistan müslümanlarının vahdettin'i istemediğini britanya hükümetine bildirilmişti.
hindistan kral naipliği'nin bakanlığa yazdığı yanıt şöyle;
--spoiler--
"padişahın halifeliği dışında, kendisi hindistan’da pek az tanınmıştır ve türkiye’nin işgali sırasında, onun ingilizlerin aleti olduğundan kuşkulanılmaktadır. dolayısıyla, genel eğilime göre onun tahttan indirilmiş olması hindistan’da ilgisizlikle karşılanmıştır. mustafa kemal ise ülkesinin kurtarıcısı ve islam’ın şampiyonu olarak görülmektedir. ” (ida, fo 371/7913/e 12699: kral naibinden hindistan bakanlığı’na ivedi, özel ve gizli telgraf, 10.11.1922)
--spoiler--
mustafa kemal islam'ın şampiyonudur...
burada geçen şampiyon ifadesini bugünkü anlamıyla değerlendirmeyiniz...
şampiyon...insanlar için varını yoğunu ortaya koyan, insanlar için, halk için dövüşen kahramandır.
ta antik çağlardan kalma bir tabirdir.
iki ordu savaş meydanına vardıkları zaman, kan dökülmesin, babalar evlatlarına, kadınlar kocalarına kavuşabilsin diye şampiyonlarını meydana çıkarırlar, iki şampiyon halkları için dövüşür, hangi tarafın şampiyonu kazanırsa o taraf galip ilan edilirmiş...
tabi çoğunlukla buna uyulmaz, yine de muharebe yapılırmış. ama şampiyonların kurtardığı binlerce hayat da yabana atılamaz...
işte mustafa kemal'in islam'ın şampiyonu olmasının özü budur.
onlar da islam'ın şampiyonunu seccadelerine nakşetmiş ve şükür namazlarını islam'ın şampiyonu ile birlikte kılmışlardır...
--spoiler--
"Mustafa Kemal ingilizleri yenene kadar Tanrıyı da ingilizlerin yanında zannediyordum..."(mahatma gandhi)
--spoiler--
