yukarıdan da görebileceğimiz üzere o kadar mal varlığı olan birinin kapitalist olması gayet normal. benim de o kadar sermayem olsa ben de burjuva olurdum. ilginç olan o kdar malı olup da halkçı takılmak...
yakın tarih okumadan değerlendirilmemesi gereken durumdur. hangi fikirde olursa olsun kendi entrylerini doğru göstererek savunulmaması veya saldırılmaması gereken durumdur. o dönem ancak kendi döneminde diğer devletlerin yönetim biçimleriyle kıyaslanabilir ve cevap zaten tak diye insanın önüne çıkıverir.
Bir insanın kapitalistliği mal varlığıyla değil, ideolojik eylemleri ile , yönetimsel yöntemleriyle belirlenebilir.
Aç bir insanın kapitalizmi ideal düzen olarak görebilme olasılığı olabildiği gibi, bir zenginde marksist olabilir.
Neyse , bu idaa ancak şu temele dayanabilir. 1925 yılında düzenlenen izmir iktisat Kongresi, Türkiye ' yi devletçi temelli kapitalist bir düzene geçirmiştir. Belki de sanayisi gelişmemiş bir ülke için en ideal metod buydu ya da değildi, onu bilemem. Ama bu idaanın tek dayanağı bu olabilir diyorum.