lenin'in, stalin'in, mao'nun aksine atatürk asker kökenlidir. gençliği üniversite kürsüsünde değil savaş meydanında geçmiştir. bu açıdan onu napoleon veya bolivar gibilerle bir arada değerlendirmek daha doğrudur. ve asker-siyasetçilerin en entelektüellerinden biridir.
az laf çok iş prensibini edinmiştir kendisine.
felsefesini kitleleri etkilemek için değil, bağımsız bir ülke için kullanmıştır.
atatürk ten amcasının oğlu gibi bahsetmek, yerli yersiz eleştirmek de yeni modadır. felsefe bu olmalı.
Bir ülke düşünün. Cahillik, hainlik, şerefsizlik gırla.
bunları yok eden birisi var.
Hiççilik.
Bir ülke düşünün. Dogmatik inançları savunan din adamları dinine egemen olmuş...
Bunları kaldıran yerine tertemiz bir inanç bırakan bir adam var. Demiş ki, Tanrı varsa eğer bırakın Kuluyla arasındaki ilişkiyi...
Bilinmezcilik...
Bir ülke düşünün. Bilgisi yalancı imamların, paralı dinadamlarının elinde olan.
Bir adam düşünün bunu yokeden, Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir diyen.
Akılcılık...
Mustafa Kemal Atatürk felsefi yöne sahip değildi. Hiç bir felsefe anlayamadı kendisini, felsefiliği marksçılıktan başka olmayanlar hiç anlayamadı onu... Felsefe ile birlikte, siyaset, din, bilim, aklına gelen beşeri tüm ilimler hepsi hepsi ancak tamamlar Mustafa Kemal'i...
Bunlar en basit örneklerim. Peki ya sen sir isaac?
- abi ben mustafa kemal in felsefi yönünün olmaması diye bir başlık açmak/sıçmak/bulamak istiyorum.
- eee bak bak bak
- açtım bile abi
- yitzhak!
- efendim abi
- sana filozofik bir öneride bulunayım ister misin?
- isterüh ağiibüüüeee
- milyonlarca kere siktir git!
Atatürk 'beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi , benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir' diyerek felsefi yönünü ortaya koymuştur.
Bir adam kitap yazmıyor diye o yönün olmaması su götürmez bir saçmalıktır, Atatürk önderlik ile ilgili bir kitapta yazmadı ama bu ülkenin önderi oldu veyahut demokrasi ile ilgili kitapta yazmadı ama ülkeye demokrasi getirdi... daha nice örnek sayabiliriz.