mustafa kemali sevmek zorunda olmak diye birşey yoktur bunu zorunda olmadan çocukluktan bireylere vermek vardır.atatürkü sadece türkçe kitaplarında olan ataürk ve cemil adlı parçadan ibaret zanneden milli eğitim bakanlığı müfredatı hazırlarken bu parçayı koyar ısrarla önyargı oluşturur.Atatürkü sevmek zorunda olduğunu hisseder zihniyet değişirse yaptıklarını öğrenirse gençlik zaten sevecek sevdirecektirde.
yoktur böyle bir şey. kimse kimseyi sevmek zorunda olmadığı gibi zaten bunun da gözle görülür bir şey olmaması hasebiyle zorunda kalmak da söz konusu edilemez. ha sevmediğini dile getirememek dersek işte o dogrudur. içten içe sevmememek daha yaygın kanımca zira bunu yuksek sesle itiraf anlaşılacagı üzre çok kolay bir şey değil.
karakterle ilgili bir durumdur. öncelikle mustafa kemal'in böylesi sevgilere, saygılara ihtiyacı yoktur. zaten kendi beyniyle, düşünceleriyle bazı sonuçlara ulaşan insan bunları savunmayı da bilir. sevmiyorsa belirtmekten gocunmaz. eğer doğru bildiğinden şaşmayacak bir karaktere sahipse.
ama bu düşünceler kendine ait değilse, başkalarının suflelerini seslendiriyorsa, en ufak tepkide geri çekilmesi, bunları savunamaması gayet doğaldır. zira sağlam temeller üzerine inşa edilmeyen şeyler en ufak bir etkide yıkılır giderler.
ha bu arada bu ülkenin istiklal mücadelesine önderlik yapmış, bu ülkenin topraklarının, bayrağının kurtarılmasında baş rol oynamış bir insan neden sevilmez, onu da benim garibim bünyem algılayamaz.
olmayan zorunluluk. bu ülkede herkes herkesin görüşüne karışır belki ama ''zeka seviyesi'' düşük olan insanlara ağzını açmaz , acırlar! biraz idrak etmek lazım. sahip çıkmak lazım değerlerimize! atamıza , başöğretmenimize !
eger türkiyede yasayan özgürce yasayan biri atatürk'ü sevmemek icin bir neden bulabiliyorsa eger ya cok maldir , ya seriatcidir , ya da hic dayak yememistir zira sevilmemesi icin bir neden bulsaniza bana...
yahu adam sana ne yapti , borc mu takti , okulunu okumana engel mi oldu , bu ülkenin basina kral olabilecekken olmadida , olsaydi seni kendi kurallari ile bir dikta ile yonetseydi mi sevecektin sen... bir laf vardir insan kendisini düdükleyeni sever diye , aciyorum size aciyorum ama atatürk'e daha cok aciyorum neden diyecek olursaniz onu sevmeyen türk gencleri gibi bir laf duydukca kisacik bir ömrü olan mustafa kemal pasanin bu kisacik ve degerli ömrünü sizin gibi degersiz ömürlere feda etmesidir sanirim...
siz genclik istiklal caddelesinde , kibris sehitlerinde veyahut baska yerlerde konvers giyip rayban marka gözlük takın diye harcandi onca ömür , onca kan bosa mi akti? peki siz ne yapiyorsunuz simdi , elinizden ne geliyor siz birseyler yaptiniz mi ki , yapanlari elestiriyorsunuz yaziklar olsun hemde cok yaziklar olsun , bu memleket bu durumlarada gelecek
atatürkcülükte tartisilir hale gelecekti , umarim birgün yapilanlarin farkina varirsinizda pisman olursunuz diyecegim ama ; entellektüel görünmek ve prim kazanmak ugruna atatürk'ü sevmeyi yada sevmemeyi tartisan zihniyetlere! siz varmassiniz birseyin farkina , böyle devam edin adeta bir kambur gibi sirtimizda yasamaya helal olsun sizlere yakisikli ve güzel türk gencligi...
zorunluluk olarak gören mümkünse sevmesin. adını anarak olumlu ya da olumsuz hiç bir cümle kurmasın. ya da önyargısından sıyrılarak düşünebilecek kadar aşabilmişse kendini nutuk'u okusun, empati kursun ve hiç bir çıkarı olmadığı halde ülkesi için hayatını hiçe sayarak diğerleri için yaşamış olan bir dahiye lütfen saygı duysun. Kur'an da insanın nankörlüğünden bahseder bu ne yaman çelişki baba.
mustafa kemal'i sevmezsen küfürlere maruz kalırısn gibi bir nedenden dolayı yapılan eylemmiş. yani sevmezsen küfür varmış.
aslında bakarsanız bu ülkede sevmezsen küfür falan yoktu, sevmeyenlerin küfürleri bu ortamı hazırladı.
gidin bir nurcuların muhabbetine, atatürk'ün annesinin daha hala şu yüzyılda ali rıza efendinin ölümünden sonra evlenmesine dahi laf ederler, o dönemde dul kalmamış, namusuyla evlenmiş, 5 vakit namazında niyazında olan kadına dahi laf ederler yani böyle bir ortamın içindedir o insanlar. zihniyetleri şu yüzyılda dahi kadına bir mal-mülk gibi davranmak, ölse bile kocasının tapulu malıymış gibi bakmak olduğundan sanırım -ki dinde bile yeri bok bu yozlaşmış zihniyetin-.
o ortamlardan çıkmış siyasi parti kurucuları kişiler, yazarlar vs. kendilerini hafiften yontmuş, atatürk'ü sevmek zorunda değiliz demokrasi var bu ülkede durumuna getirmişlerdir konuyu. iyi efendi sevme sana sev diyen de yok, ancak gerek bu sözlükte gerekse kendi aralarında yaptıkları grup toplantılarında vaazlarda vs. kurtuluş savaşını bir hiçmiş gibi göstermek, sırf laikliği getirdi diye kurtuluş savaşının her kademesinde adı geçen gecelerini gündüzüne katmış atatürk'ü din düşmanı ilan etmek -ki bu aslında laikliğin kelime anlamı bilinmeden önce hilafetin kaldırıldığında başladı- gibi küfürlere sığınan, atatürk adı geçtiğinde ağzından salyalar sarkıtan, ve aslında atatürk'ten nefret ederken onunla birlikte gözünü çöpten sakınmamış binlerce kurtuluş savaşı şehidi gazisi, ata'nın silah arkadaşlarının emeklerini hiçe sayan, modernizmden uzak kişilere karşı insanların tepkisidir artık, fetocu liboş sorosçu gibi küfürler. yine de bir insanı veya bir grubun devleti laik görmek istedikleri için kafir ilan etmek kadar da aşağılık bir küfür değildir.
atatürk'ün kurtuluş savaşına olan emeği katkısı o kadar çok konuşuldu ki, artık bu basit sığ düşüncelerde etkisini kaybetti sanırım, bakmak ayrı şeydir görmek ayrı şey, onlar görmek istediklerini görür olmuşlar, artık atatürk'e laik bir devleti kurdu diye küfür ediyorlar, doğal olarak atatürk savunucuları da küfür ediyor. önce bir insanın atatürk'ü neden sevmediğini anlaması lazım, kendisine bir sorması lazım neden diye... mesela atatürk'ün yüzünden mi türbanlılar okuyamıyor şu an? ee ama atatürk zamanında türbanlılar okuyabiliyordu? ama senin bildiğin abuk subuk saç örtmekten çok kadına yılan havası katan türban yoktu, bildiğin başörtüsü vardı anadolu işi, şimdi atatürk'ün mü günahı kendi öldükten 40-50 sene sonra gelen yasalar, başını kapatmak isteyen bir kesimi mağdur ettiyse?
sevmek değil ama saygı duymak zorunda olunan lider.
o değil bu ülkenin kurucusu ve bize bu barışı, özgürlüğü emanet eden, bize veren bir kişiyi sevmemek nasıl bir ruh hali ve mantıktır anlamak zor.
demek atatürk'ü sevmeyen bünyeler hala mandacılık özlemini çekiyor.
hani neyzen tevfik'in bi şiirinde diyor ya "anan, baban belli olmazdı" gibisinde birşeyler.
demek bazıları öyle olma özleminde.
türkiye'de atatürk'ü sevmiyor diye öldürülen insan yok ama siz atatürk'e hakaret eder veya onun hakkında gerçeklik payı olmayan saçma sapan sözler sarf ederseniz bir tepkiyle karşılaşırsınız bu doğaldır.çünkü atatürk bu ülke için çok önemlidir o bu ülkenin var oluşunu kuruluş ve kurtuluşunu simgeler.okullarda atatürk'ü öven ve sürekli atatürk'ten bahseden bir sistem var eğer siz bunu atatürk'ü zorla sevdiriyorlar şeklinde açıklamaya çalışıyorsanız bu saçmadır.bir ülke için yapılması gereken her şeyi yapan bir lidere saygı için bu az bile.ayrıca atatürk bu ülkenin temellerini attığı için bir çok alanda isminin geçmesi doğaldır.bu bir ailenin dedesini sevmesi ve onun resmini evin duvarına asması gibi bir şeydir kimse dedesine atasına hakaret edilmesine iftira atılmasına izin vermez.ne olacak atatürk gibi bir kahraman dururken barzani'yi ,tayyip 'i, said nursi'yi mi örnek alacağız yuh artık.
atatürk bu ülke için hem askeri bir kahramandır hemde türk halkına cumhuriyeti , birey olmayı ,demokrasiyi vb bir çok yeniliği hediye etmiştir.
atatürk döneminde eksikler elbet olmuştur devrimler sırasında karabekir , halide edip , mehmet akif gibi bir çok insan farklı fikirleri nedeniyle zor durumda kalmıştır.bunlar doğrudur ama bunlar oldu diye atatürk'ün yaptığı iyi şeyleri çöpe atmak ve onu suçlamak ancak taraflı ve dünyaya bir ideoloji veya tarikat zihniyeti ile bakanların yapacağı bir iştir.
atatürk döneminde gelişmiş ülke olduğu iddia edilen almanya ve italya'da mussolini ile hitler iktidardaydı.sovyetlerde stalin vardı ,ispanya'nın ve diğer bir çok batılı devletin durumu berbattı.avrupa böyleyken türkiye mükemmel miydi hayır elbet öyle değildi ama bu şartlarda türkiye bir imparatorluk mirasından demokratik cumhuriyet kurdu ve onu eksiği fazlasıyla bir noktaya getirdi.
atatürk 1938'de öldü onun yaptıkları o döneme kadardır günümüzüde yaşananlardan atatürk'ün sorumluluğu yok denecek kadar azdır.70 yıldır türkiye'de bir çok siyasi görüş iktidar oldu ve türkiye'yi kendi yapılarına göre yönettiler.bugünkü eksiklikleri ve hataları atatürk'ün sırtına yükleyip onu suçlamak ne kadar mantıklı.ölmüş bir adam size kendini zorla sevdiremez veya türban olayından sorumlu olamaz.günahıyla sevabıyla onun dönemi bitti artık ondan intikam alamak için ona dayanağı olmayan suçlamalar boş eleştiriler yapmayın hata varsa bunun sorumlusu son dönemlerde iktidarda bulunan yöneticiler ve bunları seçen bizleriz atatürk değil.
mustafa kemal hakkında kendiliğinden fikir sahibi olabilecek bir öğretim ortamı ve kamusal alan bulamamaktan kaynaklanan durumdur.
birincisi kendisi insanların ardına gizlenerek her türlü siyasal projesini meşrulaştırdığı bir ikona haline getirilmiştir. bundan ben bile mustaribim. meselâ türkiye için daha iyi olacağına inandığım demokratikleşme adımlarını meşrulaştırmak için "mustafa kemal bunu isterdi" tadında yavan içerikli önermelerde bulunmak durumundayım. oysa kendisi ölmüştür ve yaşadığı dönemde yanında kendisine inanmış ya da kendisini eleştirip bunun cezasını çekmiş bir ekiple yapabileceğini yapmıştır. çevresindekiler de kafalarındaki modeli gerçekleştirebilecekleri ölçüde o dönemin koşulları içerisinde yapabileceklerini yapmışlardır. oysa dünya değişiyor ve dünya değişirken bir döneme saplanıp kalmak ve 10. yıl marşının "coverları" ile günü kotarmak tam anlamıyla muhafazakârlığın daniskasıdır. oysa bize bunu "devrimcilik" adına yutturmaya çalışan ufaklıkların saçma sapan hamasî söylemlerine katlanmak durumunda bırakıldık bugün. tabi bunun müsebbibi de bu çocuklar değil. kendilerine verilen her salatalığı köfte diye yemeye programlandı bu çocuklar.
şimdi bu çocuklar mustafa kemal'in anısını yaşatmak adına fikirlerine ket vurmanın yahut da fikir üretmek adına küfüre sapmanın, sansürcülüğün binini bir paraya pazarlamaktadırlar. burada övgü kelimeleri düzmeyi ciddi anlamda bir mirasa sahip çıkmak ve devrimcilik zanneden arkadaşlarımız var ve sayıları da hiç az değil. bunu sorgulayan çocuklar da bunu açık seçik yapamıyor elbette. çünkü sorgulayıcılık küfretmek gibi bir şey olarak öğretildi onlara.
işe yaramaz bir yazarın saçma bir kitabında güzel bir söz vardı. "çirkin bir insanın sadakâtinden bahsedilemez" kabilinden bir şeydi. yani herkesin atatürk'ü putlaştırdığı bir ortamda atatürk'ten ve bu ülkeye getirdiklerinden veya götürdüklerinden bahsedilemez.
mustafa kemal'in söyledikleriyle zıtlaşmaktır. düşünce özgürlüğünün olduğu bir ülkede kimse sevmek zorunda değildir. o değil de, harbiden... rusya'da millet stalin lenin heykelleri yıkıyor. türkiye'de "atatürk şunu yapmadı aslında" diyen yobaz şerefsiz ilan edilip taşlanıyor. ayıp lan ama.
belki ilkokul öğrencileri için geçerlidir. o dönemde dengesizce zorlanır çocuklar sevmeye..ümidimiz bu dengesizlik zıtlık yaratıp da nefrete dönüşmesindir.
zaten aklı başına geldikten sonra her çocuk her birey her türk insanı kendiliğinden sevecektir. tanıdıkça sevecektir. kalpten sevecektir..
ülkemizde böyle bir zorunluluğun olduğunu düşünmüyorum, zaten olmamalı da. yani birisi atatürk'ü sevmiyorum dese ne yapabiliriz ki onun tercihidir.
sevmek zorunda değilsin ama saygı göstermek zorundasın. ve evet canım bu da ona ve değerlerine laf uzatamayacağın anlamına geliyor.
emeğe saygı, artı rep demiş atalarımız.
zorunluluk değildir. her türkiye cumhuriyeti vatandaşının hali hazırda karakterinde bulunduğu için zorunluluk olarak addedilemez. ha ben sevmiyorum diyenin de zaten karakterinden şüphe edilir.
gerçekten sevmiyorsa insan ve bunu ifade edemeyecek kadar açık yürekli değilse ondan herşey beklenir, riyakar'dır birkere bu ülkeyi ingiliz'e fransız'a peşkeş çekenler kadar namussuz, halkının köle olarak yaşamasını isteyecek kadar onursuzdur. zorunda kalmak diye birşey söz konusu değildir o yanlızca çıkarları doğrultusunda kendini pazarlıyordur. mustafa kemal'i sevmemek bir halkı sevmemektir, bir ülkeyi sevmemektir. bu ülkenin hudut kapıları var isteyene molla iran, isteyene amerikan sömürgesi ırak kapıları sonuna kadar açık.
Türkiye Cumhuriyeti vatandası olmak ve bu ülkede yasamak bile yeterli bir sebeptir ulu önderimizi sevmek icin. Zorunluluk degildir bu, sevme eyleminin doğasına terstir yaptırım uygulamak. akli dengesi yerinde olan ve azbuçuk mektep gören her vatandas, yasadıgı toprakların nasıl kazanıldıgını bilir. Bir ilkokul cocuguna Atatürk'ü sordugunuz zaman gözlerindeki parıltıdan bile anlarsınız ne denli büyük bir hayranlıkla Ata'sına baglı oldugunu. Bunu zorla, baskıyla, dayakla elde edemezsiniz. Nasıl ki bir anne evladı icin canla başla çalışır, ona gözü gibi bakarsa, Atatürk de bu vatan icin aynı hassasiyet ve çabayla çalışarak kurmustur güzel ülkemizi.
sokak köpegine bile yemek verdiginiz zaman, size minnet duygusunu belli ediyorsa sizin de insan olarak, üstünlüğünüzü ortaya koymanız gerek. Kimse Atatürk'ü sevmek zorunda degildir. Fakat sevmedigi halde tepki toplarım diye bunu belli etmemek, karakterinden ödün vermek demektir. Zaten böyle insanlar Atatürk'ü severse, orada bir yanlış vardır. Ha bir de şu var; tüm dünya bile Atatürk'ü saygıyla anarken bir avuc nankör anmasa kac yazar.
kimse mustafa kemal atatürk'ü sevmek zorunda değildir; lakin saygı göstermek zorundadır.
kimse atatürk ilkelerine canı gönülden katılmak zorunda değildir; ama uymak zorundadır.
kimse bu ülkede yaşamak zorunda değildir; lakin yaşıyorsa bir devletin değerlerini ve devleti devlet yapan şeyleri yıkmaya çalışmamalıdır.
aksi takdirde bir sürü yakıştırmaya maruz kalırsınız ki bu demokrasi ile çelişmemektedir.nitekim atatürk'ü kendilerine hedef tahtası belleyen muhafazakar kesimin( muhafazakar kesimin tamamını kapsamıyor.sadece bu doğrultuda düşünen ve davrananları kapsamakta) ileri demokrasi ve özgürlükçü gösterdiği ingiltere'de bile aksini yaparsanız en ağır suçlardan müebbet hapis cezasına varabilecek cezalarla karşılaşırsınız. türkiye'yi, türkiye'nin özgürlük karşıtı eylemlerini ve insanı "zorunda bırakan" eylemlerini eleştirmeden önce tüm dünya çapında da değerlendirme yapılmasında fayda olur. kimizin veriyor da biz vermiyoruz?
