m. kemal, zaman zaman boğazda demirlemiş ingiliz donanmasını izler, çanakkale'de kazandığı o büyük zaferi
anımsayıp, ''bunlar nasıl oldu da boğazı geçti'' diye düşünür, boğazı düğümlenirdi.
belliki, vahidettin bunları bir gece gizliden boğazdan içeri almıştı.
bu düşüncelerle, limandan samsuna hareket etmekte olan vapurda buldu kendini m. kemal.
binbir zorlukla, vahidettini ve ingilizleri atlatıp binmişti vapura. tarihin kendine
biçtiği rolü oynamak üzere çıkacağı ilk büyük sahnesine doğru yol alıyordu, samsuna doğru.
vahidettin'in Mustafa Kemal Paşayı anadoluya yolladığı doğrudur. Ancak Vahidettin'in Atatürk'ü yollama nedeni Kurtuluş Savaşı başlatmak değildir kafasında böyle bir plan olsa dahi ingilizlerin zaman baskısıyla Mustafa Kemal ve yandaşlarını kurtuluş savaşı boyunca hiç desteklememiş hemen herkesin hain olduğu konusunda birleştiği Damat Ferit'i de 5 kere sadrazam adamıştır.
ayrıca bakınız:(#15035761)
tezden biraz daha ileridedir. gerçektir. vahdeddin tahtını hiçe sayarak bu adıma imza atmıştır. ardından paşa hazretleri ulu önder, kendini feda eden adam ise hain olmuştur. vatanı ne kadar ucuza sattıysa ilaçlarını dahi alamamıştır bu "hain".
vahdettin'in anadolu'ya geçerek milli mücadeleyi başlatan mustafa kemal paşa'yı ingilizlerin isteğine uyarak, istanbul'a geri çağırması ve emre uymadığı gerekçesiyle hakkında idam kararı çıkartması bu tezin ne kadar gerçek dışı bir uydurma olduğunun en büyük kanıtıdır. saltanatını korumak için ingilizlerin kucağında oturan ve milli mücadeleye karşı her türlü melaneti yapan bir adamın böyle bir şey yaptığını söylemek tarihi çarpıtmaktır; safdillerin buna inanmaları ise cehaletten kaynaklanır. vahdettin saltanatı ve canı için vatanına ihanet etmiş sıradan bir tatlısu sultanıdır o kadar. herhalde fatih, kanuni ve yavuz selim gibi büyük padişahların ruhları, onun memaliki osmaniye'yi ve saltanatı tarih önünde rezil eden bu ihanetini affetmemişlerdir.
doğrudur. kaldı ki vahdettin sürüldükten sonraki anılarında atatürk' ten bahsederken biz böyle konuşmamıştık der ki atatürk' ün bir konuda vahdettin' i sağlam kandırdığı açıktır ki bu da muhtemelen savaştan sonraki atatürk' ün yaptıklarıyla ilintilidir. (yine de vahdettin atatürk' ün onu ne konuda nasıl kandırdığını yazmaz.)
ve not, vahdettin hain değildir. allah aşkına, sizin anlamadığınız şu. bu adam başbakan ya da cumhurbaşkanı değil, padişah. bütün ülke bu adamın tapulu malı. babasından miras kalmış topraklar gözüyle bakıyor ülkeye. siz kendi malınıza ihanet eder misiniz?
yalan bir önermedir. çünkü mustafa kelmal amasya genelgesinde "milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır." demiştir. yani daha işin başında saltanatı ve istanbul hükümetini direk karşısına almıştır. dolayısıyla bu önerme kesinlikle yanlıştır. elbette samsuna gidişi resmi bir görev olarak görünse de atatürk bunu bir fırsata çevirmiş ve daha önce planlarını kurduğu düşüncelerini bir bir hayata geçirmiştir. büyük liderdir.
tez değildir, doğrudur. Arşivlerdeki belgelerde de mevcuttur. Osmanlıca bilen insanlar ulaşabilir. Her üniversitenin tarih bölümünde birer kopyası vardır.
Ayrıca; vahdettin hain değildir. Onu da bilahare başka bir zaman açıklayacağım.
boka sürülecek kadar aklı ve tarih bilgisi olmayan insanların görür görmez tepki gösterdiği, deli gibi karşı çıktığı tezdir. neymiş mustafa kemal paşa samsun'a gizli gizli çıkmışmış.
lan bu tarih bilgisini nereden edindiniz, cin ali serisinden mi? mustafa kemal'i anadolu'ya gönderen vahdettin'dir. ister ordu müfettişi olarak ayaklanmaları bastırma amacıyla olsun, ister kurtuluşu başlatacak halk ayaklanmasını başlatması amacıyla olsun. bu oturulur araştırılır, tartışılır. ama vahdettin'in mustafa kemal'i anadolu'ya göndermiş olduğu gerçeği tartışılmaz bir tarihsel gerçektir.
evet mustafa kemal ı samsuna gönderen vahdettindi. mustafa kemal samsuna 9. ordu müfettişi olarak, ingilizlerin işgalinde olan karadeniz bölgesindeki olayları incelemek amacıyla göndermiştir. mustafa kemal amasya bildirgesiyle, kurtuluş savaşını başlatma kararı alıp sivas ve erzurum kongrelerini oluşturmuştur. erzurum da kazım karabekir paşaya istanbuldan gelen bir emirle mustafa kemalin derhal tutuklanarak istanbula gönderilmesi bildirilmiş, kazım karabekir bu emri dinlemeyerek mustafa kemal ın yanında olduğunu göstermiştir.
hem samsun'a gönderildi hem de yolda başına bir iş gelmesin diye ingiliz gemileri tarafından takip edildi. Zaten oraya hangi görevle gönderildiğini ingilizler de biliyordu. Yok efendim gizlice samsun'a çıkmış falan fasaryadır. m.kemal olmasaydı bir başkası aynı işle görevlendirilecekti. Zaten işin ne olduğu belli... sizin kurtuluş zannettiğiniz şeyler...
Vahdettin vatansever, kahraman olunca osmanlı hanedanının son yüzyıllarda yaptığı hatalar silinecek mi yoksa Herkes Osmanlıcı mı olacak?
Keza vahdettin vatan haini ise Osmanlı hanedanının kahramnalıkları ve bu millet için çalışmaları Türk Milleti ve cumhuriyet tarafından görmezden mi gelinecek?
ne fark ederki, kuvvetle ihtimal samsuna atatürk`ü vahdettin yolladı ama tarihin tozlu sayfalarındaki yerini almaya hazırlanan imparatorluğun çöküşünden vahdettin sorumlu değil ama, işgalcilere takındığı tavır zaten yeterince rezil bir durumdur.
burada tuhaf olan sanki vahdettin hic sucsuzmus gibi davranilmasidir. mustafa kemal niye gelmistir? bir sekilde ittifak devletlerine koca imparatorlugu öylesine teslim edip suursuzca hareket eden vahdettin, öte yandan ülkesini kurtarmak icin planlar yapan, ne amerikan mandasina, nede ingiliz hakimiyetine meydan vermek istemeyen, kabul edilmis türklerin sonu olan sevr antlasmasina karsi cikip, inanilmaz bir zoru basaran ulu önder atatürk. vahdettin den umulan nedir? yada sunu soralim, vahdettin kalsa atatürk olmasaydi, vahdettinciler su esnada burada yaziyormu olurlardi, yoksa sömürgeci ingilizlerin boyundurugu altinda yasamak zorunda kalmazlarmiydi? orasini artik ince ve pratik zekalarina birakiyorum, saygilar.
Kanımca Mustafa Kemal'in Samsun'a Vahdettin tarafından yollanması tezi, Gazi paşayı ve/veya yaptıklarını kücümsemekle bir tutulduğundan olsa gerek, yeterince iyi analiz edilememektedir.Buradan hareketle durum, "Vahdettin haindir." ve "Vahdettin kahramandır." gibi ifrat-tefrit tepelerinde gezinmekten öteye geçememektedir maalesef...
