malum mustafa kemalin zihniyeti arkasında bıraktıklarıyla ülkece uzun yıllar hüküm sürdü, kimi vatandaşımız kendisinin inkılaplarına tabi oldu kimi ise olmadı. bugün bunun tartışmasını yapmak elzemdir, çünkü gerçek tarihimizle yüzleşmenin artık zamanıdır.
kemalistleri burada yazanlara antitez sunmaya davet ediyorum. sunabilirlerse tabii.
--spoiler--
M. Kemali red etmemizin sebebi onun içki içmesi veya zina yapması değildir. O ve onun dine uygun olmayan fiillerine iştirak edenler, kendilerine zulmetmişlerdir. Gizli yaptıkları sürece burası bizleri ilgilendirmez. Allah (celle celaluhu) ile aralarında olan bir meseledir.
Bizim M. Kemali red etmemizin nedeni, müslümanlara yaptığı zulümdür
Kuranda müslümanların hangi kanunlar ile yönetileceği Cenab-ı Hakk tarafından bildirilmiştir ve bu kanunlar ile hükmetmeyenlerin kafir olduğu beyan edilmiştir M. Kemalin Rabbimizin emirlerini uygulamadan çıkarması, ona itaat etmememizi ve onu red etmemizi gerektiriyor. Bunu keyfimizden yaptığımız söylenemez. Kuran emrettiği için onu red ediyoruz.
Öte yandan dinimize hakaret etmesi, Kuran için; Gökten indiği sanılan kitapların dogmaları demesi ve daha birçok benzer sözleri de, M. Kemali red etmemizin başlıca sebeplerindendir.
Resulallah (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimiz şöyle buyurdu:
Dinleyin ve itaat edin! Üzerinize tâyin olunan vâli/yönetici, başı siyah kuru üzüm gibi Habeşli bir köle olsa bile, sizin aranızda **Allahın kitabını** uyguladığı müddetçe dinleyin ve itaat edin.
Resulallah (sallallahu aleyhi ve sellem) efendimiz şöyle buyurdu:
Dikkat edin islam bir dairedir. Döndüğü müddetçe siz de kitapla(Kuran/Sünnet) beraber o dairenin içinde dönünüz. Dikkat edin, kitap ile sultanlık (din ve devlet işleri) birbirinden ayrılacak. Dikkat edin, onlar (bizden olmayanlar olsa gerek) sizin başınıza emir (idareci) olacak. Sizin aleyhinize olan, kendilerinin lehine olan şekilde hükmedecekler. Eğer onları dinlemezseniz sizi öldürecekler, itaat ederseniz sizi sapıtacaklar. Onlara karşı Meryem oğlu isa (aleyhisselam)ın arkadaşlarının davrandığı gibi davranın. Onlar ki testerelerle biçildiler, çarmıha gerildiler ama yine de davalarından vazgeçmediler. Allaha itaat ederek ölüm, Allaha isyan ederek yaşamaktan daha hayırlıdır.
(Hadis alimlerinden imam Taberani Mucemul Kebir, Mucemus Sağir ve Şamiin isimli eserlerinde rivayet etti.)
**
Birkaç tane de Ayet-i kerime zikredelim:
Araf Suresi
3 (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve Ondan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
**
Casiye Suresi
18 Sonra (Ey Rasulüm) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
**
Şûra Suresi
21 Yoksa Allahın izin vermediği bir şeyi, dinde onlara şeriat kılacak ortakları mı var? Şayet kesin söz bulunmayacak olsaydı; aralarında derhal hüküm verilirdi. Doğrusu zalimlere elim bir azab vardır.
**
Al-i Imran Suresi
23 Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri görmedin mi? Aralarında Allahın Kitabı hükmetsin diye çağrılıyorlar da onlardan bir bölümü yüz çeviriyor. Onlar işte böyle arka dönenlerdir.
**********
Zikrettiğimiz bu Ayet-i kerimelerden ve Hadis-i şeriflerden de anlaşılacağı gibi, Kuranda yer alan kanunlar ile hükmedilmesi Allah-u Teala tarafından emredilmiştir. Mevzu bu denli açık ortadayken buna karşı çıkmak bir müslümanın yapacağı iş değildir. Bunu yapanlar ya sahtekardır, ya da gafildir.
Maide Suresinin 44′üncü Ayetinde, Allahın (celle celaluhu) indirdikleri ile hükmetmeyenlerin durumu şöyle bildiriliyor:
( ) insanlardan korkmayın, benden korkun, âyetlerimi az bir paraya satmayın. Kim Allahın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.
Allahın (azze ve celle) emirlerine uyduğumuzdan dolayı hiç kimsenin bizi suçlamaya hakkı yoktur.
Bir takım insanlar ise; ama o bizi kurtardı, bu yüzden seviyoruz diyorlar. Kimi sevip kimi sevmeyeceğimiz de Kuranda bildirilmiştir:
Mümtehine Suresi
1 Ey inananlar! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar ettikleri, Rabbiniz Allaha inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi (yurdunuzdan sürüp) çıkardıkları halde siz onlara sevgi ulaştırıyorsunuz. Eğer benim yolumda savaşmak ve benim rızamı kazanmak için çıktınızsa içinizde onlara sevgi mi gizliyorsunuz? Oysa ben sizin gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur.
**
Mücadele Suresi
22 Allaha ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allaha ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Ondan razı olmuşlardır. işte onlar Allahın hizbi (dininin yardımcıları)dir. iyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allahın hizbidir.
**********
Kaldı ki, bizi ne M. Kemal kurtarmıştır ve ne de kurtarılmış birşey var. Aksine, birçok şeyi kaybetmişiz.
Örneğin Islamın öngördüğü Hilafet makamını, Rabbimizin emrettiği Şeriatı, yazımızı, kültürümüzü, tarihimizi, bize ait olan ve Lozanda düşmanlarımıza bırakılan eski topraklarımızı, Ezanı (ki Adnan Menderes yine okunmasını sağlamıştır) vs.
Türkiyede çoğunluğun mezhep Imamı olan, Imam-ı Azam Ebu Hanife (radıyallahu anh) Şeriat hakkında şöyle der:
Bir kimse: Gel beraber gidip Şeriata danışalım derse öteki kişi de Gitmem, derse kâfir olur. Çünkü Şeriatı reddetmiş oluyor.
Yine bir kimse: Şeriat ve benzeri müesseselerin bana bir faydası yoktur, bana şeriatın hükmü geçmez, derse kâfir olur.
El-Muhît adlı kitapta yazıldığına göre, bir kimsenin yanında Şeriattan bahsedilse ve bilerek bu söze karşı gelirse, yahut hakaret için çirkin bir ses çıkarsa, yahut bu Şeriat kötüdür, derse kâfir olur.
(Fıkh-ı Ekber Şerhi Aliyyül Kari (rh.a) Şerh etmiştir.)
Rabbim bu paylaşımı faydalı kılsın.
NOT: Ayetlerden neyin kastedildiğini daha iyi anlayabilmek için Ehl-i Sünnet alimlerinin tefsirlerine bakılmalıdır. Örneğin Elmalılı Hamdi Yazır, Ömer Nasuhi Bilmen veya Imam Kurtubinin tefsirlerine bakılabilir.
--spoiler--
bir araştırmanın paylaşımı değildir. iki tane hadis okumuş mücahit kıvamındaki zavallıların zihniyet sıçmasıdır.
internet üzerinden rahatça '' atatürk '' ü reddettiğini söyleme özgürlüğünü, sana peygamberlerin ya da padişahların sağlamadı. çok özendiğin arap ülkelerinin çoğunda facebook youtube bile yasak.
rte için olumsuz bir şey söylediğimizde anında silinen entrylerimiz varsa, bu başlığın da silinmesini diliyorum. haddini bildirmek adına yobazlara.
edit: söylemeden geçmek istemedim. sen kendini türk değil arap olarak gördüğün için '' atatürk'' diyememişsin. fakat ''atatürk'' ünvanını o kendisi seçmedi. o dönem hala osmanlı torunları olan , dine en az senin kadar bağlı olan halk layık gördü. türkiye var oldukça sürecek kuyruk acınız.
mustafa kemal'i reddetmek? mustafa kemal'in varlığını mı, yaşadığını mı reddediyorsun? yazdıklarına bakılırsa sen demokrasiyi, cumhuriyeti reddediyorsun. senin tek derdin devlet rejimi. bunu da yıkmanın tek yolu devrim. yapabiliyorsan ne ala, yapamıyorsan oturup ağla.
bölücü söylemidir, kendini müslüman sanıp ulu önder mustafa kemal atatürkün islam hakkında düşüncelerini bilmemektedir. bu gibi düşünenlere şu satırları okumayı tavsiye ederim, eğer internetten okuyamam gözlerim acıyor cevabı gelecekse, adresini vermesi taktirde ''ahmet yaşar zengin'' in atatürk ve islamiyet adlı kitabı hediye edilecektir.
o kadar uğraşılmasına ve araştırılmasına rağmen tamamen duygusal nedenlerle yazılmış bir yazıdır. mustafa kemal'i elbette reddebilirsin ancak iftira atarak veya yalan yanlış bilgiler vererek insanları manipüle edemezsin. ayrıca hem mustafa kemali reddedip onun kurduğu ülkede yaşayamazsın. nasıl ki bir futbol maçında, sikerim lan ben elle oynucam diyemeyeceğin gibi, onun kurduğu bu ülkede onu reddederek yaşayamazsın. bilmem anlatabildim mi?
kuran-ı kerim hiçbir devlete nasıl yönetilmesi gerektiğini söylemez.kuran'da kanunlar yoktur.suçlara verilecek cezalar yoktur.
kuran allahın verdiği canı allahtan başkası alamaz der.adam öldürene şu kadar ceza verin, tahammüden olursa bu kadar,nefs-i müdafa olursa şu kadar diye bir ifade yoktur.
kuran insan'a ne yapıp neyi yapmaması gerektiğini söyler.ister uygularsın ister uygulamazsın.bireyle allah arasındadır hepsi.kimse kimsenin günahından sevabından sorumlu değildir. kuran insanoğluna örgütlenmesi gerektiğini söyler kuran insanoğluna bu örgütlenme sırasında işi ehline vermek gerektiğini söyler.gerisi insanoğluna kalmıştır.
mustafa kemal atatürk sayesinde dininden habersiz yaşayan türkiye halkı ilk defa kuran-ı kerimde ne anlatıldığını öğrenmeye başlamıştır.cumhuriyet öncesi cuma hutbelerinde vaiz-imam gelir arapça bişeyler anlatır cemaat de herhalde iyi bişeyler söylüyordur düşüncesiyle bön bön imam'a bakardı.mustafa kemal sayesinde kuran-ın türkçe mealini gördü türkiye.din adamlarının kendi dillerinde islam'ı anlatmaları sayesinde dinini öğrenmeye başladı türkiye.
hilafeti kaldırarak islamın gelecekte emperyal maşası bir kukla halife elinde oyuncak edilmesini önledi mustafa kemal.işte vatikan'ı görüyoruz işte istanbuldaki rum patrikhanesini ekümenik patrik yaptırmak için emperyalizmin nasıl uğraştığını buna mukabil rusyanın ortodoks mezhebini elinde tutmak için moskova patrikhanesini ekümeniklik konusunda tüm ortodokslara empoze etmeye çalıştığını görüyoruz.islam dünyası bu açıdan mustafa kemal'e ne kadar teşekkür etse azdır.
mustafa kemal sayesinde kendi dilimizi konuşabiliyor, kendi kültürümüzü yaşayabiliyor,ezan sesini duyabiliyor olduğumuz gerçeğine hiç girmiyorum bile.o konulara girersem 10 sayfa yazmam lazım.mustafa kemal bu millete allahın bir lütfudur.biraz insanlıktan nasibini almış her tc vatandaşı bu gerçeği idrak eder.
mustafa kemal şimdikiler gibi hiç bir zorlama yapmadı. camileri, diğer dinlerin ibadethaneleri yıkmadı!! insanı özgür kıldı veya özgür kılmak için ekstra birşey yapmasada yok saymadı, saygı duydu. ama şimdi etrafımız cami inşaatıyla dolu. cami kötüdür vs demiyorum. bir dinin ibadethanesidir yapılması doğrudur. ama bu ülkede müslüman olmayan insanlarda vardır ve sayıları hafife alınmayacak kadar çoktur. hani eşitlik? nerde bir kilise inşaatı? üniversitelere bile cami yapılıyor. neden diğer dinlerin ibadethaneleride yapılmıyor? bu zorlama değildir belki ama yok saymaktır. yani duygular karşılıklı. *
eğer bir 20 sene daha ömrü olaydı, bu ülkede cahil müslüman kalmaz, bazı mallar da şu memlekette hoca diye hüküm süremezdi. şimdi rahat rahat dökün içinizi, hatta ayet ve hadisleri işinize geldiği yerde, işinize yarar şekilde kullanın. nasıl olsa kendini savunacak halde değil merhum.
önce içki içiyor diye kafir dediniz, baktınız ki ailenizin en az yarısı şarapçı.
sonra olmadık sapıklıklar ürettiniz, ki anlatılanları yapmaya ne zamanı, ne de zemini oldu.
farz olan kafirle savaştan kaçmak için tekkelere kıçını atanları, onlara sahip çıkıp yunanlının ve ingilizin sesi olanların tekkelerini ve zararlı faaliyet içinde olan mason derneklerini yasakladı. aslında sebepler son derece geçerli ve gerçekçi olduğu halde onu bile eleştirdiniz.
en sonunda başka bir şey kalmadı elinizde, bu gün bile hala atatürkün kendisi mi, yoksa ölümünün ardından kendisine cenaze namazı bile kıldırmaya üşenen ismet paşa avanesinin mi yazdığı belirsiz sözlerle saldırıyorsunuz.
artık çok şükür, bazı programlarda, hem de osmanlı arşiv delilleriyle pek çok iftira, söylenti, sallama boşa çıkmaktadır.
ama adamlar mal olduğu için, osmanlının belgesine değil, hocasının osuruğuna inanır.
sana ve senin gibi insanlara edilebilecek bir çok dilde sayısız kelime var ama sözlükten atılmamak için birşey demiyorum. ama hacı sen hakkaten israfmışsın be!