Ne zorluklarla bu ülkede devrim oldu ,nelerden kurtulduk bilmeyen insanların düşüncesi. onca insan sen kıçının üstünde oturup kahveni yudumlarken atatürk'e nefretini yazman için ölmedi yobaz piç . ha yazsan ne olacak bizler çocuklarımıza olması gerekeni öğreteceğiz ama sizler onursuz bir hayat sürmeye devam edeceksiniz.
karakterinizin bozuk olmasi sebebidir. dusunsene ulken isgal altinda sinek gibi olduruyorlar atalarini kadinlar tecavuzlere ugruyor tamamen teslim olmussun caresizsin padisah desen kul olmus eli kolu bagli. bir adam cikiyor halki toparliyor yanindakiler ile beraber canlarini ortaya koyuyorlar yoktan bir ulke var ediyorlar. sonra aradan yillar geciyor onlarin kurdugu ulkede onlarin sagladigi imkanlar ve ozgurlukler ile kendisinden nefret ettigini soyleyenler cikiyor..
bu sadece atamiz icin degil kime karsi yapilirsa yapilsin mayasi bozukluk ve ihanet degildir de nedir..
Atatürk zorla sevdirilmeye çalışılmamıştır. Atatürk, aksine kendi ilkeleri ile bütünlük gösteren, fikir özgürlüğünü savunmuştur. Osmanlı devletinde, padişah eteği öpmek zorunda olan insanların, bu düzene boyun eğmesine baş kaldırmıştır. Bu nedenle, Atatürk aynı zamanda, kendisinin sevilmesinin ya da eleştirilmesinin son derece doğal olduğunu savunmuş bir liderdir. Kendi felsefesi ile uyuşan budur. Yani, sizin Atatürk olmasaydı, padişahı eleştirdiğiniz zaman başınıza gelebileceklerinizi düşünebilecek seviyeye gelebileceğinizi umut ederek, bu düzeni getirmiştir ancak, ne yazık ki Atam bu konuda pek de başarılı olamamıştır.
Laikliğe gelecek olursak, bir devletin bir dini benimsemesi ne derece doğrudur sorusu ile hareket etmek gerekir. Bir devlet, bir dine bağlı kaldığında ve ülkeyi o dinin esaslarına göre yönettiğinde, müslüman olmayan halkı zor duruma düşürür ve baskı kurmaya başlar. Çağdaş bir devlet olmak, din ve devlet işlerini ayırmak ile mümkündür.
Din, insan ile tanrı arasında olup, resmi kurumlar ile düzenlenemeyecek, dayatılamayacak bir kavramdır.
Bu durumda, Atatürk' ün uygulamaya geçirmiş olduğu laiklik sistemi son derece doğrudur. Ancak, ne yazıktır ki, bu ilkelerin benimsenmesinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen, anlamları henüz tam anlamı ile idrak edilememiştir.
Alfabe ya da batı medeniyetini örnek alma konusunda ise, aslında çok fazla düşünülmeden ortaya atılmış bir önerme olduğu zaten kendisini göstermektedir.
Tarih, her zaman içinde bulunulan koşullara göre değerlendirilir. ilk okullarda, tarih derslerinin ilk cümlesinde bu da öğretilir.
Ülke, yeni bir savaştan çıkmış, varıyla yoğu ile canını ortaya koyarak, anlı şanlı bir kurtuluş savaşı gerçekleştirmiştir. Halk, son derece fakirdir. Okur yazar oranı düşüktür. Böyle bir durumda, yeni bir rejim kurulmuş iken, bir çok devrim yapılmış ve en hızlı şekilde, ülkenin gelişimi için çaba sarf edilmiştir.
Zira, böyle bir durumda, yapılabilecek en iyi şey, tutarlı olabilmektir.
islamcı bir yönetim anlayışını savunmak, devletin, her bireyin düşünce yapısına müdahale edebilme yetkisi kazanması anlamına gelmektedir ki bu da bu çağda son derece aptalca ve gerici bir sistemdir.
Anlaşılmayan şudur, Atatürk'ün devrimleri ile, ilke ve inkılapları son derece rahat bir yaşam tarzı süren insanların, hala Atatürk sayesinde, fikir beyan etme gibi bir özgürlükleri bu hükümete rağmen az da olsa kalmış olduğu halde, nedir bu kadar rahatsız edici olan.
meyve veren ağaç taşlanır derler ya, bazı beyinler yaptıklarını anlayamıyor, bu tiplerin de sevmemesi, yerine kendine abzurt bir kahraman benimsemesi normal.
kişinin annesinin mesleki durumunun orspu olmasıdır. eksileyecek olan dalkavuklarında bacılarından şüphe ederim ey sözlük. Atatürk olmasaydı siz yine doğardınız ama babanız kim olurdu belli olmazdı !!
bu sözlükte aslında babasının kim olduğunu acilen annesiyle tartışması gereken çok eleman var çook.
sadece ve sadece başarılı olmasıdır. hem askeri hem idari alandaki başarıları karşısında dünya hayranlıkla izlerken. bazı gerzek bünyeler kendisini sevmemektedir. hatta işi iyice ileri götürüp "olm vahdettin istanbul'dan çıkamıyordu, çıksa kendi kurtarırdı memleketi, kurtuluş savaşı planını atatürk'e veren vahdettin" diyenler bile vardır.
güzelim ülkemizde ,barış içinde yabancı askerlerin süngüsü altında olmadan ,güzel üniversitelerde okuyup güzel şehirlerde yaşamak olabilir mesela.
(bkz: yemek yediğin çanağa sıçmak)
çoğu yobaz kesim insanına göre kılık kıyafet kanunu, bir kısmına göre hem o hem de latinharflerine geçiş. arpça yı din olarak görmeleri, başörtüsünü dinin direği olarak kabul etmiş olmaları başlıca sebeptir. tabi onlara göre üretilecek bahane çoktur atatürk ü sevmemek için. çoğunun işine gelmez devrimleri ve atatürk ün yaptıkları sadece çelme takmıştır onların ticari amaçlarına, kadınlar üzerinde uygulamak istedikleri baskılara...
