bilincli olarak saptirilmaya calisilan bir durumdur.
o yat onun kendi kisisel mali degildir. devletin yati o. devlet atatürk´e "gezsin kardesim adam hayati boyunca cephelerde gezdi, toprakta yatti, poposu bir de rahat yatak görsün" diye düsündügü icin tahsis etmistir. kaldi ki, adam , ne yazik ki o kadar da uzun uzun keyfini cikartamadi o yatin. o da herhalde kaderin bir cilvesi olsa gerek.
kaburgalari kirik vaziyette doktorlarin "pasam, bu vaziyette sakin cepheye falan gitmeye kalkmayin, kaburga cigerlerinizi parcalarsa ölürsünüz" demesine ragmen, ertesi gün, evlatlik aldigi cocugun saskin bakislari altinda "ve aaaa pasam nereye gidiyorsunuz" sorusuna "böyle günde hic yatilir mi cocuk?" diye cevap veren adam o. dogru düzgün nefes alamadigi icin kisik sesle savas yöneten bir adam...
şimdi birçok kişi diyor ya şu kadar para falan diye. gülüyorum. devlet işleri için kullanıldı o yat. diğer yandan 4'te bir fiyatına alındı. diğer yandan atatürk'e çok görüyorlar ya hani. acaba atatürk servetini nerelere bağışlamış merak etmişler mi? tdk'ya, türk tarih kurumuna ne servet bırakmış merak etmişler mi... atamın varlığı da, canı da, emeği de bu vatana harcanmıştır. şimdi dağılın densizler.
son arzusu idi o gemi. büyük bir heyecanla çocuk gibi getirilmesini bekledi. ama hastalığının son günlerine denk geldi geminin getirilmesi. sefasını süremeden hayata gözlerini yumdu atam.
ananı babanı biliyorsan, ülkende birinci sınıf insan gibi (haketmediğin halde) özgür yaşayabiliyorsan (para değil ulan herşey) o senin, yat almış kat almış dediğin adam sayesindedir.
(bkz: daimler)