mustafa kemal atatürk ün mal varlığı

entry539 galeri5
    62.
  1. bütün mal varlığını açıklamış,saklamamış.saklayanlarınkini öğrenmek lazım.
    0 ...
  2. 61.
  3. Malvarlığının gelirinin büyük kısmı CHP, Türk Dil ve Tarih Kurumu'na bağışlanmıştır. Hisse senetleri dahil tüm mal varlığı özellikle 1980 darbesi ve önceki hükümetler tarafından yağmalanmış, hatta 80 darbesi sonrası kurulan hükümet, hisse senetlerinden elde edilen geliri devlet bütçesine dahi aktarmıştır.

    kısacası; yağmalanmış mal varlığıdır. tıpkı ülkenin tüm maddi ve manevi varlığı gibi.

    (bkz: atatürkün vasiyetnamesi)
    4 ...
  4. 60.
  5. ilk önce türkiye cumhuriyetidir. ve o, tüm varlığını ulusuna bırakacak karekterdedir. 3-5 erik, çam ağacı, koyunu-ineği bırakın da, tayyip beyin o kendi deyimiyle "neredeeennnn nereye" tabir edilecek mal varlığını dökün şuraya da bir eğlenelim anam be, kıyas bile kabul etmeyen uçurumu görelim eğlenelim.
    14 ...
  6. 59.
  7. cumhuriyettir.

    bugün satılmaya çalışılan...
    3 ...
  8. 58.
  9. kopy pastalar savaşına kurban gitmiş mal varlığı. savunanlar eleştirenler kopy past yapıyorsunuz anladıkta ulan şu metinlere bi bakın hepsinde 8117 yazıyor. gören atatürkün 8117 sayısına takıntısı olduğunu zannedecek.

    adı cumhuriyet olan bir rejimi kurucusunun mal varlığı sanan davarlarla aynı metobolizmaya sahip olmak enteresan. paşa hazretlerinin para olan alakası için işbankası'na bakmak yeterlidir. işbankası etrafında oluşan sermaye ve bu sermayenin kimlerin kullanımında olduğunu görmek yeter.
    0 ...
  10. 57.
  11. herşey bitti sıra *atatürk' e geldi! ey yazar kardeşim hic mi utanmadın bu başlığı açarken? güzel kardeşim buna kafa yoracağına, akp hükümetinin nereleri nasıl babalar gibi sattığına*, bu ülkede babasının çiftliği gibi at koşturduğuna kafanı yorsana! he illa mal varlığına taktıysan, sen neden varsın ona takıver bir zahmet.*
    (bkz: sözlükteki mal varlığı)*
    2 ...
  12. 56.
  13. +ayzek napıyosun olm.
    -çok sıkıştım abi sıçıyorum.
    +ulan demin yemek yiyodun o tabaktan.
    -farketmez yau, ben bunu hep yapıyorum bişey olmuyo.
    +asdafasdsfsd...
    7 ...
  14. 55.
  15. peşine düşmüş, o'nun inançlarını kendine ilke edinmiş milyonlarca yürek.
    1 ...
  16. 54.
  17. 53.
  18. 52.
  19. bütün türkiye o*nundur. ince çizgi şu ki bazıları o*nun 'mal'ıdır , bazıları ise evladıdır.
    5 ...
  20. 51.
  21. 50.
  22. ulan mal varlığına bak deyip mustafa kemale sövmek apayrı bir mallıktır. mühim olan çarpık ideolojiyi, çarpık sistemi görmek. seksen senedir iktasadi manada sapıklık var bu ülkede. mustafa kemalin o günkü servetine sövüp , bugünün servet sahibi patronlarına diyecek laf bulamıyorsan sen de tırtsın ! rahmi koç'un , sabancının, diğer patronların varlığı da rahatsız etmeli bizi. türkiye bütçesinin yüzde dokuzuna sahip bir insanın varlığı beni rahatsız eder ve bence seni de etmeli. bunları görmek lazım. böyle adaletsizlik , böyle eşitsizilik olmaz. böyle mal taksimi olmaz.

    al sana ölçü;

    "Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul;
    Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
    Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
    Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! " -nfk-
    4 ...
  23. 49.
  24. bir de zübeyde hanım'ın mal varlığı var ki, sadece bağışladığı kısım bu günün parası ile 2 milyon (trilyon) tl!

    helali hoş olsun. gözümüz yok!*
    --spoiler--
    Darüşşafaka'nın arşiv ve müzesinde yapılan tarama sırasında Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın 1921 tarihli ve 20 bin kuruşluk bağışı içeren bir vasiyeti ortaya çıktı. Vasiyetin değeri ise 2 milyon civarı.
    --spoiler--
    6 ...
  25. 48.
  26. birisi de yorum yapmış : 70 milyon yürek diye. insan kendisini resmen mal ilan eder mi ! iradeyi inkarın da böylesi pes yani. kimileri de onun mal varlığı yeşilliklerdi falan demiş. roka , maydanoz, tere falan. yahu adam kralmış işte neyini uzatıyorsunuz ? saltanat kaldırılması falan lafın hikaye tarafı. saltanat bu ülkede el değiştirmiştir. elit bir kesime geçmiştir sadece. ötesi kumda yuvarlanmak.

    ama unuttum bak: köylü milletin efendisidir.
    6 ...
  27. 47.
  28. dikkat edilirse mal varlığının çoğu o zamanın lüks arabaları, yatları, gemicikleri, pırlantaları değildi. çoğu ye$illikti. binlerce ağaç, hayvan vb. ke$ke herkesin öyle bir mal varlığı olabilse.
    7 ...
  29. 46.
  30. koca ülkeyi kuran lider beş parasızmı olacaktı. hiç kimsenin gıptayla okumadığını düşündüğüm ve herkesin "zaten hepsini devletinin çeşitli kurumlarına bağışladı" diye onurlanarak yorumladığını düşündüğüm mal varlığı.
    ata mızın malvarlığı be, ülkemizi kuran atamız. üzerinde evimizi inşaa ettiğimiz, işyerimizi kurduğumuz, çocuklarımızla piknik yaptığımız, ekip biçtiğimiz toprağımızı bize bahşeden kurucumuzun mal varlığı..
    4 ...
  31. 45.
  32. Bu mal varlığına nasıl ihanet edildiğini görmek için;

    --spoiler--
    ATATÜRK ORMAN ÇiFTLiĞi’NiN 5659 SAYILI KURULUŞ YASASI’NA VE 3194 SAYILI iMAR YASASINA AYKIRI YAPILAŞMALAR

    TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası; ATATÜRK ORMAN ÇiFTLiĞi’nin 5659 sayılı Kuruluş Yasası’na ve 3194 sayılı imar Yasasına aykırı yapılaşmaları yapanlar ve bunlara göz yumanlar, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasasına aykırı olarak koruma altına alınmış yapıları yıkanlar, yeni yapılar yapanlar, görevini yapmayan ve bunlara seyirci kalan kamu erkleri hakkında Cumhuriyet Savcıları’nı göreve çağırıyor ve suç duyurusunda bulunuyor.

    5659 sayılı Yasa ile özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olarak kurulan Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü’nün bütün mallarının Devlet malı sayılmış, taşınmazlarının devir, temlik ve kamulaştırmasının özel bir yasa ile izin alınmasına bağlı kılınmış, 1992 yılında SiT, 1998 yılında ise I. derece doğal ve tarihi sit alanı olarak tescil edilmiş, böylece 2863 sayılı Yasanın koruması altına alınmış olmasına rağmen tam bir ÇiFTLiK anlayışı ile yok edilmek istenmektedir.

    Atatürk Orman Çiftliği alanındaki yapılaşmalar büyük bölümüyle 3194 sayılı Yasaya aykırı olduğu gibi 2863 sayılı Yasaya da aykırı olarak yürütülmüştür. Ayrıca, 2863 sayılı Yasaya göre en geç bir yıl içinde bitirilmesi gereken koruma amaçlı imar plânı, aradan onbir yıl geçmiş olmasına karşın hazır değildir.

    Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet SEZER ’in talimatıyla, Devlet Denetleme Kurulunca yaklaşık bir yıllık bir çalışma sonucunda düzenlenen rapor gereği yapılmak üzere Şubat 2003 ‘de Başbakanlığa gönderilmesine karşın, bugüne kadar başta Başbakanlık olmak üzere hiçbir kurum üzerine düşen görevini yapmamıştır.

    Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu , gelecekteki plânla çelişebilecek nokta kullanım ve yapılaşma izinleri vermektedir. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu AOÇ arazisindeki yasa dışılığa her nedense kayıtsız kalmaktadır. DDK Raporunda, 1995 ve 2002 yıllarında çekilmiş hava fotoğrafları üzerinden Çiftlik toprakları üzerindeki 23 yapının, yapı ruhsatı ve Koruma Kurulu kararı olmaksızın; 30 yapının, Koruma Kurulu kararı olmaksızın; 3 yapının, Koruma Kurulu izni olmakla birlikte yapı ruhsatı olmaksızın yapıldığının belirlendiği belirtilmesine karşın ilgili kurullar, siyasi erk kayıtsız kalmakla yetinmeyerek, bu yasa dışılığın yapıldığı arazilerin bir bölümünü hazırladıkları yasa tasarısı ile spor kulüplerine devretmek, böylelikle buradaki cürümü ve suçu örtmek istemektedirler. Koruma kurulu izni olmadan elma deposunu bovling salonuna dönüştüren vatandaşı, yargı önüne çıkarmaktan çekinmeyen başta koruma kurulu olmak üzere, kamu erki nedense bu konuda bir şey yapmadığı gibi, üstüne yeni cürüm ve suçlar işlemek istemektedirler.

    Bu anlayış, Çiftlik toprakları üzerinde tehdit oluşturacak yeni gelişmeler peşindedir. Çiftliğin hipodrom yakınındaki toprakları üzerinde; “Ankara Metrosu 3. Aşama işleri, Batıkent-Sincan-Organize Sanayi Bölgesi Arası Hat Yolu” ile iki metro istasyonu plânlanmış ve çalışmalara başlanılmıştır.

    Bu bölgenin hemen yakınında bulunan ve Çiftliğin paylı mülkiyetindeki 42129/2 parsel, bir konut kooperatifine tahsis edilmiştir. SiT sınırları belirlenirken her nedense Eskişehir yolunda bazı arazi parçaları sınır dışında tutulmuştur. Bunun arkasında yatan niyet bir an önce ortaya konulmalıdır.

    Bugüne kadar 8 yasa ile Çiftlik arazilerinin 13.598.712 m²’si satılmıştır. DZiK Yönetim Kurulu Kararları ile satılan topraklar da göz önüne alındığında, DDK inceleme sonuçlarına göre 1937 yılından günümüze Atatürk Orman Çiftliğinin 21.983.218 m² arazisinin satıldığı ortaya çıkmaktadır. Çiftlik topraklarına talep sürmektedir. Demiryolunun dört hatta çıkarılması için çok sayıda parselin satılmasına izin verilmesine ilişkin bir yasa taslağı söz konusudur.

    Toptancı hali yapılmak üzere Ankara Belediyesine arazi satılmasına izin veren 2015 sayılı Yasa, satılan alanın satılma amacı dışında kullanılmasını yasaklamıştır. Bu alanın bir bölümüne hizmet binası yapmayı amaçlayan Ankara Büyükşehir Belediyesi, Yasada yapılacak değişiklikle yasağın kaldırılmasını istemektedir.

    Bunların dışında, imar plânları ile Çiftlik toprakları üzerinde ikinci bir toptancı hali plânlanmıştır.

    Çiftlik topraklarının bir bölümü imar plânı kapsamına alınmış ve paylı mülkiyete dönüştürülmüştür. Paylı mülkiyet alanlarında ortaklığın giderilmesi davaları açılmış ve bir kısmı satılmıştır. Yargı kararlarına karşın, büyük bir bölümünün satılamamış olup, bunun nedeni kamu kurumlarının zaten kullanmakta oldukları topraklar için bedel ödemeyi gereksiz görmelerinden kaynaklanmaktadır

    Kamu kurumları, Çiftlik topraklarını büyük ölçüde kentin alt yapısında kullan­mak amacıyla kira­lamışlardır. Spor kulüpleri ise yalnızca üyelerinin girebileceği, halka kapalı alanlar oluştur­muşlardır. Spor kulüpleri kiraladıkları alanların bir bölümünü üçüncü kişilere ki­raya vermişlerdir. Kira sözleşmesi adı verilen sözleşmeleri kira tanımına uymamakta­dır.

    1926 yılında kurulan, teknolojisi ve kapa­sitesi yenilenen Çimento Fabrikasını bir ya­bancı şirket devralmıştır. Fişek Fab­rikası gü­nümüzde MKE’nin bağlı ku­ruluşu ola­rak üretimini sür­dürmekte­dir. 1945 yılında kurulan uçak motoru montaj fabrikasının yerinde bugün New Holland Trakmak Şir­ketine bağlı ola­rak üretimini sürdüren Türk Traktör Fabri­kası bulun­maktadır. Etibank’a devredilen topraklar üzerinde ise Mi­TAŞ adlı bir şirket, enerji üretim di­rekleri ve galvaniz üretimi yapmaktadır. 1934 yılında Çiftlik bünyesinde üretim yapmak üzere kurulmuş olan Bira Fabrikası, 1939 yılında Tekel Genel Müdürlüğüne devredilmiştir. 1950 yılında Atatürk Orman Çiftliğine devredil­meyip Devlet Üretme Çiftliğine bırakılan topraklar üzerinde bugün TiGEM bulun­maktadır. THK’na uçak motor fabrikası, planör sahası olarak devredilen alanda bugün Urankent Konutları yükselmektedir.

    Bu kuruluşlar, Çiftlik bütünlüğü içinde özel mülkiyet adaları oluşturmaktadır. Üstelik, alt yapı gereksinmeleri (geçiş hakkı, özel demiryolu/karayolu hattı, su ve kanalizasyon bağlantıları) Çiftlik dokusunu bozmakla kalmamakta, çevre sorunlarına da yol açmaktadır.

    Özelleştirme kapsamına alınmış olan TEKEL ve TiGEM’in kullandığı araziler, satış amacı dışında kullanılan araziler üzerindekilerle birlikte bedelsiz olarak Atatürk Orman Çiftliğine geri verilmelidir.

    BÜTÜN BU OLUMSUZLARA DUR DiYORUZ. 5659 SAYILI ATATÜRK ORMAN ÇiFTLiĞi MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ KANUNU’NA VE 3194 SAYILI iMAR YASASINA, 2863 SAYILI KÜLTÜR VE TABiAT VARLIKLARINI KORUMA YASASINA AYKIRI DAVRANANLARA, GÖREViNi YAPMAYAN TÜM BAŞBAKANLAR, iLGiLi DEVLET BAKANLARI, iLGiLi KURULUŞLARIN SORUMLULARI VE KORUMA KURULU HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ.

    TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Başkanı

    Hüseyin ÜLKÜ
    --spoiler--

    kaynak: http://www.hkmo.org.tr/ge...175&tipi=3&sube=0
    3 ...
  33. 44.
  34. 43.
  35. kimseyi ilgilendirmeyen ve halkın ona hepsini helal ettiği malların tümüdür. *
    5 ...
  36. 42.
  37. buralar komple o yüce adamın. herşeyi ona borçluyuz onu ise allaha. biz mustafa kemalin mirasının sadık bekçileriyiz beğenmeyen kendine layik gördüğü mirasçıların mirasını beklesin.
    8 ...
  38. 41.
  39. içeriğindeki arazilerin akibetini merak eden cahiller için;

    --spoiler--
    Atatürk Orman Çiftliğinin Kuruluş Tarihçesi

    Atatürk, kazandığı eşsiz zaferlerle ülkeyi bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, başta ekonomi olmak üzere diğer alanlarda da ülkesinin kalkınmasına ve ilerlemesine yönelik düşünce ve görüşlerini ortaya koymuş ve bunlarım yaşama geçirmek için çaba sarf etmiştir.

    Ulu önder, eşsiz insan Atatürk; "Milli ekonominin temeli tarımdır. Bunun içindir ki tarımda kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Köylere kadar yayılacak programlı ve pratik çalışmalar bu amaca ulaşmayı kolaylaştıracaktır. Fakat bu hayati işi isabetle amaca ulaştırabilmek için, ilk önce ciddi etütlere dayalı bir tarım siyaseti uygulamak ve onun içinde her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca kavrayabileceği ve severek uygulayabileceği bir tarım rejimin kurmak lazımdır" görüş ve direktifleri ile tarımın ve tarımsal kalkınmanın Türkiye ekonomisindeki yerini ve önemini vurguluyordu.

    Tüm yaşamı boyunca en ufak bir sapma olmaksızın inandığı , değer verdiği felsefesi , yeşile olan tutkusu ve özlemi "Yeşili görmeyen gözler renk zevkinden mahrumdur. Burasını öyle ağaçlandırınız ki kör bir insan dahi yeşillikler arsında olduğunu fark etsin" düşüncesi Atatürk Orman Çiftliği'nin kurulmasında en önemli etken olmuştur. Ayrıca Atatürk Orman Çiftliğinin kuruluşuna, özel bir neden de bozkır ortasına kurulmuş Başkent Ankara halkının rahatlıkla gezebileceği, nefes alacağı, yaz, kış yeşil kalabilecek bir cennet, bir doğa güzelliği yaratma arzusu ve özlemidir. iste bu kararını gerçekleştirmek üzere 1925 yılının ilkbaharında, ülkenin tanınmış tarımcılarını köşke çağırtarak, Ankara civarında modern bir çiftlik kurmak istediğini söyler ve bu amaca uygun bir arazi bulmaları emrini verir. Bu uzmanlar arasında bulunan bir tarımcımız o günkü anılarını şu şekilde aktarmaktadır. "Çiftlik yeri için öyle uzun boylu dolaşmaya ve Ankara'nın çevresinde başka doğal özellikler araştırmaya gerek görmemiştik. Sebepte basitti. Kıraç bir bozkırın ortasında bir orta çağ şehri. Ağaç yok, Su yok, hiç bir şey yok. Böyle bir noktada hazırlanmış ve uygun koşullar taşıyan yerler nasıl bulunabilir ". "incelemelerimiz bittiği zaman sonucu büyük Şefe arz ettik. Kendileri elleri ile bu günkü çiftlik yerinin bulunduğu yeri işaret ettiler ve sordular. -"Burayı gezdiniz mi? -"Buranın bir çiftlik kurulması için gerekli olan niteliklerin hiç birini taşımadığını, bataklık, çorak, fakir bir yer olduğu hakkındaki ortak kanaatimizi söyledik. Atatürk'ün bize cevabı şu olmuştur. " -"iste istedim yer böyle olmalıdır. Ankara'nın kenarında hem batak, hem çorak hem de fena bir yer. Burayı biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecektir? Görülüyor ki Atatürk, tarım uzmanlarından en iyi toprak değil, en kötü toprak raporunu alabilmek için faydalanmıştır. Onun aradığı bir çiftlik arazisi değil, büyük yurt yapısını kurarken, insan ile toprak arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiden doğan denklemi, şartların hemen hiç uygun olmadığı bir noktada dahi halletmenin mümkün olduğunu kanıtlamaktı

    . Atatürk Orman Çiftliği'nin şimdiki yerini seçtiği zaman, arazinin verim durumu hakkında yerli ve yabancı uzmanların görüşünü istemişti. Davet edilen uzmanların verdikleri raporlar içinde bu topraklar üzerinde her hangi bir tarım faaliyetinin yapılamayacağını iddia edenler olduğu gibi , bu toprakların sıkı bir mücadele ile ıslah edilebileceğini söyleyenlerde vardı. Tarım bakanlığı uzmanlarından Schmit, Orman Çiftliği arazisinde tarım imkanları hakkında verdiği raporda “Bu öyle bir teşebbüstür ki, elverişsiz toprak ve iklim koşulları altında burada ya sabır tükenir, yahut ta para” demiştir. Uzmanların bu olumsuz görüşleri, O' nun Ankara'da bir çiftlik kurma konusundaki azmini azaltacak yerde daha da pekiştirmeye hizmet etmiş olmuştur.

    Atatürk ağaç bile yetişmeyen bir yerde insanın nasıl yaşayabileceğini kendi kendilerine soran ve Ankara'nın devlet merkezi (Başkent) oluşunu affedilmez bir hata sayan insanlara yepyeni bir mucize daha göstermek istiyordu. O, bu şekilde aynı zamanda hem Türkiye tarımına modern bir çiftliğin örnek yöntemlerini hediye etmek, hem de bazı durumlarda ilmin dahi gerçekleşmesini mümkün görmediği girişimlerinde gerçekleştirilebileceğini kanıtlamak gibi çok önemli bir teşebbüste bulunuyordu.

    Arazi Temini ve Kuruluş

    Çiftlik için ağacın bile yetişmediği bir yeri tercih eden Atatürk, kuruluş çalışmalarını yakından ilgilenmek ve bizzat yönetmek arzusu ve azmi ile ilgililere yurt tarımına örnek olacak Gazi Orman Çiftliği'ni kurmak üzere derhal çalışmalara başlama emrini verdi.

    Verilen emirler arasında; en kötü tarım koşullarına sahip olduğunun tarım uzmanlarınca bildirilmesi üzerine, eliyle işaret etmek sureti ile iyileştirilmesi gereğini ileri sürdükleri alanın satın alınıp, işletme planlarının hazırlanması, arazinin düzenleme ve iyileştirilmesi ile birlikte hemen tarım yapılabilmesi konuları başta geliyordu. ilk olarak çitlik idare merkezi ile, parkların ve sebze bahçelerininde üzerinde bulunduğu 20.000 dönüm arazi, Merhum Abidin Paşa'nın eşi Faika Hanım'dan satın alındı. Atatürk'ün ilk olarak aldığı bu araziıe verdiği yüksek fiyat, çevrede bulunan ve işletilmeyen çok sayıda arazi parçasının sahipleri tarafından satılmasını teşfik etti. Böylece Etimesgut, Balgat, Çakırlar, Güvercinlik, Macun, Tahar ve yağmur Baba çiftlikleride satın alındı. Bu şekilde büyük ve modern bir tarım işletmesi için yeterli genişliğe ulaşan bir arazi varlığı üzerinde Gazi Orman Çiftliği doğmuş oldu.

    Yapılan tüm bu çalışmalarla çiftliğin kuruluşunu tamamlayan Büyük Önder, bu teşebbüsteki iki ana gayesini gerçekleştirmiştir. Bu sayede hem modern tarım tekniklerinin ilk örneklerini Türkiye tarımına hediye etmiş, hem de o zamana kadar Ankara halkının tek mesire yeri olan Kayaş Vadisi'ni aratmayacak, hatta her yönüyle ondan üstün olan bir mesire yeri yaratmak arzusunu gerçekleştirmiştir.

    Çiftliğin Hazineye Bağışı

    Büyük Atatürk, "Ağaç bile yetişmiyor, burada insan nasıl yaşar?" denilen bir yerde kurmayı tasarladığı eserini çok kısa bir sürede tamamlamış ve varmak istediği hedeflerin biri dışında tamamını gerçekleştirmiştir.

    Artık O'nun için varılacak son hedef, diğer çiftlikleri ile birlikte Atatürk Orman Çiftliği'ni de çok sevdiği ve değer verdiği Milleti'ne hediye etmekti. Zira O, yalnızca Türkiye çapında değil, dünya çapında da olsa en küçüğünden en büyüğüne tüm başarılarını milletiyle paylaşmaktan büyük bir haz duymaktaydı.

    Sağlam temeller üzerine kurulan bu büyük eser, sürekli gelişebilecek bir yapıya kavuştuğuna göre, bağış için endişe edilecek her hangi bir konu kalmamıştı.

    Bu düşünce ile, çiftliklerinin ve mülklerinin devlete devir işlemleri konusunda gerekli resmi belgelerin hazırlanması için Tapu idaresine direktif veren Ulu Önder, hazırlanan belgeleri imzalamak üzere çiftlik içerisindeki Marmara Köşkü'ne 11.05.1937 günü teşrif ederler. Atatürk devirle ilgili işlemlerden sonra Başbakanlık'a yazdığı 11.06.1937 tarihli bir tezkere ile bütün tesis, hayvan varlığı ve demirbaşları ile beraber tasarrufu Orman Çiftliği ile birlikte diğer çiftliklerini hazineye bağışladığını bildirir.

    Çiftliğin, Atatürk tarafından hazineye bağışlanmasından sonra, diğer çiftliklerle birlikte kuruluşuna uygun bir şekilde yönetilmesi ve sürekli bir gelişme yolunda örnek işletmeler halinde ilerlemelerinin sağlanması amacıyla tarımsal bir devlet teşekkülünün kurulması gerekli ve yararlı görülmüştür.

    Bu kuruluş 13.01.1938 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı kanunla "Devlet Zıraat işletmeleri" adı altında faaliyete başlamıştır. Kanunun belirlediği eseaslar çerçevesinde Orman Çiftliği' de Devlet Zıraat işletmeleri Kurumuna devredilmiştir.

    Çiftliğin gelirlerine büyük katkısı olan ve Atatürk tarafından bu maksatla kurulmuş olan Bira Fabrikası bu dönem içinde (6.07.1937) Tekel Genel Müdürlüğü'ne devredilmiştir.

    Devlet Zıraat işleri Kurumu'nun 28.02.1950 tarihinde kapatılması ile 1.03.1950 tarihinden itibaren yerine krulan Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yer almıştır.
    --spoiler--

    kaynak: http://www.aoc.gov.tr/index.php?view=cnt&cinf=13 |x|x
    8 ...
  40. 40.
  41. Ayak kokulu cemaat evlerinin güzide konularından biridir Atatürk'ün malvarlığı. Zira cemaat evlerinde insanı okumaya, araştırmaya, sorgulamaya yöneltmezler. Orospu çocuğu hocanın ya da abinin biri ortaya bir laf atar, aynı cemaatlerin aynı orospu cocukluğunu sergileyen iki köşe yazarı da cemaatlerinin paçavralarında kaynak göstermeden, ileride yalanlandığı anda çark edebilecek şekilde açık uçlu fakat kafa bulandırıcı iki yazı yazar. Orospu çocuğu hocalar ve abiler de bunu yavru cemaatçilere aktarır. Kafası iğdiş edilmiş yavru cemaatçiler de desteksiz saçmalamaları, iftiraları, yalanı dolanı araştırmaz, olduğu gibi inanır. hatta o kadar salaklaştırılmıştır ki bu cemaat yavruları, okuma yazmayı askerde öğrenmiş bir müezzin bozuntusunun nasıl olup da amerikalarda çiftliklerde mabad büyüttüğüne, nasıl hayvani bir holdingi idare ettiğine şaşmaz; ömrü savaş alanlarında kelle koltukta geçmiş memleketi baştan aşağı kurmuş bir dehanın mal varlığına şaşırırlar.
    11 ...
  42. 39.
  43. cennette yiyordur simdi hepsini...malt farbikasinin kirasi falan.

    ulan sadist oglu sadist , bu malvarligi var da kime ? Oteki dunyaya mi goturdu , sana mi birakti hepsini ? Kime calisiyor bunlar? Ahiretten Mustafa kemal'e mi gonderiliyor?
    4 ...
  44. 38.
  45. Mustafa Kemal'in en büyük mal varlığı Türküye Cumhuriyeti'dir.Gece gündüz demeden çalışıp didinerek oluşturduğu bu ülkeyi halkına hediye etmiştir.Daha da ötesi yoktur.
    9 ...
© 2025 uludağ sözlük