itiraf etmek gerekir ki hayalimizdeki ses değildir,incedir.Buna rağmen konuşmaları ile zamanının en önemli hatiplerinden birisi olmayı başarması sesinden ziyade beyni ve beynindeki muhteşem fikirleri yazıya dökerken kaleminin ne derece kuvvetli olduğunun kanıtıdır...
biraz önce dinlediğim. çok değişik bir ruh hali bu, türk derken inancını hissedebiliyorum, kararlılığını, yok işte, tekrardan hayran olunuyor, çok garip bir insan..
atatürkün sesinin neden bu kadar merak edilmesini anlamayanlara karşı, 'insanın babasının sesini merak etmesi kadar doğal bir şey yok.'diyerek cevap vermemi sağlayan ses.
söz konusu atatürk ise sesinin nasıl olduğu önemli değil ancak bugüne kadar laf söyleyenlere fene halde kapak olmuştur kayıtlarda ses. karizmasıyla etkiledikten sonra bir de sesiyle etkilemiştir. bugüne kadar ki yaptıkları ve fikirleriyle zaten kendine hayran bırakmıştır o ayrı. saygılar atam.
elimde bir yıldır var olan kayıtlardaki sestir. geçen sene cumhuriyet gazetesi tarafından cd'ye basılıp verilmiştir. daha da öte, attila ilhan bir kitabında 35 sene önce trt'de yayınlanan 1936 meclis açış konuşmasından bahsetmektedir.
bizim basın amerika'yı yeni keşfetmiş gibi davranıyor da ondan söyleyeyim dedim. yeni bir şey buldukları yok. üzerinde oynama yapacaksanız onuncu yıl nutku'nda oynayın. bakalım ne netice verecek.
sesi tiz değilmiş kalınmış neyin saçmalığı ayrıca. kalınsa ne olur inceyse ne olur? ses bu, allah vergisi. üstelik atatürk'ün sesi sıtma görmüş bir sestir bunu da belirtelim. 2 defa sıtmaya tutulmuştur kendileri.
atatürk'e opera sanatçısı muamelesi yapanların takıntılarının sonucunda "hayırr yaaee, ince değil kalın sesli, kalın olmalığğ.." gibi absürt düşüncelerin kanıtı.
hayır yani sesi ince olsa ne yazar kalın olsa kaç yazar. atamın daha nereleri kalın ki ne büyük güçleri s.kip atmış. sizin derdiniz ses, görüntü, din. vs. ne bunlar? ipe sapa gelmez bir sürü nitelik.bunlar sadece mustafa kemal atatürk'ün sesine, görüntüsüne, ilişkilerine takarak, konuyu asıl yerinden başka taraflara çekerek basitleştirme çabası...
ne sanıyorsunuz? dün mustafa kemal atatürk, bugün mustafa kemal, yarın musta, ertesi gün ince sesli adam daha sonra "bu kim ya?" dedirtmek mi?
gerçek kimliğini bilenler, gerçek türklüğü bilenler belki annelerini, babalarını, eşlerini , sevgililerini kaybederler ve unuturlar ama mustafa kemal atatürk'ü unutmazlar. sesine, görüntüsüne, ilişkisine, dinine takılmazlar.
yani bu olay şey değildir, "benim sesim ince,şimdi ben liderim, olmaz ki. tok sesli birini bulayım da bana playback yapsın." diye düşündü mü sizce atatürk?
"bunlar şimdi benim sesimi duyup ne kazandıklarını unutup bunlara takılırlar mı acaba?" diye düşündü mü? hiç sanmam.
daha fazla uzatmak istemiyorum ve asıl önemli olanın sesi değil, okuduğu metinden çıkaracaklarımız olduğunu unuttuğumuzdur.
bugüne kadar o sesi kalınlaştıracak bi teknoloji yok muydu sorusunu akla getirir.
hayır bu zamana kadar o kayıtlar neden çıkmadı, sorusunun sorulacağı taraf bellidir. bu zamana kadar kemalist kişilik bozukluğu içinde olanların tek inancı, akp dönemine kadar başa hiç bir atatürk düşmanı liderin gelmediği yönünde ve inancında olduğu için, o halde neden ve hangi attaürk yanlıları tarafından bu zamana kadar saklandığı ve neden bu dönemde çıktığı sorulması gerekir?
ses tonunu bile kompleks işi yaptınız ya helal size ne diyim.
kaldı ki ortada öyle çok höt höt davudi bi ses tonu da duyamadım ben!
hadi atam'a saygınız yok bari bilime saygınız olsun. o zamanki teknolojiyle kaydedilen sesi nasıl bu kadar temiz ve kaliteli hale getirdiler buna saygınız olsun.
inceymiş, kalınmış bir önemi olmayan sestir. rte'ninde sesi var. hatta şarkı bile söylüyor. gel gelelim yaptıklarıyla, bilgi birikimiyle, bakış açısıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün tırnağı olamaz. bu mantık açısından değerlendirme. olaya duygusal bakarsak abi çok güzelmiş ya.