bugün itibariyle arşivlerdeki kayıtlar başka bir proje için açıldığında gerçek sesinin olduğu kayıtlar çıkmış. Cumhuriyet kurulalı beri o arşiv kayıtlarını açmayan merak etmeyen belkide varlığını bile bilmeyen bir toplumuz, yöneticisi, vatandaşı, ilgilisi, yetkilisi şimdiye kadar daha güngörmeyen neler varki diye insanın aklınada gelmiyor değil hani.
vay bee atamın sesi kalınmış helal olsun artık tamamen başım göklerde gezecem diyen bi türk yoktur heralde. bu yüzden çok da önemli olmayan bi ayrıntı kanımca.
edit: hay sikiyim ne dedik de kötülüyosunuz hemen anlamadım ki!kötü bişeymi dedik.
atatürk'ün 1936'da kaydedilen görüntüsündeki gerçek ses tonu yanlış bilindiği üzere onuncu yıl nutkundaki gibi tiz değil tok ve kalındır.
(bkz: tabulaştırılan atatürk)
--spoiler--
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 100 yıllık arşivinde kimsenin el sürmediği filmleri tabederek* internet sitesinde yayınlama düşüncesi tarihi bir hazineyi gün ışığına çıkardı. Atatürk, Abdülhamid, inönü ve Menderes'in yeni görüntülerine ulaşıldı.
--spoiler--
kaynak:*
edit: niye eksiledin seovi?
Kesinlikle sesini duyan bir kemalistin veya herhangi birinin tüylerini diken diken yapacak bir ses tonu vardır kendisinin ve onu bir kere de olsun canlı canlı dinleme uğruna canını verebilecek insanlar da bulunmaktadır.
uyduruk tarihimizin yeni uydurmalarından biri daha. bir süre sonra atatürk aslında esmer, siyah saçlı, siyah gözlüydü derlerse şaşmamak lazım. Herhalde açıklama olarak da fotoğraflar güneşte sararmış derler.
kaşlarına bakmanız bile sesi hakkında fikir sahibi olmanıza yeter.
ben külhanbeyiyim, değme erkeğim diyen, sesimle dağları titretirim diyen, atamızın resmine içtenlikle 1 dakika baksın, gerçeğin heybetini, türkün kükreyen sesini duyacak ve hem delikanlılığı hem de sesi hakkında bir daha düşünecektir.
atamın bir bakışıyla, bir hareketiyle, bir sözüyle ölüme koşan atalarımızın hepimizden daha yürekli olduğunu kabul ediyorsak, onlara o şevki, cesareti ve vatan sevgisini veren adamın da hakkını vereceğiz. aslan, kedinin sözü ile ölüme koşmaz, aslana söz geçiren adamı da varın siz tahmin edin.
bağırarak konuştuğu ve uzun konuşmalar yaptığı için seste ister istemez deformeler oluyor buna birde o zamanın teknolojisi dahil oluyor.mikrofon ve hoparlörlerden çıkan yüksek ses sesi inceltiyor onun ardından kayıtçılar devreye giriyor o zamanın kayıtçıların ses kaydı sizde hak verirsinizki bugünkü gibi düşük sesleri alamaz yani bas sesleri hatta şimdi gidin orta kalite bir kamera alın tiz seslerin hep daha yüksek kayıt alındığını göreceksiniz.Ardından görüntüler ve ses kaydı senkronize ediliyor ve üstünden yıllar geçtikçe diğer oynatıcaların oynatacağı fotmatlara çevriliyor,tvlerde gösterilmek için kasetlere aktarılıyor devamlı güncelleiyor ve her oynatıca farklı ses ve kalite farkı oluşuyor. bazı oynatıcarın oynatma hızı arasında değişiklikleride cabası plak düşünün 45lik 33 lk plaklar ses kalınlaşır incelir oynatma hızına göre.bu yüzden ses tonunun nasıl olduğunu bu görüntülere göre anlayamayız. ses tonunun bir önemi olup olmadığıda tartışılır.
Atatürk'ün hitabetleri sırasında sesini yükselttiği için tizleştiği açıktır. Ancak sesin bu kadar kalın olduğunu düşünmüyorum. Çünkü tek bir kayıt yok. bir çok kayıt ve Atatürk'ün sesini dinlemiş bir çok insan var. Teknoloji ne kadar eski olursa olsun bunun sesin tizlik ya da baslığı ile bir ilgisi olmadığını sanıyorum.
Anladığıma göre buldukları kayıtlar 1930 yılının sonlarına ait. Buna göre bu sesin Atatürk'ün hasta olduğu dönemine ait olduğu söylenebilir. Ayrıca Atatürk filmde bir başkası tarafından seslendirilmiş de olabilir. Kültür bakanlığının bunu araştırmadan söylemesi bence tek kelimeyle işgüzarlık.
çok önemli sanki ses tonu tiz mi bas mı. bahsedilen sanki opera, seslendirme sanatçısı falan. neymiş, atatürk e tiz ses yakışmıyomuş.
boyu da kısaymış o zaman, bi kaç seneye de "aslında atatürk 1.85 di, kayıtlarda kısa gözüküyo" diye çıkarın. o zaman ki resim teknolojisiyle gözler de şehla çıkmış. sanki bahsi geçen mankenlik yapıyo ha...
mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi arşivinde bulunan kayıtlar bu yıl restore edilmiş ve atatürk'ün gerçek sesi ortaya çıkarılmış. eski teknoloji kayıtlarda fazlasıyla tiz duyulan sesin, aslında normal toklukta olduğu anlaşılmış.
ne fark eder ki, konuşan o olduktan sonra.
not: bu arada eksileyen arkadaşa ne girdi de çıkmadı merak ettim.
not2:üzüldüm ya, bu kadar büyük olduğunu nerden bileyim.