bektaşilik osmanlı döneminde oluşturulmuş bir politikadır.
bektaşilik bir tarikattır, aleviliğe bağlı olsa da özünde namaz kılan alevilerden fazlası değildir.
dolayısıyla özü aynıdır.kızıl oğuzlar.
Ya sizin gibi aklından sıkıntılı insanların birilerinin dinlerini, sizin işinize gelmeyen davranışlarını ön plana çıkartıp gerçekleri karalamak için elinden gelen haysiyetsizliği yapan insanlara acıyorum. evet bunun siz de farkındasınız hem de bal gibi ama zavallısınız. ya elin gavur futbolcusuna iki gol attı diye taparsınız ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulmasının başrolünde olan bir adama bir gram saygınız gösteremezsiniz. neden mi? kendiniz verin cevabı.
gavur futbolcudan örnek verdim diye Atatürk'e dinsiz dediğimi çıkarmak isteyen yobazlar olabilir. Atatürk dinsiz değildir. çağdaşlaşma adı altında yaptığı laik devrimleri dinsizlikle adlandıran insanlar için verdim bu örneği. Atatürk'ün annesi zübeyde anamızın bir resmine bakmanız yeterlidir.
sırf "ama allah diyür" gerekçesi ile bir adama 15 sene ülke yönettirenler elbette o küçük beyinleriyle senin saygı duyduğun adamdan soğuyup uzaklaşman için böyle bir yok izleyecekler.
atatürk ateist olabilir, atatürk alevi olabilir, atatürk alkolik de olabilir.
kişisel görüşleri, günlük yaşamı, inancı ya da inançsızlığı onun bu ülkeye verdiklerini yok saydıramaz kimseye.
boşuna yormayın kendinizi.
kimse siz değil.
ekleme: yazı o minvalde bir yazı değilmiş, başlık sahibi arkadaş kusura bakmasın, gece gece üşendim okumaya. bir de malum her gün karşılaştığımız olaylar olunca direkt saydırıyor insan.
Mustafa Kemal’in soyu Anadolu’ya dayanmaktadır. Yörük Türkmen kökenlidir. Mustafa Kemal’in mensup olduğu soya Kızılcalı Türkleri denir. Oğuzların kızıl oğuz boyundandır. Kızılca bölüklü, Kızılcaörenli adı da verilir. Selanik’teki kayıtlarındaysa ”Karakocalılar” olarak geçmektedir. Mustafa Kemal’in sülalesi olan Kızılcaoğulları, Rumeli Aleviliğinin Anadolu koludur. Bu kolun anayurdu Tokat –Almus Tozanlı vadisidir. Bugün burada yaşayanların tümü de Alevidir.
Bu bölgeye yerleştirilen Yörük Türkmen boyları 1410 yıllarında Tokat, Çorum, Amasya, Sivas ve Reşadiye dolaylarındaki Kızıl Özenliler yurdu olarak bilinen bölgede “Kızıl Ahmetliler Beyliği” adıyla bir beylik kurmuşlardır.
Osmanlı Hükümdarlarından II.Murat’ın Amasya Valisi Yörgüç Paşa’nın bu beylik üzerine düzenlediği sefer sonucunda beylik ortadan kaldırıldı. Kızıl Ahmetliler beyliği halkının bir kısmı zindanlara doldurularak, dumandan boğdurularak öldürülmüştür. Bir kısmı da Anadolu’ nun çeşitli yerlerine dağıtılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün baba soyu, Bu olay nedeniyle Konya'ya yerleşmiştir...
Bundan sonraki tarihsel süreç içerisinde, Fatih Zamanında Rumeli'nin Türkleştirilmesi sürecinde aile, Konya/Karaman'dan gelerek Manastır Vilayeti'nin Debre-i Balâ Sancağı'na bağlı Kocacık'a yerleşmişlerdir. Kocacık, bugünkü Makedonya Cumhuriyeti'nde Arnavutluk sınırına yakın olan Debre şehrine bağlı bir nahiyedir. Aile sonradan (muhtemelen 1830'larda) Selanik'e göç etmiştir.
Mustafa Kemal’in dedesi Kırmızı Hafız Ahmet’tir. Mustafa Kemal’in Nüfus kayıdı “Yörük tayifesinden “ diye geçmektedir. Mustafa Kemal’in babası da nüfus kütüğünde Kızılhafız oğlu Ali Rıza diye yazılmaktadır. Mustafa Kemal, on yaşlarında Selanik’teki Kızılbey sokakta bulunan ilkokula yazılmıştır. Kızıl sözcüğü genellikle Alevi Bektaşilere takılan bir addır. Mustafa Kemal’in babasının ismi Ali Rızadır. Ali Rıza, Ehli beyt soyunun Sekizinci imam’ın ismidir.
Mustafa Kemal’in duygu ve düşüncelerinde Namık Kemal’in büyük tesiri sözkonusudur. Namık Kemal de bir Bektaşi idi. Yine Bektaşi olan Abdulkerim Paşa’nın Mustafa Kemal’le yazışmalarında, özel Bektaşi şifreleri kullanmaları onun Bektaşiliğine dair bir kanıt olarak ileri sürülen bir başka kanıttır.. Zira bu şifreler tarikata girmeyen kimseye verilmezdi..
Falih Rıfkı Atay, "Çankaya" kitabında, Kılıçoğlu Hakkı'ya atfen, Mustafa Kemal'in, Harbiye yıllarında tatillerde Selanik'e geldiğinde, Bektaşi Şeyh Rıfat Efendi'nin tekkesine gidip, dervişler halkası içinde ayinlere katıldığını yazar. Mustafa Kemal de Nutuk'ta, Selanik'ten arkadaşı olan Abdülkerim Paşa ile telgraflaşmalarını anlatırken Paşa'nın, kendisine "Kutb-ul akrap" yani "Kutuplar kutbu" diye hitap ettiğini anlatır. Bu Bektaşiliğin en üst derecesi için kullanılan bir terimdir..
kaynaklar;
Yararlanılan Kaynaklar
1-Türk Kültürü Dergisi, "Atatürk'ün baba soyu" Sayı; 145
2- Falih Rıfkı Atay, "Çankaya"
3-Mazhar Müfit Kansu , Atatürk'le Beraber, 1986
4- Mete Tuncay , Milliyet sanat sayı:246.s:25
5-Mustafa Cemil Kılıç, Laik Türkiye için Yükselen Alevilik, s. 193.-204
6-Cemal Şener, Atatürk ve Aleviler, Ant yayınları, s.14
7-A. Celalettin Ulusoy, Hünkar Hacı Bektaş Veli ve Alevi – Bektaşi Yolu. S.104.
8- Ankara, Atatürk ve Aleviler, Can Dündar