soldakini çıkartsan vs nin bile kazanma ihtimali vardır. bazı şeyleri asla anlayamıyorsunuz. arka arkaya seçim kazanma rekoru kırarsan en fazla guiness rekorlar kitabına girersin. yoktan bir ülke kurmanın yanına, yakınına yaklaşamazsın bile.
Erdoğan atatürkü geçti şimdi padişahlarla yarışıyor 4 sene sonra yaklasık 20 21 yıl başta kalmış olacak seçimleri yine kazanırsa abdülhamite yaklaşır artık.
iyiyi ve kötüyü tartışmıyorum. Ancak ikisininde lider vasıfları üst düzeyde. Ortak özellikleri hitabet ve yönetim dehaları olmaları. Gazi Mustafa Kemalin artısı Askeri ve stratejik dehalık. Recep Tayyip Erdoğan'ın ise siyaset dehalığı.
tabiki de rte reisimizdir. yollarımızı kurdu ve millet kıraathaneleri açarak gururumuzu okşamıştır. atatürk döneminde kek paralı iken. rte döneminde kek ve cay ücretsizdir. inadına rte
birisi kendisinin ilan etmesiyle reis, idari başkomutan diğeri tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiği başkomutan, gazi, öğretmen, lider ve kahraman ve en önemlisi insan.
Bir lider ile silik bir diktatörün karşılaştırmasıdır. Objektif bir değerlendirme yapmamız gerekirse önce Atatürk'ten sonra da Erdoğan'dan bahsedip karşılaştırmamız daha sağlıklı olur.
Atatürk yönetici olmadan önce iyi bir asker ve çağın gerekliliklerini kavrayıp ona uygun hareket etmeye çalışan biri olarak altyapısını oluşturmuştur. Bunu Anıtkabir'deki kütüphanesini inceleyerek görebiliriz. 1923-38 yılları arasında ise hepimizin bildiği devrimleri gerçekleştirmiştir. Onlar cumhuriyetin ilanı, harf devrimi, medeni hukukun getirilmesi, üniversite reformu, fabrikalaşma, topraksız köylünün topraklandırarak feodal düzenin yıkılmasının amaçlanması ve diğer niceleridir. Bu devrimlere bakarsak ana hatları ile insana yönelik yapılan devrimler olduğunu görebiliriz. Özgür düşünmeye yönelik, eklektik fikirlere sahip, eşitlikçi anlayışa sahip hür bireyler yetiştirmeyi amaçlamıştır. Cumhuriyetin ve devrimlerinin koruyacak olanın bir tek kendi insanı olduğunu görmüştür.
Erdoğan'a baktığımızda siyasi zekası yüksek, kriz yönetimini iyi bilen ve toplumun alt tabakasından geldiğini kabul etmemiz gerekir. Hatta bugünkü rezilce görgüsüzlüğü de buna bağlayabiliriz. Ama kendisi asla üst düzey bir lider ya da deha değildir. Bunu da kazanmak üzere girdiği her savaşta yaşadığı kayıpları göz önünde bulundurarak söyleyebiliriz. Mesela kendisine tehdit gelmesin diye düzenlediği burjuvazi imardan geçinen talancı bir sınıf olarak palazlanmıştır. Kemalist kesimi tasfiye etmek için büyüttüğü Gülen cemaati devletin kurumlarını yozlaştırmış ve devleti çökertme noktasına gelmiştir. imam hatipleri insan mühendisliği için ideal fabrikalar olarak görse de sürekli bozuk mal üretmektedir. Kısaca söylemek gerekir ki Erdoğan girdiği her savaşı kazansa bile elindeki gücün değeri azalıyor. Sahip olduklarının kalitesi eskiyip önemsizleşiyor. Kendisi 30 sene de ülkenin başında kalsa er ya da geç ya sistem onu yok edecek ya da o sistemi. Mussolini Hitler yaşarken bu sistemin cezasını çekmişti. Franco Stalin kültü ise onlar öldükten sonra yıkıldı. Erdoğan kültü de bir gün yıkılacak. Kendisi doğu tipi diktatörlerinin bir devamıdır. Akad kralı Sargon, Asur Kralı Asurbanipal, 2. Abdülhamid Adnan Menderes ve kendisi. Hepsi sadece öldü silinip gitti. Fakat Atatürk gibileri insanların içinde umut olarak her zaman yaşayacak.
Atatürk zihnimize bulaşmış bir virüstür.
Bu halk kendi benliğini sayın Recep Tayyip Erdoğan beyefendide bulmuş kendisine yabancı olan ne varsa recep Tayyip Erdoğan aracılığıyla nefretini haykirmistir. Bu yolda her şey mubahtir. Modernizmin getirisi olan ne varsa yerle bir edilinceye dek hırsızlık dahi serbesttir. Biz bize ait olan şeyi calanlardan çaldıklarını geri alıyoruz. Olay budur.