üzerine kimsenin oyun oynamaması gerekir. Atatürk içki -milsiz, uzun değil, inceydi boşverin- içiyor, aman Allah'ım müslüman bir ülke olan Türkiye'yi kuran insan nasıl içki içer? gibi sorulardan sıyrılmamız gerekmektedir. Ya da namaz kılıp kılmamasının bilinmemesi de bizim gündem maddemiz olmaması gerekmektedir.
Bizi ilgilendiren kısım, o Atatürk'ün, o yüce insanın, süper zekânın ülkemizi bu mükemmellikte kurmuş olmasıdır.
Atatürk'ün dini inancı nedir biliyor musunuz? bilmeyin yahu, sizene, bizene. hem biz müslümanlar dini inancımızı sürekli ön plâna çıkartınca gerçekten mümin müslümanlardan oluyor muyuz? bunu sorgulamamız daha doğru olur.
bana ne, sana ne, ona ne, bize ne, size ne, onlara ne? bu adam bu memleket için, bu millet için canla başla mücadele ederek, dönemin param parça olmuş derme çatma gücünü derleyip önce düşmana karşı ardından memleketin gelişmesine yönelik kullanmayı becerdi, sağlığını hiçe sayıp çalışarak ömrünü geçirdi ve beğen ya da beğenme büyük başarılar elde etti mi? etti. bitmiştir.
rakı içmesi, kadınlarla ilişkileri, dini inancı, kimseyi ilgilendirmez. ayrıca o da bir insandır, elbette hataları olmuştur, hiç bir hatası da başarılarına gölge düşüremez.
yaratıcı ile kendisi arasındaki bir mevzudur. müslüman ya da ateist, farketmez. hepimizin ona teşekkür borcumuz var. bu arada, atatürk'e din üzerinden hakaret eden kimselerin görmemezlikten geldiği bir husus var; şu an, inançlarını rahatça yaşayabilmeleri atatürk sayesindedir.
ulan kur'an'a inansa, müslüman olsa, incil'e inansa, hristiyan olsa, tevrat'a inansa, yahudi olsa ne fark eder? mühim olan allah değil mi be kodumun yobazları? kur'an kur'an diye geziyorsunuz, bir açıp okuduğunuz var mı lan o kitabı? sana söylüyorum şakirt, sen hiç "din allah ile kul arasındadır." diye bir ayet duydun mu?
ibadette kabahatte gizli tutulur. bunu bilen bir insan eğer müslüman ise (bana göre öyle) bunu gizli tutmayı islamın gerektirdiklerinden dolayı yapmıştır.
bazıları gibi meclis içerisinde namaz kılarken kapıları aralamamıştır yahut cuma namazı çıkışlarında boy göstermemiştir.
chp programını açıklarken, bizim programımız çağdaştır. programımız gökten indiği sanılan kitap değildir. demesinden kuran a inanmıyor. yani müslüman değil.
(bkz: müslüman)
açılışlar (TBMM en büyük örnek) cuma günlerine denk gelmektedir. çünkü ulu önder böyle istemiştir.
insanlar sırf bok atmak için götlerinden bir şeyler sallamaktadır.
araştırmak kimsenin aklına gelmez.
Atatürk'ün isteği Müslüman milletinin imanının güçlenmesidir. Bunu ifade ettiği sözleri şöyledir:
"Camilerin mukaddes mimberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır. Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 1, s. 225)
"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)
"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... islam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
bizleri ilgilendirdiği savunulmuş. evet belki bilmek isteyenler olabilir. bilsinlerdir, kimse buna karşı değildir. ama bir insanın dini inancını kullanarak ona saldıranlar var, işte buna hakları yoktur. atatürk'e dini inancını kullanarak saldırmaya çalışanlar asıl yobazlardır.
atatürk'ün dini ne olursa olsun, ister ateist, ister müslüman, ister budist isterse de satanist... o herkese ve herkesin dini inançlarına saygı göstermeyi bilmiş ve çok tartışılan laiklik ilkesini o yüzden savunmuştur.
o müslümanlığa değil dini kullanarak kendini pazarlamaya çalışan siyasetçilere, dini elbiseleri giyip halkı istediği gibi yönlendiren kişilere karşı çıkmıştır. kandırılmamak için kullanılmamak için kitabınızı anlayın, dininizi anlayın demiştir.
ne kendisinin ne de kendisini anlayabilmiş olanların, bunu beyan etme ihtiyacı olmuştur, zira kendisi de 'din bir vicdan meselesidir. herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. biz sade din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.' der.