orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir.
kemal ataturk'un dil devriminden sonra kullandigi ad (kamal deki ikinci a sapkalidir)
soyadi kanununa degin, gazi m.kemal imzasini kullanan ataturk, soyadi kanunundan sonra arapca "seckin" anlamina gelen mustafa ismini kullanmayi birakti; ve arapca "yetkin" anlamina gelen "kemal" adini ilk adi olarak kullanmaya basladi. daha sonra dil devrimiyle birlikte kemal adini da degistirerek kamal adini aldi. konuyla ilgili anadolu ajansinin 4 subat 1935 bulteni soyledir:
"istihbaratimiza nazaran, ataturk'un tasidigi kamal adi arapca bir kelime olmadigi gibi arapca kemal kelimesinin delalet ettigi manada da degildir. ataturk'un muhafaza edilen ozadi, turkce 'ordu ve kale' manasinda olan 'kamal'dir. -a- ustundeki tahfif isareti(burada ikinci a kastediliyor) -l- i yumusattigi icin, telaffuz hemen hemen arapca 'kemal' telaffuzuna yaklasir."