izleyen kadınların asla kocalarını aldatmak istemeyecekleri bir filmdir. çağan ırmak ne kadar muhteşem işler başarabileceğini kanıtlamıştır. en çok dikkat çeken, benim de en çok içime oturan replik de filmin en canalıcı yerinde söylenmesinden olsa gerek, özet niteliğindedir biraz da aslında..
bence bütün olayı ( ceren&fikret) mustafa nın annesi hazırlamıştır. böylece büyük oğlunun acısını mustafadan çıkartmıştır. benim de böyle anladığım film olmuştur. son sahnesinde fikret in ne dediği anlaşılmadıysa da tarafımdan bence;
- işi beğendin mi abla? demiştir, yürüyüp gitmiştir.
kalburüstü türk filmi.. hakettigi degeri gişede pek bulamasada ,eleştiri yorumlar alıp bi nebzede olsa degerine kavuşmuş ,süper film müzikleri olan * çağan ırmak` filmi.
soundtracki önceden uyan olucakmıs fakat daha sonra bir derdim var da karar kılmıslar.
ayrıca taksicilerin fazla ciddiye alması durumunda kötü şeylerin gerçekleşmeye başlaması muhtemel film.
ayrıca isim olarak all about my mother ı da hatırlatmıyor degil..
çağan ırmağın yönettiği başak köklükaya,nejat işler ve fikret kuşkan ın başrollere oynadığı,fikret kuşkan ın oğlunu alıp ateş böceklerini seyrettiği sahneyle akıllardan çıkmayan,sinemadan çıktıktan sonra uzunca bir süre kendime gelemediğim muhteşem film *
çelişkilerle dolu, "madem bu kadın taksiciyi (bkz: nejat işler) sevmiyor, konuştuğunda sadece kocasından (bkz: fikret kuşkan) bahsediyor ve madem kocasıyla olan cinsel münasebetlerinden hiç şikayetçi değil, neden taksici adamla sadece seks yapıyorlar, neden kocasının eksiklerini değil de tam tersine iyi yaptığı şeyleri taksiciyle yaşıyor?" dedirten film. ayrıca fikret kuşkan ve şerif sezerdışında kimsenin rolünün hakkını veremediği ama yine de izlenebilinecek film.
+çağan ırmak'ın bir çok eseri gibi yine harikulade olan. *
+türkiyede benzeri olmayan.
+fikret kuşkan gibi müthiş bir oyuncuyu başrolünde barındıran ve bununla bonus puan kazanan
+mustafa karakteriyle türkiyede çok bulunmayan bir insan tipini anlatmasına rağmen karakterde bir dönemin insanlarının kendilerini bulmasını sağlayan bir şeyler bulunduran
+ilginç ve izlenesi bir türk filmi
Hayatınıza çok şey katacak bir film. Maziyi iyi hatırlamanız sizin elinizde. Geçmişi nasıl hatırlarsanız oyle aklınıza yerleştirirsiniz. Sonucta yaşamak zorundasınız. Bazı şeylerin sadece guzel taraflarını hatırlamanız hayatı daha çok sevdirir. Bu her konuda böyle, bir ilişkide eğer ki kavgalı ayrılıyorsanız, hatta karşı taraf sizi aldatmışsa bile, sizin onla geçen guzel gunlerı hatırlamanız ve kotu seylerden arındırmanız gerekir kendinizi. Eğer bunu başarırsanız hayatta mutlu bir insan olabilirsiniz. Bazen anıların kötü taraflarını hatırlayıp derste cıkarmak gerekebiliyor tabiki. fakat daha cok iyi taraflarını hatırlarsanız o zaman daha mutlu yaşarsınız. Ayrıca bana hayatınımın bir an içinde değişebilme ihtimali olduğunu da gösterdi.
--spoiler--
kucuk burjuvaya gondermeler yapmıs cagan ırmak. basarılı olmus. ama bence yeterli degil. daha da ileri gitmeliydi. daha da abartmalıydı, zira film basladıgında mustafa'ya karsı bir sempati icindeydim ben.
gayet mutlu bir aile tablosu, basarılı guclu bir adam, ustelik karısının onu aldattıgını ogreniyor, icerlemistim icten ice hatta mustafa'ya. peki bir kadın kocasını niye aldatır, bunları biraz daha irdeleseydi keske cagan ırmak. bana pek yeterli gelmedi.
ait olamadıgınız bir yerdeyseniz eger muhakkak rahatsızlık duyar bir yerden patlak verirsiniz. mustafa asırı mukemmeliyetci haliyle bunu gozumuze soktu adeta. obsesyonları, sekste bile korunma derdi, kapari ısrarı ve her seyi kontrol altında tutmaya calısması etkileyiciydi. fikret kuskan rolunun hakkını vermis bence.
taksi soforunun * rahatlıgı, oldurulecekken bile abi burda cok yalnız kalıcam ben be deyisi, ve elbette hangi saglıklı adam reddederki guzel bir kadınla ormanda seks yapmayı, kısaca hepsi yerli yerine oturmus. olması gerektigi gibi.
tek yarım buldugum karakter ceren'in ki idi. neden aldattıgı hic yeterli yansıtılmamıs. bir kadının kocasını aldatması icin mantıklı sebepleri olmalı. gerci bence aldatmamalı ama, madem aldatıyorsun neden o taksiye binerken agladın. en azından bunun sebebini dillendirseydi. adamın hukmetmesi, asırı hırsı, takıntıları, tavırları seni rahatsız edebilir ama aynı adamla filmin basında sarkı soyleyerek yataga giden sen degilmiydin, ilginc.
filmde beni rahatsız eden en kotu sahne mustafa'nın annesinin attıgı cıglıktı. o ne ses oyle.
--spoiler--
bana "keske mustafa cocukken, agabeyinin oda kapısı sonuna kadar acılsaydı!" dedirten bir senaryoya sahip, acımayan insanların en acınılasılar oldugu gercegini gösteren, soundtrack ının ise kendinden cok sey anlattıgını düsündügüm film...
"bazen tanrılar kendilerine kurban seçerler, tanrı olduklarını hissetmek için.." gibi bir cümle geçiyordu filmin başında.. mustafa'da tanrıydı görmek istedikleriyle belki ama bir anda durum tersine döndü..
filmde pek çok filmden alıntılar var ama bana en çok hayvan mezarlığını anımsattı (filmi izleyenlerin anlayabileceğini düşündüğüm bazı sahneler).. şerif sezer, fikret kuşkanve nejat işler'in oyunculuklarını pek bir başarılı buldum ama başak köklükaya'yı pek beğendiğimi söyleyemiicem.. bir de mor ve ötesigerçekten güzel müzikler yapmış film için, sadece bir derdim var'la değil tüm film boyunca çalan şarkılar da pek oturmuştu filme.. bir de filmdeki çocuk oyuncuların hepsi birbirinden şekerlerdi..