atatürk'ü gerçekten seven:
atatürk hakkında araştırma yapan,
atatürk hakkında kitaplar okuyan,
onu anlayan ve öğrenen,
selanik'ten, dolmabahçe'ye kadar:
atatürk'ün yaşamını başından-sonuna kadar bilen,
atatürk'ü siyasi, askeri ve ''insani'' boyutlarıyla tanıyan kişidir.
bu bakımdan ''mustafa'' belgeselindeki atatürk:
onu tanıyanlar değil
tanımayanlar
ve atatürk düşmanları üzerinde etki yapabilir!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve vatanın fedakâr,
sadık hizmetkârı,
eşi bulunmaz kahraman ve
insanlık idealinin canlı simgesi.
Tüm hayatını Türk Halkına adadı ve ruhunun ateşi,
halkına esin kaynağı teşkil etti.
Hatırası,
halkının ruhunu alevler içinde bırakan ebedî bir meşale olarak kalacaktır."
işte o nedenle bu yüce insan hakkında eksik kalan,
yoruma açık bırakılan her şey rahatsız edici olacaktır.
can dündar'ın ezber bozan mustafa filminin bazı hızlı kemalistler üzerinde meydana getirdiği yıkıcı etki.
şimdi mikrofonumuz büyük lider ve yüce siyasetçi deniz baykal'a çeviriyoruz:
"Atatürk'ün sofrası, içki içilen, coşku bulunmayan, sanki başarısız olmuş, bıkmış, umutsuz, yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası olarak lanse ediliyor. Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk'ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır."
"Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı."
"Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi."
