mustafa fazıl paşa

entry2 galeri0
    1.
  1. islam dininin egemen olduğu bir yönetim şeklinin ülkemizi ileriye değil geriye götüreceği düşüncesini yönetimler tabakasında ilk kez 1866'da dillendiren aydın insandır. Mısır Hıdivliği üzerindeki veraset hakkını 4,5 milyon Sterlin tazminatla ağabeyi ismail Paşa'ya devrettikten sonra Fransa'ya yerleşen ve Yeni Osmanlılar hareketine verdiği destekle adını duyuran Fazıl Paşa, Sultan Abdülaziz'e Paris'ten yazdığı mektupla ''Din ezeli gerçekler makamında durursa, yani dünya işlerine müdahale ederse, her şeyi yok eder, kendisi dahi yok olur. Hükümeti muhafaza etmediği gibi, harap eden eski kaideleri bırakalım, diğer devletlerde yerleşmiş, onlara mutluluk getirmiş yeni düzeni biz de uygulayalım'' demişti.

    Bu öneri ne Saray ne de Yeni Osmanlılar denen aydınlar grubunun ilgisini çekti. Yeni Osmanlılar devleti islâmi kurallara göre ihya etmenin yollarını aramaya devam ettiler. Fakat Sultan Abdülaziz'in bu tavsiyeyi zihninin bir köşesine yerleştirdiği, 10 Mayıs 1868'de Şura-yı Devlet'in açılışında, Meclis'in yürütme fonksiyonlarının dinden ayrılığı'na dikkat çekmesiyle görüldü. II. Abdülhamit'in tahta çıkma karşılığında ilan etmek zorunda kaldığı 1876 tarihli I. Meşrutiyet Anayasası da, ''Devletin dini islâm'dır'' diyen 11. maddesine rağmen, gayrımüslimlerin haklarını koruması açısından laik unsurlar taşıyordu. Aynı şekilde başta padişahlar olmak üzere diğer yöneticilerin, siyasi, idari, hukuki ve sosyal problemleri halletmek için genellikle şer'i hükümleri görmezden gelerek örfi hukuka ağırlık vermeleri de laik uygulamalar sayılabilirdi. Örfi hukukun yanı sıra, fethedilen yerlerin eski hukuku, fetih sırasında yapılan antlaşma ve tanınan ayrıcalıklar ile saltanat hikmeti gibi başka esneklik alanları da vardı.
    2 ...
  2. 2.
  3. 150 yıl önce apaçık gördüğü ve ifade ettiği gerçekler, ebleh yobazlar tarafından hala anlaşılamayan aydın devlet adamıdır.

    http://www.numanaydinoglu...386518&/SARAYA-MEKTUP

    "Padişahım, din ve mezhep insanların ancak manevi yapısına hükmeder. Onlara ahretin nimetlerini vaat eder. Milletlerin haklarını belirleyen güçler ise din ve mezhep değildir. Din, dünya işlerine müdahale ederse fayda yerine zarar verir.

    Biz eski yöntemleriniz yüzünden telef oluyoruz. Bunları artık bırakalım. Çağdaş devletlere yön veren yeni düzenlemelere başvuralım. Ben sizden görev istemiyorum. Maksadım halkın feryadını sarayınıza duyurmaktır."
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük