bak şimdi türkülere ölürüm biterim. dinlerken paralar falan kaybederim, umurumda olmaz.
şimdi mustafa özarslan a arada denk gelir dinler amma bir süreklilik göstermezdim.
ya insanlar değişiyor ya da zamanla farklı sesler arıyor, bilmiyorum şimdi.
muazzam bir sese sahipmiş. şimdiye kadar dinlememekle eksik bırakmışım kendimi.
alçak gönüllü, jumbo tombik bir abimizdir. ölüm girdi araya der hüzünlendirir ardından bir halayla hop hop hoplatır. canlı performansı harikadır . .yıllar önce bir konser sonrası kendisinden bir hatıra istediğimde, arabasının dikizinde asılı çığ anahtarlığını vermişti, hala saklarım. daşaklarını yirim yirim ben bu adamın, o derece yani.
ankaralı olup da bu adamı canlı dinlemediğim için kendimden utanıyorum. kesinlikle mucizedir bu adam. o cüsseden öyle pamuk gibi bir ses nasıl çıkar hala aklım almıyor. sakaryada dolanırken her an karşınıza çıkabilir. gördüğünüz en büyük adamlardan biridir. her anlamda...
edit: hayatınızda hiç bu kadar güzel bir konser performansı dinlediniz mi bir düşünün...
türkülerin pavarotti si diyeceğim ama pavarotti ne ki?
bir de daha şans kapıları önüne açılmadı. dileyelim açılsın.
ver bu kardeşe türkü yü oku de, hiç karışma. o alır yoğurur, sonra bir döktürür ki, bu türkü ne kadar güzelmiş ya dersin.
yolu açık olsun.
sabahat akkiraz la trt de bir düetleri vardı ki aman allahım. iki berrak ses, iki Anadolu, iki usta. of of of. türk olmak ne güzelmiş, türkü olasım geldi.