" Bak, en sevdiğin şehir gidiyor, toparlanmış
Her gün küfrettiğin yollar katlanıp konmuş bavula
Tek tek isim koyduğumuz martılar ve birkaç ada
Biraz dalga, bazı tepeler ve en kötüsü de geceler
Yağmalanmış, atlar üzerinde, çirkin adamlarca
Sen ağlama, hüzün keder ne varsa koy cebine
Bilseydik bir damla gözyaşıyla gitmekten vazgeçilecek
Şehrin kenar mahalleleri kalmaz mıydı sular altında
Ve isyan etmez miydi mahalleli tüm gidenlere
Bak, şehir cevap vermiyor bakışlarına, sırtı dönük
Ellerin bir bir eksiliyor son dokunuştan bu yana
Gamzelerin sele yenik, gözlerin artık çorak
Her gece mızıkam bitince derdin ya bu şehir hangi çalgı
Bir klarnet sesi taşınıyor güvercinlerle sokağa
Güvercinler bu acı sese yenik, ölüyor her varışta
Sevmediğimiz serçeler kalıyor giden şehirden geriye
Ben sigarasız, onlar susuz ve sen ebediyyen kararsız."