"mümin erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve resûlü'ne itaat ederler. işte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. şüphesiz, allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir." (tevbe / 71)
ayetini gördükten sonra -ki bu ayetler çoğaltılabilir- hazzetmemek şöyle dursun allah müslüman olmayı onlara nasip etti diye şükreden insanlardır.
müslümanların nefsi olduğunu unutanlar, onların gökten inmiş birer melek olduğunu sananlar ya da eleştirmek amaçlı yorumlar yapanlar unutmamalıdır ki onlar da birer insandır ve nifisleriyle-şeytanla mücadele ederler.
zekat vermek kolay değildir insan için. çünkü insan bencildir kazandığını hep kendi yemek ister ama ona rağmen allah'ın emrini yerine getirir(gerçek bir müslümansa). mükafatını da fazlasıyla alır, bu dünyada olmasa bile öbür dünyada.
kimin hazzedip kimin hazzetmediğini sadece allah bileceği için gerçekliği değişen önerme. ameller niyetlere göre olduğundan durup dururken kimseye bok atılmaması gerekir.
müslümanlığını sağlam temeller üzerine oturtamamış kişinin yaşayabileceği durum.
birtakım insanların saldırganlığını ve gazını almak için sanırım sözlüğe zekat-metre konulması gerekecek,ama bu sefer de"e canım herkese belli ederek verirsen nerede senin müslümanlığın"sorusu sorulabilir.
lakin benim merak ettiğim şey,üzüm yemeksizin bağcıyı dövmenin nasıl böylesine popüler olabildiğidir.
islam'a saldıracaksan dürüstçe saldır,açıkça düşmanlık edilmesi,en azından dürüstlük açısından bakıldığında ehvendir.müslümanların yaptığı hataları islam'a fatura edersek saçmalamış oluruz.saçmalamayıp üzüm yiyelim,ama bağcıyı rahat bırakalım.