müslümanların müslümanlık dininden vazgeçmesini gerektiren olaydır ki pek sanmıyorum ancak zekeriya beyaz yaşar nuri öztürkler ile müslümanlara aslında öyle değil böyle diye yalan söyleyerek-beyinlerini yıkayarak başarılı olunabilir, tabi sadece onlarla değil onları sürekli gündemde tutan bi mason'un yönettiği medya ile ve onları destekleyen bilumum insanlar ile..
insanımızın bir takım adetleri, gelenekleri vs. dini bir vasife gibi görmemeye başlaması ile ivme kazanacak süreçtir. müslüman için çağın dinamiklerini, inancını ve inandığı gibi yaşama duruşunu bozmadan kullanmak normal ve luzumludur.
diğer taraftan çağın, insanların ahlak ve kültürel yapıları ile ilgili mevzuları sırf çağa ayak uydurma adına kabullenmek, kişiyi kendi inanç sisteminde de uzaklaştırabilir. zira, çağın getirdikleri illa ki müspet olacak değildir.
sonuçta müslüman inandığı gibi yaşamalı, ancak neye inandığını da iyi bilmelidir. bilgi açıklığından kaynaklanan kişisel bağnazlaşmanın artışı, insanlarda ''müslümanlar çağın dışında'' fikrini pekiştirmektedir. bu noktada çağa ayak uyduramamak kişiseldir. ayetleri bağlamaz.
Afrikalılar çağa ayak uydurdu hepsi çıplak geziyorlar gayette moder ve 0 bedenler. Müslümanlar da Dünyanın jandanrması Abd ve onun kolluk gücü israil sayesinde bu çağdaşlığa ayak uyduracaklardır. Zorbalıkla, Kan ve Göz yaşı ile.
müslümanlık çoğumuzun kulaktan dolma bilgilerle duyup ama asla tam anlamıyla tanıyamadığımız gibi bağnaz bir dindeğildir. her çağa uygundur , evrenseldir. birilerinin allah tarafından kuran ı kerimde kuralları kesin ve kati bir şekilde belirlenmiş olan son, hak dini , islam da reform, muslumanlarin caga ayak uydurma surecigibi gereksiz önermelerle değiştirmeye teşebbüs etmeleri saçmadır.varolan dinin kurallara belirlenmiş olup, kimse tarafından kendi çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlenmeye ihtiyacı yoktur,olamaz. bu her aklı yeten insanında hem fikir olacağı gibi saçmadır, akla mantığa uymaz. konuya uygun bir bakınız girmem gerekiyorsa şunu söylemek istiyorum .
(bkz: hristiyanlaştıkça çağa ayak uyduracağını sanan zihniyet)*
kendilerini elestirmemeleri
mutlak dogru ve mutlak yanlisin oldugunu dusunmeleri
seriat duzeninde hersey icin bir kuralin olmasi ve bunun sonucunda gelisen dunyaya yeni kurallar getirememek
seriat kurallarinin cok fazla olmasi
belirli bir kalibin icinde kalmalari ve ozgur olmamalari *
halkın içinde hak'la beraber olmak diye bi deyim var, yani din adamları da çagdaşlıgı savunmuyorlar mı. ama bazı şeyler var asınca kendimizi de kaybedecegimiz, cogu insan bundan korktugu için vazgecemiyor değerlerinden. peygamber efendimizin sünnetleri var mesela, günümüze bakınca cogunun hükmü kalmamıs gibi görünüyor. farz mı, değil, yapmakla yükümlü değiliz. ayrıca cogumuz zaten yapmıyoruz, ilerleyemememizin sebebi müslümanlık değil. artık islam, din kültürü derslerinde öğretilenlerden ibaret. kacımızın kuranda yazılanlarla ilgili bilgisi var. *** gercekten müslümanlıgın ne oldugunu kavrayabilmiş bir millet olsaydık, su an en ileri seviyede bizim olmamız, diğer toplumların bişeylere ayak uydurmaya calısıyor olması gerekidi. insanların yaptıgı, kendi adetleri haline getirdiği şeylerden islamı sorumlu tutmak hangi vicdana, mantığa sıgar. geri kafalı insan var, geri kafalı bir din yok. ne olsa müslümanlıga ya da olmadı türklüğe atıyorlar. baslıgın müslümanların değil, yobazların caga ayak uydurma süreci olması bence daha makul. her müslüman yobaz değildir.
ama yobazlar diye ele alırsak, neden öyle yasamak istediklerine bi anlam verebilmiş değilim. takva boyutu mu, benim aklım ermez mi bilmiyorum. ama olan su ki, eskiden et yiyebilen yokmus, zengin insanlar kesip dagıtıyormus kurban bayramında. suan günümüzde cok sükür cogu kimsenin hali vakti iyi, komsular birbirleri arasında gereksizce et alısverişi yapıyor. ama etten daha cok baska seylere ihtiyacı olanlara yardım edilmiyor.
cogu yerde sünnettir diye yerde yemek yeniyor, * oysa ki eskiden masa olmayısını kimse düşünmüyor. mesela aslında sünnet olan misafiri kapıya kadar gecirme olayını, kimse sünnet diye değil, nezaketen yapıyor. kim corbaya düşen sineğin diğer kanadını da corbaya sokuyor ve ya hangimiz sünnet olan corbayı üflemeden içme eylemini gerçeklestiriyor. gel gelelim davulcuya takanlara, o ne dinimizin emrettiği ne de sünnetimiz olan birşey. o sadece eskilerden kalan, çocuklugumuzdan kalan bişey, bu tip seyler o kadar az ki bence hayıflanmak yerine mutlu olmalıyız. ******
edit: anlatamadım galiba ya da cok uzun yazdım yukarda da dediğim gibi konudan saptım. ben de sünnette abartmayı elestiriyorum zaten. okuyunca ne demek istediğim anlasılabiliyor diye düşünüyorum ama sadece elestirmek için okundugundan bazı entryler, kelimeler kırpılıyor, insan istediği anlamı kendi yaratıyor. ayrıca basıma gelecegini hiç düşünmemiştim ama hakkaten olabiliyormus:
(bkz: bok attığı başlıgı okuyan yosma yazar)
(bkz: sözlükten soğuma nedenleri)
yılda bir ay çalınan, çoğu ses yalıtımlı pencereli evlerle dolu olan bi sokaktan geçmesi 30 saniyeden fazla sürmeyen sesi bir dert bir sorun hatta bir çağdışılık olarak görürsek, hoşgörü, ahlak ve geleneğe saygı gibi insani konularda çok geri olduğumuzu kanıtlamış oluruz. *
zinaya verilen ceza ve tatbiki hususunda, gerçekleşmiş olan uygulamadır. bakınız kur'an;
nur suresi - 2. ayet: Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun; Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dini(ni tatbik) hususunda sizi sakın acıma duygusu kaplamasın! Müminlerden bir grup da onlara uygulanan azaba şahit olsun.
fakat bu ceza, günümüz türk ceza hukukuna aykırıdır. bu durumda, toplumda ceza hukukunun herhangi bir dine göre belirlenmemesi neticesinde, müslümanlar, kendi dinlerinin verdiği cezayı değil, devletin uygun gördüğü cezayı kabul etmektedirler.
müslümanların çağa ayak uydurma süreci bu süreçten zarar görenler var oldukça kansız ve demokratik yollardan gerçekleşemeyecektir değerli ama bir o kadar da acı ve kaos yüklü bu coğrafyanın müslüman toplumlarının makus kaderidir bu, ramazan davulcularına gelinceye kadar çözülmesi gereken ne kadar çağdışı sorun var bu ülkede... http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=199287
müslümanların islamiyet'e tam anlamıyla uyma süreçleridir. zira hepimiz biliyoruz ki islamiyet son peygamberle* gönderilmiş ahirzaman dinidir. bu dini gönderen allah* elbette içinde bulunduğumuz asra hitap edecek tarzda bir din gönderdi.
kendini müslüman olarak nitelendiren insanların kendisi gibi düşünmeyen yada kendinden farklı bir biçimde inanan ve hatta kendi inandığı dinden farklı bir dine inanan insanlara ateist, dinsiz, kafir gibi yakıştırmalar yapmaktan vazgeçmesi ile başlayabilecek süreçtir. öncelikle başlaması gereken bu insanların saygıyı öğrenme süreci olmalıdır. batı'nın inanç ve düşünceye saygı göstermei ve farklılığı cezalandırmama sürecinin yüzyıllar öncesine dayandığını düşünürsek bu başlığın altına yazılanlardan bir fikir çıkarılabilir.