(bkz: musallat olan ibne)den daha çok tedirginlik verir adama. sağı solu, niyeti belli değildir. belirsizlik daha bi tırsıtır insanı... (bu arada, vendetta süper yazmış musallat olan ibneyi hacı. yani, illa ki musallat olan bişey okuyacam derseniz, bunu okumayın onu okuyun derim ben)
bi gece 11-12 gibi eve dönüyorum. evdeki buzdolabının bomboş olduğu aklıma geldi ve bi çorbacıya girdim (ifade metni gibi oldu bu iki cümle. gerçek kesit'teki elemanlar gibi...) bilenler bilir, gece çorbacıda her çeşit tipe rastlarsın. orspusu, pezevengi, şarapçısı, öğrencisi.. sipariş verdim, bekliyorum. bendeki 'anormal adam mıknatısı'ndan olacak, içeri giren bi sarhoş direkman gelip yanıma oturdu. karşıma da değil, tam yanıma!
herifi nasıl tarif edebilirim ki? lan, sokakta yaşayan şarapçı bi deli de olabilir, atlas/national geographic yazarı da. ne bileyim, o tip dergilerin yazarları böyle kalmış aklımda. adamda epeyce uzun bi topsakal (freud sakalı var ya, öyle işte), eski tip (bayağı eski, taa 1800lere dayanıyor) küçücük camlı gözlük ve beyzbol şapkası var. sırt çantası da cabası. adam gezgin de olabilir, şarapçı da. entelektüel bi kişilik de olabilir, manyak da!
oturduktan 3 dakka sonra 'afiyet olsun' diyerekten girdi muhabbete. konuşurken o kadar yaklaşıyor ki, sakalı suratıma değiyor! o anda şu sorular beliriverdi kafamda:
* bu adam beni sker mi? (ilk beliren soru niye bu oldu bilmiyorum)
* bu adam çorbamın içine tükürür mü? (var o potansiyel)
* beni takip edip cüzdanımı gasp eder mi? (cüzdanım olmadığı halde nasıl tırsmışsam artık.. ezmere tırsmışım)
* muhabbet ettik ayağına çorba parasını bana iteler mi?
* şarapçı mı gezgin mi, şarapçı mı gezgin mi, şarapçı mı gezgin mi...
tüm şüpheleri bi kenara bırakıp herifle derin entelektüel yolculuklara çıkasım var (topsakalla gözlüklere tav olmuşum evet) fakat her bi kaşık çorbanın yarısı sakalından aşağı akıyor. sakala bulaşan çorbaya ekmek banarak 2 sokak çocuğu rahat doyar.. benim bile midem bulandı yani! ve sürekli konuşuyor, laf bana geçmiyor hiç!
bakalım, atlas dergisi alacam bu ay, belki benden bahsediyordur...
böyle durumlarda en iyisi koşarak uzaklaşmak. ne uğraşacan elin acayibiyle! bir de, 'ağbey doğudan gelmişem, 3 gündür açım' diye yanaşan tipler var. hiç tekinsiz değil lan onlar. arkanıza bakmadan kaçın!
not: entryde gayet tırsak bi adam imajı çizmişim. esasında yiğit bi kişiyimdir fakat, adamlar tekinsiz, belirsiz, tehlikeli...