michelangelo'nun yapımını tamamladıktan sonra "konuşsana!" diyerek çekicini fırlattığı rivayet olunan şaheseri. roma'da, yaklaşık 600 yıldır bulunduğu 'san pietro in vincoli kilisesi'nde sergilenmektedir.
Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni -Sanat Tarihi'nde bilinen adıyla Michelangelo-'nin 1505 yılında yapımına başladığı heykel grubu, San Pietro Kilisesi’nde Papa 2. Julius’un mozolesinin bulunduğu yerde yer alır. Papa 2. Julius, Rönesans’ın en büyük sanatçılarından biri olan Michelangelo’yu o döneme kadar eşi benzeri görülmemiş, devasa büyüklükte ve görkemli olmasını istediği kendi mezarını yapmak üzere görevlendirmiştir. Ancak devam eden ve mezar anıtının da içinde olacağı San Pietro in Vinroli Bazilikası'ndan dolayı malzeme sıkıntısı yaşandı. Bunun üzerine Michelangelo, Carrara’daki mermer ocaklarında aylarca çalışıp mezar anıtı için gereken malzemeyi toparlayarak Roma'ya dönmüştür. Bu sefer de işin maddi kısmında Papa ile anlaşamayarak heykel yapımına bir süre ara verdi. 1513 yılında Papa 2. Julius’un ölümü üzerine Michelangelo mezar anıtını yapması için tekrardan görevlendirilmiştir. Mezar anıtına tekrar başlayan Michelangelo, uzun bir süre sonunda dönemin en ünlü heykelleri arasına giren başyapıtını tamamlamıştır.
Mezar anıtı, iki kısımdan oluşmaktadır. Üst kısmında Meryem, isa ve Papa’nın heykellerini; alt kısmın merkezinde Musa, sağında ve solunda Yakup’un kız kardeş olan iki karısı: Rachel ve Leah bulunmaktadır. Mezar anıtının merkezinde oturur pozisyondaki Musa, bir kolunu On Emir'e dayamış ve işaret ile orta parmağı ile de sakalını tutmaktadır. Diğer kolu ise, göbek seviyesindedir.
Musa, uzun sakallı ve bıyıklıdır. Kaslı ve heybetli bir duruşa sahiptir. Yüzünde ona ihanet eden israil oğullarına duyduğu öfke hissedilmektedir. Michalengelo, Musa'nın dizinde yer alan kumaşın her kıvrımı ustalıkla kullanmış olup ışık-gölge oyunlarına sıklıkla başvurmuştur vardır. Musa, fiziksel olarak devasa ölçülerdedir. Mezar anıtı içinde yer alan heykellerin hepsinde Helenistik ve Roma döneminin özellikleri görülür.
.....Musa’nın başında iki boynuz bulunmaktadır. Bu boynuzlar Rönesans döneminde yapılan çeviri azizliğine uğramıştır. ibranice de “keren” kelimesinin hem "ışık yansıması" hem de "boynuz" anlamına gelmesinden dolayı Tevrat’ı bu dönemde Latinceye tercüme eden çevirmen, Musa’nın başındaki ışık yerine başındaki boynuz diye çevirmiştir ve o dönemde bütün çevirilerde bu şekilde yer verilmiştir. Bu yüzden hata anlaşılıncaya kadar uzun bir süre her alanda bu şekilde yansımıştır. Bu yüzden italyanlar, Traduttari veya Tradittori (çevirmen haindir) diye özlü sözleri bulunmaktadır.
.....Michalengelo, Musa heykelini tamamladıktan sonra heykele, "konuş" dediği ve bir iki adım geriye giderek elindeki çekici fırlatıp "kalk gidelim" diyerek heykelden ne denli etkilendiği halk arasında yayılmış ve günümüze değin gelmiştir.
.....Musa bilindiği gibi, On Emri halkına bildirmek için Sina Dağı'na çıkar ve orada kırk gün kırk gece bekler. Şehre döndüğünde, halkının altından yaptıkları bir buzağı heykeline taptıklarını görür. Bu, onda büyük bir kızgınlık ve hiddet yaratır. Michelangelonun Musası işte bu anı tespit etmektedir.
gerizekalı (bkz: jerome) un... vulgata yı çevirirken... karan ı karen le karıştırıp... "ışık yayması" vs boynuz... boynuz da çok eski dönemde "güç" le ilintili bir simge olduğundan, budur zaar deyip boynuz diye çevirir.
(bkz: king james) çeviriye çeviriye sahiptir mesela. ki dağdan indikten sonra musa o yüzündeki parlama yüzünden bir müddet yüzüne peçe takar. sağlaması yani.
