--spoiler--
''mersin'in mut ilçesinde, kendi adımı taşıyan yüz bin ağaçlık bir ormanım var. 1960' larda buralar hep ormanlıktı, daha sonra orman ve ağaç türleri yok oldu. gelip geçerken hep bakardım. bir gün kiralayıp ağaçlandırmaya karar verdim. 1999'da müracaat ettim. 2000'de teslim ettiler. ondan sonra da başladım çalışmaya. bu orman için yıllardır çalışıyorum, bazı ağaçlar kocaman oldu, bir kısmı boyumu geçti.
ben buralıyım. ormana yakın yerde bir bağevim var, orada oturuyorum. bu bir yaşam biçimi; burada yaşıyorum, bu ağaçlarla konuşuyorum, doğa benim öteki yarım. çünkü müziğimde de söylediğim ve insanlara ulaştırmaya çalıştığım şey, doğa ve insan sevgisi. sadece insanı sevmek yetmez, insanın yaşayacağı muhiti de seveceksin, bastığı toprağa da ilgi göstereceksin.
biz çocukluk dönemimizde çok orman kestik. çağırdılar, kesin dediler, kestik. o kestiğimiz her ağaca karşı, yüzlercesini dikmek istiyorum. kazandığım paraları buralara yatırım yapıyorum. bugüne değin hiç kredi almadım, hep verdim. ormana kira, işçilere bakım ücreti, hep verdim. vermeye de devam edeceğim. benim yatırımım geleceğe. yoldan geçen insanlar daha iyi soluklansın bana yeter. yaşanacak bir toroslar'ı bırakmak; işte benim dünyam, işte benim düşlerim...''
--spoiler--
Sözlükte çok nadir bulunan (bkz: her entrysi övgü olan başlıklar)'dan bir tanesi, belki de bu konuda tek. Trollerin bile ilişmeyeceği derecede saygınlık kazanmak böyle bir saza yar olmak, bir sese ruh üflemekle oluyor demek ki.
sanatıyla gönülleri fetheden böyle değerlerin, konuşurken daha dikkatli olması gerek. onca emekle, beceriyle elde ettiğin müstesna konumu ettiğin 2 kelimeyle kaybetme üstad, aman dikkat..!
Dietzenbach kentinde verdiği konserde 'Alevi kültür merkezleri Arapların Ali'si, Hüseyin'i ve Hasan'ıyla uğraşacaklarına bu çocuklara saz çalmayı öğretsinler. Türkiye'de devrimi bu çocuklar yapacak' diyen ozan. öyleya memleketin en büyük problemi saz. ne yaparız saz çalan olmazsa. bu tarz 'aydın' sanatçılarımız olmasa memleketin hali nice olur. toplamda 23 sene okul okudum bunlar kadar aydın olamadım herhalde. demek ki keramet sazda.
sazı eline aldığında saz canlanıyor, dile geliyor, anlatıyor, anadolu'da ne olup bitmiş, bu topraklar ne görmüş ne geçirmiş oturup bir bir anlatıyor böyleyken böyle diye.
örnek vermek gerekirse:
müthiş insan , müthiş ses, müthişş abi işte başka kelime bulamıyorum. http://fizy.com/#q/musa+eroğlu
alın bütün parçalarını dinleyin ülen gece gece ne gidiyorsun be ustam iyiki varsın ...