3 Mart 2011 tarihinde saat 21:30'da gece yarısına kadar Cem Adrian'ın da teşrifiyle Ankara'ya Ankaralı'ya eşsiz dakikalar yaşatan değerli bir müzik adamı.
zira kendimi mehmet ali erbil'i izliyormuş gibi hissediyorum bu konuşmaları duyunca. onun programında da sık sık zuhur ediyor konuşurken kırıp geçiren tipler.
pelin suade'nin ardından disko kralı'nda bir "oh" dedirtecek diye dört kolla sarıldıktan sonra "dur bakalım." dedirtti.
enteresan. eskiden daha iyi değil miydi bu adam? ya da ben mi acaba yetişemiyorum ona bilemedim.
ne diyelim, nasip.
iksir içtim değiştim adlı son albümüyle tanışma fırsatı bulduğum , şarkıları peşpeşe bıkmadan usanmadan dinlenesi şahsiyet.
Sesi sanki Cem Karacayı andırıyor.
Allah uzun ömürler versin lakin eğer bugün ölse arkasından Kazım Koyuncu gibi büyük bir ses getirmesi olağan olan insan.
geçen markette karşılaştık kendisiyle. ayak üstü sohbet edelim dedim;
ben:b
murat yıl...:m
b: murat bey, bizi allah yarattı değil mi?
m: evet kesinlikle, biz kardeşiz, bu evren her şey onun
b: peki muratcığım benim yüz bin liradan fazla para verip aldığım ev de allahınsa dolandırılmadım mı ben?
m: bu kapitalizm böyle bir şey. halbuki para olmasa bunlar olmaz.
b: he, beni dolandırdılar yani.
m: kısmen öyle oldu.
nasıl olup da bu kadar mükemmel tapılası bulunduğuna akıl sır erdiremediğim; yıllardır aynı imgelerle söz yazıp, döndüp dolaşıp aynı temalarla şarkı söyleyen insandır. bir yeni ergen kız çocuğu tribiyle yazıyor olmalı şarkıları,vıcık vıcık bir melankoli, üzgünüm ölüyorum havaları... ölümler çıplak gelir bir istisna olmakla beraber bir türlü olmamış olduramamıştır bana göre.