"fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım; böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarum o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size:"nasıl?" kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan; bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."
bunu yazan yazarın kötü olduğu sonucuna nasıl varılabilir? oturdum hala düşünüyorum.
Edebiyattan gram haberi olmayan insanın üçlemesi. isviçreli bilim adamları bu üç yazarın nasıl bir araya geldiklerini çözmek için çalışmalara başladılar. Olayla ilgili olarak, "Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ni kullanmak istiyoruz. Higgs Bozonu'ndan daha ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Neticede Oğuz Atay ile Elif Şafak bir şekilde yanyana getirilmişler. Bu problemi çözemezsek gelecek nesiller büyük tehlike altında olacaklar" ifadesini kullandılar.
Birand sendeyiz. Birand? Birand! Hay kafama eşekler işesin! Huzur içinde uyu Birand...
birbirinden çok farklı üç yazar. (bkz: fazıl say orhan gencebay serdar ortaç)
murat menteş'i bieber'cı ergenlerin metroda otobüste okuyor olması, popülerleşmesi, ilk çıktığı zamanlardan beri takip eden okurlarına haksızlık yapma gerekliliğini çıkarmaz ortaya. geç fark edilmesi bunun en büyük sebebi olabilir. ha keza her kesimin de okuyabileceği bir yazardır. popülistliği buradan da geliyor olabilir.
oğuz atay herkese hitap etmez, algılayabilmek, onun durumuna yakın duygusal olayları yaşamış olmak sevilmesindeki en büyük neden olabilir. eserleri edebi anlamda gerçekten çok doludur, ancak herkesin sevmesini bekleyemezsiniz.
elif şafak okuyup sevmek için alim olmaya gerek yok, ilk çıktığından beri süpermarket kitapları yazan, yeri geldiğinde hırsızlık yapan bir yazardır kendisi. ama bu da okurlarına hakareti gerektirmez.
illa ergenler okumaya başladı diye bir yazarın veya bir sanatçının değeri düşer mi? bu kadar mı salaksınız lan? o zaman bütün ergenlere a clockwork orange veya ingmar bergman filmleri izletelim ondan sonra hem kubrick'e hem de bergman'a sanatçı mı bunlar diyelim?
"oguz atay okuyabilen kezban mi olur abi, salak misiniz?" dedirten. kime kezban diyecegiz o zaman allasen, de bana. adamin bir kitabini iki kolumla saramiyorum arkadasim ya, siz hala beatles'a overrated, oguz atay'a overrated, godfather'a overrated, star wars'a, tolkien'e overrated. beat kusagi'ndan adam sanki bana.
otuzaltıncı sınıf yazarların yanına oğuz atayın adını koyuyorsa bu mal arkadaşlar belli ki oğuz atayı tanımıyorlar. Böyle bir mallık bu bünyelerden zuhur ettiğine göre tanısalar da anlıyamıyacaklar.
Eski adamların Cehl-i mürekkep diye bir kısım dalyaraklar için kullandıkları bir tabir vardır. Bu cinsini siktiklerim bir boku bilmezler, bilmedikleriyle kalsa cahil dersin ama bilmediklerini de bilmezler. işte bunlar için böyle bir tabir icat edilmiş. Bunları sadece hunharca sikeceksin. Başka bir işe yaramazlar.
Dünya ne boktan bir yer oldu olric dedirten başlıktır.
