liberalizm ile sol düşünceyi bir araya getirmeyi başararak, kendine özgü ve tutarlı bir sentez yaratmayı başarmış olan akademisyen. Uluslararası ideolojilerin aynısını ithal ederek birebir ceviri yapmak yerine, içlerine bir şeyler katarak lezzetli yorumlarda bulunmuş olması, radikal gazetesindeki köşesini ısrarla takip etmemin en büyük nedenidir.
benim de dinleyici olarak katıldığım bir panelde,''türkiye eğer kürt sorununu çözmezse, 'türkiye' olarak adlandırılan arazi parçasından bir miktar toprak kaybı gerçekleşebilir'' gibisinden bir laf etmişti. ülke topraklarını,arazi parçası olarak niteleyebilen bir aydındır(!) bu hazret...
entelektüel bilgi birikimi bakımından herkesin bir şey öğrenebileceği birisi olmasının yanı sıra kendini liberal demokrat olarak tanımlamaktadır. söylenilene göre iyi bir hitabetçiymiş de.
ataturkculuge camur attigi bir yazisinda sacmalamis olan yazar. tarihini hatirlamiyorum, radikal gazetesindeki kosesinde resmi dairelere ataturk fotografi asmanin, ataturk heykellerinin gereksizliginden bahsederken anlattigi bir olay duzmece gibi duruyor. belge'ye gore bir arkadasinin ilkokula giden kizi ataturk fotografini gorunce "aaa kafasini parkta gordum adam" demis. ilkokula giden bir cocugun ataturk'u bilmemesi mumkun mu?
bilgi küpü, çok iyi çevirmen. dersleri çok kopuk anlatır. aynı sorun gazetedeki köşesinde de söz konusudur, çok bilmekten kaynaklanmaktadır kanımca. oğuz atay konferansında salman rushdie'ye kadar gitmişti mesela. "avrupa'daki icatlar" dersi notlarınızı okurken matbaa bilmemne gibi icatların arasında "araplar da sazı bulmuşlardır" gibi bir not gözünüze çarpar. dersleri çok zevklidir, history of western civilizations gibi bir ders ancak bu kadar eğlenceli anlatılabilir.
sınavları openbook yapar, isterseniz ansiklopedi getirin der. ammavelakin "Kutsal üçlü inancında kutsal ruhu fazla soyut bulan hristiyanlar bunun yerine nasıl bir kutsal üçleme modeli geliştirmiştir? bu durum nasıl bir etki yaratmıştır?(daha da devam eder bu soru)" gibi bir soruya hiçbir ansiklopedi çare olamayacağından "bir ben bir notlarım" mantığını kavrar, kuzu kuzu sınava girersiniz.
light sola yelken açmış,açmayanlara bayrak açmış,nev-i şahsına münhasır biridir.yanlış anımsamıyorsam yemek kültürü konusunda oldukça iyidir.belki bu yüzden "halt yiyip"sol ve liberal kelimelerini yan yana kullanır.
aşmış kişilik..301 üzerine yazdığı yazı kapımda asılıdır.. oğuz atay ın tutunamayanları üzerine 1972 de olumlu yazı yazmış tek şahsiyet.. muhtesem bir donanıma sahip filologtur. radikal gibi bir gazetede yazması biraz vahimdir.. (bkz: aydın doğan)james joyce un dublinliler kitabını onun basarılı çevirisinden okuyunca saygım kat kat artmıştır..
çok süper bir öğretmen, sivil toplumculuğun baş öğretmeni, ingiliz dili ustası, gurme ve aynı zamanda seyyah olmasının yanında uluslararası ilişkiler uzmanı velakin tarihçilikten geri kalmayan, gazeteci, genel yayın yönetmeni, dergi topluluğu lideri, aydın, yayınevi sahibi, rönesans devri sanatçısı, ideolog, profesör ve dahi sakallı. Lakin kendi kimliğinin temelli olarak tanımladığı şekilde marksist değil.
3 kasım 2007 tarihli yazısında kuzey ırak konusunda sağ duyunun ne demek olduğunu çok net açıklamış insandır. yazıda barzani cephesine karşı olan davranışların karşılıklı ilişkileri zorlaştırdığından bahsedilmediktedir. soru şudur ki, biz hakikaten barzaniyi çözüm sürecine dahil etmeye niyetli miyiz? hakikaten şartların oluşması ve komşuluk ilişkilerinin sağlanması konusunda gönüllü müyüz? elbette ki, barzani kendi seçimini yapmalı ve pkk dan mı yoksa barıştan mı yana olduğunu belli etmelidir. ama bu noktada türk hükümetine düşen 'komşuluk' seçeneğini lafta değil gerçekten barzaninin önüne koymaktır. burada topluma düşen görev ise sadece 'barzani ne demiş, vay şerefsiz köpek' demek değil, bu tür ilişkilerin karşılıklı olarak geliştirilmesi gerektiğini bilmektir.
yukarıya benim düşüncelerim de karıştı, yazının saf halini okumak isteyenler için;
12 aralık 2007 tarihli yazısında hem mantıken ve teknik olarak ateist liğin pek mümkün olmadığını,bu guruhun ancak agnostik diye tanımlanabilecegini anlatmış bulunup daha sonra şımarık kız edasıyla ''banane ben yine de ateistim.'' demiştir. okunasıdır yazısı vesselam.
turkiye'nin lubnan'a asker gondermesini destekleyen, kuzey irak'a asker gondermesine siddetle karsi cikan yazar, bilim adami. turkiye'deki herseyi batili kavramlarla aciklayip herseyi yanlis yaptigimizi iddia eder kendileri. batida yapilanlari da bizim kavramlarimizla ele alsan hersey yanlis cikar. cin ve rusya herseye bati kavramlariyla yaklasildiginda yenilgiye mahkum olduklarini bildikleri icin "demokrasi ama onlarin demokrasisi degil" diye hareket etmektedirler. bugun dunyada yukselen iki ulke hangisi? bati kavramlarina gore el kaide teroristtir, pkk ozgurluk savascisi ya da gerilladir. abd'nin irak'i isgali demokrasi goturmektir, turkiye'ninki isgaldir. ingiltere polisinin metroda bir genci vurmasi hatadir, turkiye'de bir sivilin yanlislikla vurulmasi agir insan haklari ihlalidir. ingiltere'de kralicenin (secilmis degil dogumla bu hakki elde etmis) siyasi agirligi gelenektir, turkiye'de genelkurmay'in agirligi demokrasi ayibidir. abd'de 20 yildir ya bush ya clinton baskanliginin olmasi demokrasidir (hillary secilirse 28 yil olabilir), rusya'da putin'in yerine putin yanlisi birisinin gelmesi tukakadir. eger ulkenizi onlarin kavramlariyla degerlendiriseniz hep kaybedersiniz. cunku onlar kendi kabahatlarini kapatacak sekilde tasarlamislardir bu kavramlari.
tsk'nın düzenlediği operasyonların maliyetini sorguladığı yazısıyla, bu konuyu tekrar tekrar yazabileceğini göstermiştir.
sadece terörist öldürülerek sorunların yok edilemeyeceğini gayet makul argümanlarla anlatıyor. ama bir sorun var, o da kamuoyunun marjinalize olması gereken kanadının bu operasyonların sorgulanmasını bile, hainlikle damgalamasıdır. yıllardır anti-militer söylemlerin en derinlikli olanlarını geliştiren fikir adamı olarak, 2008'deki operasyonları da kimseden çekinmeden sorgulaması, ne kadar sağlam bir omurgaya sahip olduğunun kanıtıdır.
bugünkü yazısında şuraya dikkat:
" Klasik soru, 'Şu kadar yıldır devam ediyor' diye neredeyse övünür gibi bir edayla anlattığımız bu savaşta harcanan para silaha değil, özellikle Güneydoğu'nun, ama tabii bütün ülkenin kalkınmasına yatırılsaydı (aslında bunu daha genişletmek şart) bugün nerede olurduk? "
ulusalcı,kemalist,faşist,atatürkçü, her ne ise işte demek istediğimi anladığınız türden bir kişiliğin ayar vermeyi bırak yakınına dahi yaklaşamayacağı çapta bir entellektüeldir.
O yüzden ayarmatör sözlük gençliği boşuna biryerlerini yırtmasındır.
özel üniversite mevzusu yüzünden can yücel le zamanında papaz olmuştur ancak kendisi olaya farklı bakmaktadır. devletçilik anlayışı falan biraz farklıdır. türkiye nin en sağlam entelektüellerinden biridir.
--spoiler--
Benim ayrılma nedenim, bu güçlere karşı verdiğim ve vereceğim demokrasi mücadelesini bir başka gazetede daha iyi ve daha rahat verebileceğime inanmam.
Uzunca bir süreden beri Türkiye basınının bellibaşlı gazeteleri, sütunlarında çok farklı görüşler savunan yazarlara yer vermeyi bir kural haline getirdiler. Bense, bir yayın organının, bir görüşü tutarlı bir biçimde savunması ve temsil etmesinin daha doğru bir ilke olduğuna inanan bir kuşaktan geliyorum. 'normal' bir hayat yaşamayı başarabilen bir toplumda, bu görüş çeşitliliği ciddi bir sorun yaratmayabilir. Ama bizimki gibi 'kızışmış' bir ortamda, benim modelimin daha geçerli olduğunu düşünüyorum.
--spoiler--
radikaldeki köşesinde veda yazısını yazarak taraf gazetesine geçmiş, diğerlerine bakınca perspektifi geniş, birikimi sağlam bir yazardır. 1 haziranda ilk yazısıyla yeni gazetesinde okurlarıyla buluşacaktır.
önüne gelene faşist diyen vatan haini. dünyada hiç bir insan kendi ülkesi aleyhinde bu kadar konuşmaz. geçenlerde nihat genç için de tesçilli faşist demiş. böylesine entellektüel bir yazarın faşizm kavramını nasıl bu kadar basite indirgediğini anlayabilmek için art niyetli olduğunu düşünmek gerekiyor. ermeni soykırımını savunan birinden başka ne beklenir ki?
