mulholland dr

    30.
  1. aynı şeyleri yapmasaydım keşke; libidinal pişmanlık baki kalarak 20. yüzyılın şiddeti 21. yüzyılında şiddeti olacak. iletişim kurduğumuz her yapı, yazılmış software yazılımları gibi, makine dünya ile temas kurduğunda, nevrotik sıçramalar, belirlenmiş parametrelerle şiddet (toplumsal davranışlar) cezası ve müsaması sosyal hayatın (bu kurgunun) terapisi seslice.

    makine

    sanayi devriminden önce makine (insan) 4-5 saat çalışırdı. şimdi 1 gün için bayılana kadar. yıllar için ölene kadar.

    bando yok
    sadece makine

    aranıyor: iş tanımı

    aranıyor, arandı, bulundu, iş tanımı şöyleydi: gece kulübünde banttan playback şarkı söylemek, kulübün tulavetlerini temizlemek, elektrik faturasını ödemeliyim. suyu açtırmam gerek, ilizyonistler tarafından kesilmek, yok olmak, bilimum ekzantrik işlere dahi olmak, suyun faturasınıda ödemedim yoksa kesilecek ödemeliyim, eve yiyecek bir şeyler almalıyım, bu akşam 1-2 kişi ile birlikte olmalıyım, "hadi sahneye, şarkı söyle." "yeter artık ama ölmek üzereyim!" yere yığılan kadını (makineyi) taşıyan insanlar, üretim bandının bir diğer görevlileri, ayılıp-bayılanları taşımakla sorumlu görevliler. bu bir bant kaydıdır!

    1 bando yok. 1 bant kaydı var. bugün de işe gideceğiz. playback zamanı bayılana kadar çalışacağız. ama yorgun görünmemeye ya da umurumuzda olmuyor gibi davranacağız. güçlü görüneceğiz ya da hiç yoktan ayakta duracağız, fizyolojik irademizin sonucu: psikolojimiz, ya farmokolojiye ya da şiddete yönelecek!

    david lynch, mulholland drive filmi ile makine çağının şizofrenik toplumunu betimler. makine toplumunun rüyasını yani kabuslarını filme çeker. bir rüya nasıl filme çekilebilinir ki? işte bunu david lynch yapıyor. o yüzden bir çok popüler bilgiyle kuşatılan insanlar tarafından mulholland drive, mistik bir film olarak atfedilir.

    lynch'in temel refleksi bu makine çağında bireyin içine yuvarlandığı derin uçurumu onun bilinçaltına inerek, fikirlerini bir tez halinde sinemasında göstermesidir. diğer filmleri gibi mulholland drive filmi de onun defolu karakterleri ikiye bölünmüş, yaşadığı gerçeklerle idealleri ya da umutları arasına sıkışıp kalmış karakterlerdir. düşledikleriyle içinde kayboldukları rutin hayat sürekli çelişmekte, katlanılması zor bu travma da gittikçe bir kabusa dönüşmektedir. birey, sorunlarını ne içsel olarak ne de çevresine makul bir biçimde dışa vurarak çözebilmektedir. bunun sonucunda kapana kısılmakta, travmasını şiddete başvurarak çözmektedir. nasıl ve niçin gerçekleştirilmiş olursa olsun lynch'in sinemasındaki şiddet, onu anlamamızı sağlayan anahtar bir kavramdır. onun filmlerinde şiddete yönelen bireylerin mutlaka makul birer nedenleri vardır. lynch'in dünyasındaki karakterler: seçme şansını yitiren, arzularının nesnesini bulamayan, şiddetin uçurumunda tek tek kaybolan bireylerdir.

    lynch sinemasının şiddet dışındaki bir diğer kripto anahtarı yalnızlıktır ve aslında bu iki anahtar bir diğer kapıyı açar. kapılar o kadar çoktur ki sonunda döngü oluşturup iç içe geçer. örneğin birey, ağır bir travma sonrası çöl gibi yapayalnız kalır ve şiddete başvurur. ya da şiddete başvurduktan sonra yine yapayalnız kalır. lanet bir döngüdür bu. umudun, iyimserliğin olmadığı bir karabasandır gerisi. bu kötü rüyanın ötesi, dünya gezegeninde gösterimde olan stratejik bir senaryoya sahip ne zaman biteceği bilinmeyen, ulusal açlığa dayanan, ulusal çıkarcı bir devletin saldırganlığına dayanan medeniyet şiddeti her gün bir film, bir fotoğraf ve müzik ve bir şaka olarak izlenip, dinleniliyor..

    there is no bandaa! 1 bando yok! 1 enstrüman yok! sadece ses kaydı var!
    http://img201.imageshack.us/img201/29/bushblair.jpg

    ideolojik bir sistem eleştirisidir bu film. 21.yüzyılın üretim zincirinde insan artık bir playback'dir. playback de icra edilen şarkı ise silencio'dur. yani sessizliktir. insan artık sesini kaybetmiştir..

    makine çağı artık bir karabasandır. hep bu karabasan uyanıklılığında yaşayacağız. artık bir bando yok, sadece bir ses kaydı var. ezberini yapmış güdümlülerle donatılmış makineler var ve bant kayıtlarını çoktan hazırladılar..

    http://www.youtube.com/watch?v=T7iis7uWDJU
    11 ...
  2. 1.
  3. bir david lynch filmidir. dolayısıyla izleyici, yönetmenin derdini tam olarak kavrayamaz. isyan eden seyirci sebebiyle, sanırım lynch'i anlama kılavuzu tadında bi şey çıkacak piyasaya.
    mulholland drive, 2 saat 20 dakika süren bir filmir. süperim ben, ahan da şimdi çözdüm olayı, anladım cümlesini kurduğunuz an, bi kutu, bi anahtar gibi bi imge çıkar ve anladığınızı sandığınız her şey tepe taklak olur.
    izleyiciden çaba bekler. koltuğa yaslanıp izleme rahatlığı yoktur. pause tuşuna mümkün olduğunca yakın oturmak gerekir.
    lost highway gibi bu da insanı beyin jimnastiğine götürür. hiçbir kareyi boşuna göstermez, "ulan bu ne alaka" denilen her şey bir yerden bi yere bağlanır.
    diğer bir ayrıntı; sarışın kadın-esmer kadın tezatlığı bu filminde de göze çarpar.
    filmin parçaları zihinde tam olarak oturmasa da bi de bakarsınız ki bütün gün filmden bahsediyosunuz.
    12 ...
  4. 16.
  5. bir david lynch filmi. izlenip muzikleri dinlenesi bi film. tabii ki bu kadar degil.
    sonrasini, izlemeyenler okumasa daha iyi kanaatimce. cunku bu filmi hic bi yorum okumdan daha dogrusu film hakkinda hic bi malumat edinmeden izlemek en guzeli...
    *
    filmi anlamayanlar ya da karisik bulanlarda bi problem yok. tabii bu tur filmleri sevdikleri muddetce. herneyse filmi kendi penceremden bi ozet gecmek istiyorum izninizle.
    filmde rita yani esmer kiz, silencioda bettyden aldigi kara kutuyu evde acmasina kadar olan bolumu betty nin yani sarisin arkadasin ruyasi oldugunu soylersek film zaten anlamini bulmus olur. bu bolumden sonra gorduklerimizse betty nin daha dogrusu diana nin gercek hayatidir. mealen diana holivuda unlu olmaya gelmis ama basarili olamamis. bi film secmelerine katilmis. filmde istedigi rolu rita yani camilla almis; orda arkadas olmuslar; bu arkadaslik tabii ilerlemis anladigimiz kadariyla bi lezbiyen iliskiye donmus. daha sonra asik oldugu camilla yakaladigi basariyla birlikte yonetmen-adam kesherle cikmaya baslamis. bu olayi icine sindiremeyen basarisiz kiz diana bunalima girmis. ve bunun sonucundada camillayi oldurtmek icin bi adam tutmus.
    katille bulustugu sahnede, kiralanan adam isi bitirdiginde mavi anahtarini dianaya bi sekilde ulastiracagini soyluyo. filmin son sahnesinde diana mavi anahtari sehpasinda gorup camillanin oldugunu anliyo ve intihar ediyo... simdi filmin basindan ritanin kutuyu acmasina kadar gecen ruyadaki hadiseler diananin gercek hayatta yasadigi ya da gordugu olaylari bilincaltinda sekillendirmesiyle olusuyor. yani sozgelimi, oturdugu restorandaki garson kizin adini ruyada kendi adi gibi ya da kendi evindeki telefonu ruyasindaki anlamsiz telefon gorusmeleri* sirasinda ya da katilin mavi anahtarini ritanin cantasindan cikan bicimsiz anahtar seklinde ya da yonetmenin evinde kahve icerken gordugu adami ruyasinda kahveyi mendile tukuren adam seklinde goruyor...*
    aslinda ruyasinda kendini ve camillayi ya da digerlerini olmasini istedigi sekilde gorur. bununla birlikte olaylari da kendi kafasinda yorumladigi sekilde ruyasinda bi yerlere koyar. mesela gercek hayatta camillaya karsi yenilgisini ruyada bi galibiyete ceviriyor. bununla birlikte gercek hayatta camillanin secildigi filmin secmelerinde basarisiz olmasini sanki bu isin arkasinda kendisine yani diane komlo kuran buyuk gucler varmis gibi algiliyor.
    uzun lafin kisasi ben ikinci izleyisimden sonra filme bu sekilde bi yorum getirdim. belki yanlis yorumlamisimdir; bilemiyorum. filmde bircok kucuk ayrinti var ve bicogunu buraya yazmadim belki bi daha izlersem daha baska farkli noktalar yakalayabilirim.
    8 ...
  6. 31.
  7. izledikten sonra herhangi birşey okumadan kendi kişisel teorimi açıklama ihtiyacı duyduğum film.

    --spoiler--
    öncelikle iki karakterimiz var, diane ve camilla. sarışın ve esmer olan diye özetleyeceğim. sarışın olan diane, esmer olan camilla. bunlar hollywood'da yaşayan ve amaçları yıldız olmak olan 2 lezbiyen arkadaş. ancak camilla hırslarına yenik düşüyor ve yönetmen ile yatarak tüm rolleri kapmaya başlıyor. daha yetenekli olan diane ise, arkadaşının rolleri kendi elinden kapmasına içerliyor ama asıl darbe, onu terkedip, yönetmene gitmesi ile geliyor. camilla, diane'yı mulholland dr.'a çağırıyor. orada elele yürürken diane tekrar umutlanıyor aşkları için ama partide gördüklerinden sonra deliriyor ve camilla'yı öldürtmek için kiralık katil tutuyor. sonra kendini 3 hafta boyunca eve kapatıyor. sonunda ayağa kalktığında işin tamamlandığı anlamına gelen mavi anahtarı görüyor. aynı gece, anne ve babasının ona duyduğu hayal kırıklığını hayal ederek, sevgilisini öldürmüş olmanın verdiği üzüntüyle intihar ediyor.
    işte en son sahne olan, bence anne ve babası olan iki yaşlının saldırısını hayal etmeden önce yüzüne renkli ışıklar vuruyor. bu sırada ise, filmin başlarında izlediğim bölümleri hayal ediyor. kendisinin hollywood'a geldiğini, burada çok iyi karşılandığını hayal ediyor. buradan sonra hayal, gerçek hayatta sevdiği ve sevmediği herkesi farklı rollere sokarak devam ediyor. mesela annesi ve babasını kendisi ile muhabbet eden iyi insanlar olarak kurguluyor. kaza da, diane'ın yıkılışı olan partiye gitmek için arabadan indiği noktada oluyor. partide gördüğü bir adam mafya oluyor ve mafyayı, camilla'nın seçilmesinin sebebi olarak düşlüyor.(yönetmenin camilla'yı seçtiği sahne), gıcık olduğu yönetmenin, karısı tarafından aldatıldığını, karısının sevgilisi tarafından dövüldüğünü, yani ezik bir karakter olduğunu, mafyanın baskılarına dayanamayarak onu seçtiğini düşünüyor. halbuki o rolün gerçek sahibi diane'di. hayalinde onun, bu rol için biçilmiş kaftan olduğunu düşünenler vardı etrafında. öte yandan diane, camilla'yı, kendisine muhtaç biri olarak hayal ediyor ve ona iyilik yaparak gözünde gitgide yükseliyor. bu arada tekrar aşık olup seviştiklerini de hayal ediyor. silencio mekanı ve banttan sahte orkestra bana hollywood'un sahte yaşamına saplanmış birinden bahsediyor gibi geldi. hikayeye göre camilla olabilir. diane'ın burada sinir krizi geçirdiği sahnede, belki camilla'nın çok da hatalı olmadığını düşünüyor olabileceği aklıma geldi. sanırım burada beraber ağlarken camilla'yı affediyor ve o zaman kutuyu buluyor. kutuyu bulup anahtarı sokma sahnesi, daha önceki mavi anahtar ile örtüşerek artık camilla'nın hayatta olmadığını fikrini vererek onu gerçek dünyaya döndürüyor. bardaki rüyasını anlatan adam, diane'in komşusu, barın arkasında oturan psikopat gibi karakterleri henüz bir yere oturtamadım. kendi evine giderek cesedi görmesi de belki yapmak istediği, kafasında olan şeyin bir yansıması olabilir.
    --spoiler--

    belki de çok eksik ve yanlış bir teori ama şimdilik pek çok şey kafama bu şekilde oturdu. *
    7 ...
  8. 3.
  9. Mulholland Çıkmazını Seyretme Klavuzunu adı altında 10 maddelilk bir metin sunmuştur.metinde:

    1)Filmin başını çok dikkatli izleyin çünkü iki önemli ipucu, daha filmin giriş yazıları bile tamamlanmadan veriliyor.

    2)Kırmızı lamba süslerinin ortaya çıktığı yerlere ve zamana çok dikkat edin.

    3)Adam Kesher ın oyuncu seçtiği filmin adına dikkat edin ve ne zaman tekrar kullanıldığını takip edin.

    4)Kazanın meydana geldiği yere çok dikkat edin.

    5)Kim, kime neden anahtar veriyor ?

    6)Kıyafetlere, kül tablasına ve kahve dolu fincana çok dikkat edin.

    7)Silencio isimli klüpte kim dikkat çekmeye uğraşıyor ? Burada ne hissedilebiliyor, ne gözlemleniyor ve ne kazanılabiliyor ?

    8)Camilla için sadece yeteneği yeterli mi ?

    9)Winkies in arkasında bulunan adamın çevresinde olanlara dikkat edin.

    10)Ruth Yenge nerede?

    elimde bunlarla beraber filmi seyrettiğimde gerçekten ilk izlediğime nazaran 3-4 kat daha etkilendiğim film.

    ayrıca opera sahnesi insanı acayip derece de etkileyen başyapıt...

    --spoiler--

    --spoiler--
    6 ...
  10. 10.
  11. david lynch'in biçare dimağları bir kez daha zorladığı aşmış filmidir. yönetmen ayrıca bu filmle 2001 yılında cannes film festivalinde en iyi yönetmen ödülünü de almıştır.

    -spoiler-

    filmin ilk bölümü naomi watts'ın olmak istediği kişiyi ve hayallerini betimlemekte ve onun gözünden bu bölüm aktarılmaktadır. ikinci bölümde ise, tamamen gerçeklik izleyicinin yüzüne çarpmakta ve olay kurgusu tam olarak olmasa da yerli yerine oturmaktadır. bölümler arası karakterilerin geçirdiği değişim ve aradaki muhteşem geçiş de yönetmene birkez daha hayran kalınmasını sağlayacaktır.
    5 ...
  12. 18.
  13. mulholland dr

    hani sınava girersiniz ve hoca sınavın zorluğunu "sınavda kitap açmak sebest" diyerek ifade eder.David lynch de bize öyle bir film yapmış.Tıpkı lost highway gibi.ikinci ve ardışık izleyişlerimle yeni yeni editler yapabileceğim inşallah.
    5 ...
  14. 2.
  15. klasik bir david lynch harikasıdır..her lnych filminden sonra verilen tepkiler biraz daha şiddet kazanabiir..
    (bkz: oha ama yani bu kadar da olmaz ki?!)
    (bkz: ne yani bunların hepsi bi rüya mıydı şimdi!?)
    (bkz: olum gene bi bok anlamadım ben ya ouff)
    5 ...
  16. 8.
  17. o kadın kim, nerden çıktı, hangisi gitti kimin evine yerleşti, noluyor allahım, bu nasıl bir film böyle dedirten filmdir. "abi biraz geri alsana ya bişiy anlamadım" film sırasında geçen olası diyaloglardandır.
    4 ...
  18. 27.
  19. karman çorman bir film. filmi izlemediğim versiyon kalmadı. sinemada izledim, yetmedi türkçe altyazılı izledim. yetmedi ingilizce altyazılı izledim. yetmedi türkçe dublajlı izledim. o da yetmedi dublajsız ve altyazısız izledim. izlemeyen arkadaşlar için bu dediklerimin bazılarını birkaç kez yaptığım da oldu. e anladım mı? bir bok anladıysam ne olayım. david lynch i linç etmek istiyorum.
    (bkz: aklın varsa kaç oğlum)
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük