mukemmeli aramak

entry32 galeri1
    7.
  1. mükemmel yazıp ara butonuna basmakla hallolacak sorundur.*
    2 ...
  2. 6.
  3. -abi niye hic kız arkadasın yok senin?
    +mukemmeli arıyorum
    0 ...
  4. 5.
  5. bu durum hiç bir şey elde edememek sonucunu da ulaştırır insanı.
    0 ...
  6. 4.
  7. 3.
  8. 2.
  9. vasatı es geçip, iyiyi ıskalamaktır. daha kötüsü, iyiden dahi zevk alamamaktır, önündekine göz ucuyla bakıp, çenesini hep yukarda tutmaktır. sonuç ne olur: dimyat'a pirince gidilirken, bir de bakılır eldeki bulgurdan olunmuş.

    kaldı ki, takıntıdır da bu. mükemmellik aslında var olmayandır. o yüzden cazip, o yüzden aranıp da bir türlü bulunamayandır.

    sözün özü: daha iyisini aramak iyidir de, mükemmeli aramak sonuçsuz ve boş eylemdir.
    1 ...
  10. 1.
  11. amerika fehimnamesinin eski baskanlarindan Lyndon Johnson - hani ülkemizde su meshur johnson mektubu ile anilir- söyle buyurmustur:

    ' En zorlu arayış mükemmeliyeti arayıştır.'

    insanlarin cok az kismi şu hayat maceralarinda her zaman en iyisini en mükemmelini aramişlar ve ne yazik ki bir cogu bulamadan nallari dikmişlerdir. bulanlari ise tarih yazmaktadir zati.

    şu ömür macerasinda ister istemez bir cok pazarliklara girdim. ister mahmut paşa'da kendime gömlek alirken ister bilmem ne sahaftan bilmem ne kitabini alirken.

    pazarlik yaparken etiket fiyatini hiç kafama takmadim bile utanmazcasina en kaca olur dedim ve en son olacağin fiyatin biraz daha azindan almaya baktim. o yuzdn mor merkez coz city gibi yerlerden bir şey almam kolay kolay.

    benim için alisveris catur cutur pazarlik etmektir ve saticida ne kadar ucuza kapatma savasidir. bu bana bilakis sıkıntı değil zevk verir. daha pahaliya alabileceğim neseneyi ucuza getiririm hemde kendimi bir nevi muzaffer napolyon olarak hissedebilirim.

    çağimizda bir cok insan - hani mükemmeli aramayanlar- eldekilerle yetinmekte ve bir iş, aş, haydar baş sloganlarivari alabileceklerini pazarliksiz kabul etmektedirler. buyuzden dolayi olmasi gereken yerlerin yanindan bile gecememekle hayatlarini bir saksi gibi gecirmektedirler.

    bunun nedeni belki insanin saclarinin beyazlasmasi, sismanlamasi ile gözlerinin arkasina sirayet eden korkudur. o korkudan pek korkmazlar daha dogrusu o korkunun farkedilmesinden korkarlar.

    işte buyuzden dolayi ellerine gelen ilk mevziye sıkı sıkı sarılirlar. ve dünyaya ufak mevziden söyle bagrirlar 'ben hayatimi denetime aldim ve korkmuyorum'

    atasözlerine uydurduklari hayatlari yüzünden - en gicik oldugum söz yuvarlanan taş yosun tutmaz, sakla samanı gelir zamani v.b.- yüzünden içlerinden istedikleri bir hayati sürdüremezler.

    huzursuz, saksı gibi bir ömür sürdükleri için ve kapilari kirmaya cesaretleri olmadiklari için ağlak bir yasam sürerler.

    hayatlari hep bir pişmanliklar doludur. gelsin bol acili parcalar gitsin boş siseler.

    risksiz, huzursuz ömürleri içinde 5. sınıf isler içinde cirpinip duran bu insanlara sadece sasiyorum.

    hele bazilari vardir ki bunlar zar zor kapaği atip bilmem kacinci dönem okulu uzattiktan sonra kendi mesleği ile bir tek yayini okumadan çağa uydurmadiğindan iş bulamadiklarindan sizlanirlar ve alakasiz işlerde calisirlar. sonuc mU? pek anlatmaya gerek yok. hala 386 islemci bilgisinde olupta ben bilgisayar mezunuyum diyen ammavelakin bir screenshot almayi bilemeyen hödükler tonladir.

    belki de mükemmelik hayatla pazarlik ettikten sonra pazarliğin sizin üzerinize düsen kisimlarini yerine getirdikten sonra kazandiklarinizdir.

    ama her pazarlikta üzerinize düseni yapmadan tabiki babayi alirsiniz. ondan mizildanmaya hakkiniz yoktur. fakat hayatla yaptiklari pazarliği daha fazla almak varken yeterli cesaret gösteremeyip erken sonlandiran ve büyük zarar edenler ise tonladir cevremizde.

    yahut pazarliktan üzerine düseni yapmayan ve babayi alanlar ise tonladir.herkese kazik atabilirsin ama hayata kazik atamazsin amigo.

    hadi sözümüzü adetimiz oldugu üzere bir özlü sözle bagliyalim. Max Scgmelling'in bakın ne demiş:

    'Neden mi kazanmak istedim? Çünkü kaybetmek istemiyordum!'
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük