Sene-i nevzuhurun müjde-i muazzamasını tebşir eylemekle mesruruz. Bu neşemize katılmayan bir hergele çıkarsa, anasının cebine ayağımızı ta dibine kadar koruz.
***
3 Mart'ta şeriatçılık konferansı Türkiye'de yapılacaktır. Şeriatçılık konferansından murat, bütün Müslüman ülkelerde derhal şeriatın uygulanmasına geçilmesi ve bu ülkelerdeki mevzuatın yeniden şeriata göre düzenlenmesidir.
Ayrıca Kur'an-ı Kerim'deki dil Arapça olduğu için, bütün Müslüman ülkelerde Arapça öğreniminin geliştirilmesi ve Arapçanın islam ülkelerinde evrensel bir dil durumuna getirilmesi istenmektedir. Resmi tatil günü de cuma olacaktır.
***
Böylece evlenme boşanma, alacak verecek ve miras gibi medeni yasanın kapsamına giren konular, şeriatın uygulanmasıyla birlikte Kur'an-ı Kerim'e göre düzenlenecektir.
Yani nikâhı imam kıyacak ve tepesi atan koca, karısını:
- Seni boşadım yelloz, diye hemencecik kapının önüne koyacaktır.
Elini ayağını, yüzünü saçını örtmeyen kadınlar kafir sayılacak ve böylelerinin katli vacip olacaktır.
***
Plajdı, bikiniydi, kadınlı erkekli toplantıydı, danstı, baloydu; bunların hepsi kaldırılacak ve de evlerin pencerelerine yeniden kafesler konacaktır.
***
işine, dişine ve kuşuna güvenebilen erkekler, nikâhlı olarak dört; stepne olarak da, dilediği kadar karı alıp, aynı eve doldurabilecektir.
***
Ortalıkta karı kıtlığı başlar da, erkekler her yerde sade erkek görmekten ne yapacaklarını şaşırırlarsa; Nedim Efendi'nin de belirttiği gibi, ay yüzlü bir gulama:
- Koş annenden cuma namazına gideceğim diye izin al da, seni Kâğıthane'ye götürüp orada kâğıthaneleyivereyim, diyeceklerdir.
***
Kadınlar da kendi aralarında "zürefa"lığa yöneleceklerdir. Zürefa zarifin çoğuludur. Ve zarifler, boyunlarına ince bir eşarp bağlayarak, gözlerinin kestiği çıtıpıtı hanımları hamamlara götürüp, orada bir güzel ovarlar.
Yani efendim setri avret babında namus kantarının topuzu fazla ağır bastı mı; erkekler erkekleri, kadınlar kadınları kovalarlar.
Sonra herkes kalıbı dinlendirince; cümbür cemaat cennete giderler.
***
Şimdi bu tür yaşamın konferansı 3 Mart'ta Türkiye'de toplanıyor. Ve nüfuz-u nazarını, rüyeti atiye tevcih edebilenler, hemen tedrisi arabiye başlamalıdırlar.
Hesabatı kainat böyle tecelli edecektir.
Kevkepler, şems ve kamer, hal-ü pür melal-i müslümin-ül Türke bakıp kahkahalarla gülecektir.
***
Böyle bir yaşam düzeninde öncelikle kadınlar ayvayı yer. Erkeklerse özellikle kadınlardan daha çok miras yer; sakilik ve köçeklik neşvü nüma buldukça, kestanesine sahip olamayanlar da pirü mugan dedenin abdestli şalgamını yer.
***
Böylece demokrasiyyetül Türkiyye de, şeyh-ül arabiya-m bedevinin pederi muazzamını taam eyler. Yani Türk demokrasisi de, çağdışı Arap şeyhlerinin görkemli babasını yer...
***
Mutmain olunuz, hamle-i cemiyet bu tarikle hakikatleşecektir. Ezan-ı sabah evveli, boyundan büyük gaita karıştıranların işkembesi çok şişecektir.
***
3 Mart'ı dümbelekle bekleyiniz. Yeni yılda neşenize, şevkinize mutluluklar ekleyiniz.
Düştük, kalktık, yükseldik, bakın sonunda nereye geldik.
Say-i demokraside payidar olsun kerestecilik, kütükçülük.
Ve de -canı gönülden hep beraber söyleyin- Yaşasın Atatürkçülük.
Şeriatın gelmesini dört gözle bekleyen şeriat yanlısı bünyelerin, şeriatın geleceğini duyduklarında haykıracakları sevinç içerikli cümleleridir.
(bkz: hayal ile yaşayan bok içinde ölür)
(bkz: namık kemal)
fikir editi : Neden bazıları tarafından bizim şeriat dediğimiz zaman din üzerinden çıkar sağlamayı hedefleyen bir düzeni kastettiğimiz anlaşılmaz? Zira şeriat düzeninden kasıt daima bu olmuştur. Böyle bilinmesi önemle rica olunur.
muhalefet yapmayı beceremeyip oy toplamak için laiklik ilkesini siyasete alet eden zihniyetin, ağzının kenarı ile gülerek ve alaycı bir üslup kullanarak dini değerleri mizah konusu etme gayretine tipik ve banal bir örnek.
Aslında Allah'ın koyduğu kanunlar, islam kuralları anlamında olan şeriatın, kendini bilmezlerce düşman kabul edilip yobazlıkla eşleştirilmesi şeklinde sık sık yapılan cahilce ya da kasıtlı eleştirilerin odak noktası olması, dindar ve vatanını seven insanlar için büyük bir üzüntü kaynağı.
gerçek bir müslüman, şeriatın ne olduğunu bilir, ona laf söylemez ve söyletmez.
şeriat kelime anlamı ile dinin kurallrı demektir. namaz kılmak, oruç tutmak vs. yani ahmetin mehmete karışacağı bir durum yoktur şeriat içinde. fakat alır bunu koca koca ülkelerin koca koca siyasetlerine adapte ederseniz üç tane mollanın elinde asırlarca sürünürsünüz. zira şeriat ancak onların dediklerine dönüşüverir. siyasi şeriat halka işler yöentime işlemez.
korkumuz doğaldır. bunca yıldır laik yaşayan bir topluma alın size şeriat denemez. zira yemez. bu süreç yavaş yavaş işletilir. 10 yıl sonra bayanlar bir bakar ki yeni aldıkları kot pantolonlarını bile giyemiyor sokaklarda yada alkole ulaşılamıyor bakkalarda marketlerde yada hoca efendinin dediği oluyor mahkemelerde yada elin adamı gelip evlilik cüzdanı soruyor yanımdaki arkadaşımla bana yada yada yada...