fikirlerinin din felsefesi, tasavvuf düşüncesi ve tasavvuf tarihi, tefsir, hadis, dinler tarihi ve mukayeseli dinler, felsefe ve felsefe tarihi, islam felsefesi ve tarihi, kelam, mezhepler tarihi, müsbet bilimler ve bilim tarihi, dil felsefesi, edebiyat vb. gibi ilim dallarının hepsiyle bir hadde kadar ilişkisi bulunması, roger garaudy'nin insanlığın medeniyet destanı adlı eserinde ''bu durumda ibn arabi, medeniyetler diyaloğunun en büyük piri olmaktadır. şöyle ki o, allah'ın her millete, o milletin peygamberinden kabullenebileceği duruma göre kendisini nasıl tezahür ettirmiş olduğunu anlatmaktadır.'' şeklinde yorumlanmıştır.
vahdet-i vucud felsefesini ilk defa hinduizmden mevcut topraklarımza taşıyıp konya ilimze kadar ulaştıran, bataklık hokkası karanlık sapkın itikada tabi mutasavvıfların imamıdır.
batıl iddialarıyla sapkınlığına örnek olarak bir çok tasavvuf camiasınında küfre koşar adımlarla ulaşmasına vesile olan kişidir de.
islami felsefeyi tümüyle yeniden ve sistemli şekilde ele alarak inceleyen tasavvuf ilgimi doruk noktasına ulaştıran şahıs. kelimelerle öylesine ustaca oynar ki anlaşılması büyük dikkat ve bilgi gerektirir. özel olarak hazırlanmış "ibn arabi sözlüğü" dahi piyasada bulunmaktadır
--spoiler--
kimse o'nun kavrayamaz, kendisiden başka...
kimse o'nu bilemez, kendisinden gayrı...
o bilir kendisini, yalnız o.
o'nun dışından başka biri o'nu kavrayamaz.
o'nun nüfuz edilmez perdesi,
bizzat o'nun kendi birliği vahdaniyyetidir.
o'ndan başkası o'nu gizleyemez.
o'nun perdesi o'nun bizzat varlığıdır..
--spoiler--
(bkz: ibn arabi)
(bkz: risalet el-ehadiyye)
1165-1239 yılları arasında yaşamış mutasavvıf, islam düşünürü ve şairidir.
aklı ve akli düşünceyi bilgi felsefesinin mihveni yapmıştır. o'nda bilgi; nur'a karşılık gelir. ve ikisi de aynı zamanda birbirlerini bütünleyen kavramlardır. ona göre iki çeşit bilgi vardır: akıl bilgisi ve mistik hallerin bilgisi.
ibn arabi'ye göre hiç ölmeyen, yaşayan "bir"den gelen sufinin bilgisi dışındaki diğer tüm bilgiler ölüdür. bu "bir" hemen hemen platon'daki "bir" ile aynı. elde edilen yeni bir bilgi gerçekte eski olup nefs tarafından hatırlandığını belirtir.
ibn arabi bilgi mefhumu üzerine şöyle der: bilgi, bilinen ve bilen bir aynı şeylerdir. bilgi, kalbe gerekli kazanımı sağlayan sıfattır. bilen kalptir; bilinen ise, elde edilen özdür.
şairliğini de şu şekilde örnekleyelim:
biz aşktan sudur ettik
aşk üzerine yaratıldık
aşka doğru yöneldik
aşka verdik gönlümüzü
endülüs'te yetişen son alimlerdendir. vahdet-i vücudun gerçek anlamdaki kuramcısıdır. bir de, yüzü aşkın kitabı vardır ki, yaşadığı seneler zarfında neredeyse, her sene bir kitaptan fazla yazmıştır.*
Kendi dönemindeki alimlerin hemen hemen hepsinin arap olmamasından mütevellit , arap olduğunu özellikle belirtmek için arabi sıfatı takılmıştır kendisine.
hac için gittiği mekke dönüşünde önce bağdat'a, oradan musul'a ardından da konya'ya geliyor. konya'da 8 yaşındaki çocuğuyla dul kalan bir kadınla evleniyor. 8 yaşında eğitimine başladığı bu çocuk, mevlana'nın çağdaşı sadreddin konevi'dir.
kendisini yeryuzune gelen son evliya olarak niteleyebilecek kadar tamponu kalmis bir zevattir. hatta isi daha da ileri goturerek peygamberlik iddaasinda bulunmustur. Bilgilerini Tanri'dan aldigini fakat bu bilgileri cebrail degil guvenilir bir baska melegin getirdigini ileri surerdi.
Genclik yillarinda gecirdigi bir hastalik sonucu sizofreniye yakalanmis bir ruh hastasidir haddi zatinda. yasaminin sonlarina dogru kucuk bir kiza asik subyancinin tekidir. mevlana, yunus emre vs gibi bu zatta yunan felsefesinden etkilenmis islamiyet'le alakasi olmayan bir kimsedir.
"ben kendi zatımı sevdim... bir'in iki'yi sevişi gibi. göz görmez allah'ı olduğu gibi, her an ve her durumdadır, fakat yok gibidir sanki."
"Varlık bir harftir, sen onun anlamısın, hayatta bir emelim yok ondan başka."
"Harf bir anlamdır, anlamı kendindedir."
"allah en büyüktür, ona benzer hiçbir şey yoktur, onun dışında birşey yoktur. öyleyse göz bir başka varlığı ancak yok görür. "
"önce beni hazır etti ve sır benden gitti. sonra beni görünmez etti ve yaklaştırdı beni. ben bir'im dediysem onun varlığı da bir'dir. eğer varlığımı ispat etselerdi ikilik çıkardı ondan. fakat o incedir, saftır. o tek görülür."
sözlerinin sahibi ünlü din alimi, hurufi kişi. yazılarında yer yer küfür olarak yorulabilecek sözler söylemiştir. bu sebeple yoğun eleştirilere maruz kalmıştır.
imam rabbani'nin kendisi ve düşünceleri üzerine şerhleri de mevcuttur.
(bu dahil yazarın tüm entryleri sadece kendini ilgilendirir, bu sebeple moderasyon tarafından silinmeleri olağan karşılanacaktır.)
Muhyiddin-i Arabi ismiyle de tanınan velî, şeyh-i ekber. tasavvuf konusunda daha önce hiçbir alimin yazmadığı kadar ayrıntılı ve derin mâlumat içeren ciltler dolusu kitabları vardır. yazdıklarını anlamak için dinî konularda alim denebilecek kadar geniş ve derin mâlumat sahibi olmak gerekir. kayıp olan mezarı Yavuz Sultan Selim tarafından bulunmuştur. Mevlânâ'nın pîridir. Kendileri Sadreddîn-i Konevî hazretlerinin şeyhidir ki Sadreddîn-i Konevî hazretleri Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerini yetiştirmiştir.
On ikinci ve on üçüncü yüzyıllarda Endülüs'te ve Şam taraflarında yaşamış büyük velîlerden. ismi, Ebû Bekir Muhammed bin Ali olup, künyesi Ebû Abdullah'tır. ibn-i Arabî ve Şeyh-i Ekber diye meşhûr olmuştur. ailesi meşhûr Tayy kabîlesine mensuptur. Cömertliğiyle meşhûr Adiy bin Hâtem'in kardeşi Abdullah bin Hâtem'in neslindendir. 1165 (H.560) senesinde Endülüs'teki Mürsiyye kasabasında doğdu. 1240 (H.638) senesinde Şam'da vefât etti. Kabri Şam'da olup sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.
(bkz: http://www.sufism.20m.com/muhyiddin.htm)