savaşa girmeyi, klavye delikanlılığı ile karıştırmayan ordu'nun işgüzar siyasetçilere verdiği en güzel cevaptır.Sayın başbaka'nın kuzey ırak ile ilgli atıp tutması, şöle yaparız böle yaparız demesine rağmen, kabadayı ağzı ile tehdit etmesine rağmen ordu'nun girelim ama siyasiler destek versin sözüne karşı nedense destek alamadığı sorundur. Enteresan olan burda ordu değil siyasilerin seçim öncesi böyle bir şeyle risk almak istememsidir.Orda ölecek askerimizin hesabını vermek istememektedir.
abdullah gülün dediği gibi operasyon olmazsa askerde ölmez sözü siyasi tavrı ortaya koymuştur.Ordunun yapabileceği tek şey emrinde olduğunu iddaa ettiği başbakanın emrini dinlemektir.
askerin verdiği muhtıraya bakıyorum, şu yazana bakıyorum. az bile yapmş asker be..
terörist nerde? terörist uludağ sözlükte. terörist her yerde. çünkü yavşak heryerde yavşak.
dün peşmerge başı çıkıyor, türk askerini hiç böyle görmemiştik diyor. bugün sözlükte birisi çıkıyor, kimse kolunu bacağını kaybetmedi bilemez diyor.. ne kadar insaflı olmuşsunuz siz teröristler. yoksa buna göt korkusu mu demek lazım.
bu ülke kurulurken kaç kol bacak koptu. kaç kişi yetim kaldı? bunu hepimiz biliyoruz. ne yani kimsenin kolu bacağı kopması diye her gelene ülkemizden bir karış toprak mı verelim? kusura bakmayın, bu mantıkda ki bir şerefsizliğe ne asker, ne de kendini bilen türk izin verir.
sen istesen de, istemesende kökünüzü kurutacağız. bu yaptığın savaş kötüdür çağrılarını git pkk sitelerinde yap.
bölücüler için dağa çıkacak bu askerler değilmi? pkk lı şerefsizlerden daha şerefsizleri siz biz gibi ayırım yaparak zaten burada bulunuyorlar, yazik ki bu askerlerimiz bazı orosbu çocukları için ölecekler.
çocukken yapardık lan biz bunu dediğim deli saçması bir iddiadır. çocukken ne mi yapardık? mesela ben elimde levyeyle * kapının "kilidi"ne girişirdim bir güzel, içeride saklananları kulaklarından tutup dışarı çıkarırdım sobelerdim, sonra aralarından biri çıkar "ama senin de tommiks şapkan yok ki naaber" derdi. ne alaka lan diyip levyeyle onu da kaşırdım hazır elimdeyken. **
askerin muhtıra vermesi zaten yanlış bir olaydır. askerin siyasi izin olmaksızın ıraka girmesi de yasadışıdır. ancak asker her fırsatta operasyon gerektiğini söylediği halde nedense resmi kanallar ile başbakanlıktan veya meclisten böyle bir talepte bulunmuyor. onun yerine meclis isterse gireriz diyor. işin eleştiri faslıda burda başlıyor. cumhurbaşkanlığı seçimlerinde üzerine hiç vazife olmadığı halde muhtıra yayınlayan genelkurmay resmi bir talepte neden bulunmuyor. bunu sorgulamak da gayet normal bir şey. gerizekalı bir başlık değil gayet mantıklı bir başlık. gerizekalı başlık arayan yazarlar rte yazıp aratıp yüzlerce başlık bulabilirler.
muhtıra verebilme yetkisi var demek ki tsk 'nın değil mi ? - bi' tabi verebilir o zaman -
tsk, tezkere çıkmadan harekat yapamaz! - bu da açık -
her şey açık. o zaman ne s.kime burda hükümeti eleştirmeye kalkışıyorsun. akp , chp , mhp, x ve ya y partisi hangisinin seçim öncesi g.tü yerdi? tezkereye ki, laf ediyorsun.- he başkası olsa yerdi diyosan eyvallah, sözüm yok - girdiniz birbirinize anuna goyim sidik yarışına gaz verdiniz başlık altında anlamsız, sapmış konuları tartışarak. valla helal olsun.
başbakanın resmi bir talepte bulunulursa meclise getiririz dediğini bilmeyenlerin atıp tuttuğu konudur. ayrıca bu kişiler acil durumlarda cumhurbaşkanının orduya yetki verme yetkisinin olduğunu da bilmemektedirler. teröristleri affeden sayın cumhurbaşkanımız isterse ordumuza yetkiyi verip hiç meclisi araya sokmadan sınırötesi harekat düzenletebilir.
o değilde ilk gördüğüm andan beri gülüyorum. hükümetten izin almadan muhtıra verebilen asker nasıl bir mantıkla kurulmuş bir cümledir. e be yavrum evladım azcık kafayı çalıştırsana bu muhtıra kime verilir? bi de adamdan izin mi alacan? bi maniniz yoksa akşam paşa babam size muhtıra vermek istiyor da?
aynı ordu k.ırak'a girmek için izin bekliyormuş. hey allahım, konsept içinde kalıp yorum yapamayacağım. susuyorum o yüzden.
ama dikkatleri başka bir yöne çekmek istiyorum. geçtiğimiz günlerde bizim lübnan'da bir grup askerimiz var ya, hani abd istedi biz gönderdik. hükümet onların görev süresini uzatan bir tezkereyi jet hızıyla çıkardı. ister istemez akla geliyor. bu tezkereyi jet hızıyla çıkaran hükümet, k.ırak tezkeresini niye çıkarmıyor? askerden istek gelirse çıkarırız diye bekletip duruyor.
nato kapsamında görev yapan askeri güç ile hiç alakalı olmayan askerdir. lübnana gönderilen askerler oraya nato kapsamında gitmiştir. türkiyenin dünyanın dört bir yanında askeri birlikleri olduğu gibi lübnanda da olacaktır. şu anda türk f16 ları rus jetlerine karşı nato üyesi doğu avrupa ülkelerinin hava sahalarını korumaktadır. şu anda afrikada ve başka pek çok ülkede görev yapan türk askerleri vardır. burda sözü edilen muhtıra verebilme cesaretini kendinde görmüş bir askeri güç neden ırak konusunda bu kadar çekinik davranmaktadır. burda asıl sorgulanması gereken budur.
en son hatırladığım kadarı ile lübnannato üyesi bir ülke değildi. fazla uzatmadan söylemek gerekirse orada bulunan askerlerimiz de nato ile ilgili olarak değil bm* kapsamında bulunmaktadırlar. öncelikle bunu not düşelim.
bunun dışında ordunun üstüne düşeni yapmadığını söylemek en hafif tabirle adil değildir. adamlar doğuya yığınağı yapmışlar. bahar geldiğinden beri bi tarafları yer yüzü görmüyor. operasyonlar durmuyor. tatbikatlar devam ediyor. daha dün kürt yetkili açıklama yapıyor türk ordusu hiç bu kadar büyük yığınakla tatbikat yapmamıştı diyor. yani asker üstüne ne düşüyorsa, görevi neyi icap ediyorsa yapıyor.
ancak takdir edersiniz ki komşu bir ülkenin toprağına askeri güçle girmek diğer bir değişle işgal etmeksiyasi irade gerektirir ve asker de bunu beklediğini vurguluyor. olan ve biten bundan ibaret. hükümetin onayı olmadan ordunun oldu bittiğe getirerek böyle bir şey yapması çok büyük sorumsuzluk olur. uluslararası hukuka aykırı olduğu gibi anayasa'ya da aykırıdır.
ortada devletin temelleri tartışılıyor ve tehdit altına sokuluyorsa, muhtıra belki de hafif kalmaktadır. milletin canı, kanı olan tsk nın verdiği uyarılar, vatanına ve milletine bağlı her bireyin ortak sesidir. ben bu sese karşıyım diyenler, atatürk cumhuriyeti'ni sevmeyenler, ve atatürk ordusunu kendine tehdit görenler, onlar lütfen bi zahmet, ılımlı olacakları fakat laik olmayacakları başka bir ülke seçsinlerdir. kimse zorla bu ülkede tutulmamaktadır. türk askerinin cesareti sanılandan çok fazladır. ama bu cesaret, "ananı al da git" gibi delikanlılık taslamak için kullanılamaz. sınırdışı operasyon tbmm den çıkmalıdır. nato da alınan görevler ve diğerleri de tbmm deki oturumlarla sağlanmıştır. ama gücünü teröre destek verenlerden alanların, bu kararı vermesi imkansızdır. operasyon kararının doğru olup olmadığı ise ayrıca tartışılmalıdır. benim de katılmadığım bir operasyonun neden yapılamayacağı yada tersi, yine tbmm tarafından açıklanmalıdır. fakat ampüller seçildiği günden bu yana karanlığı değil, önlerini aydınlatmaktadır.
öncesinde hükümete danışılmasının gerektiğini düşünenlere verilecek en iyi cevap önce muhtıranın anlamını öğrenmeleri olacaktır.
Hatta yardım edeyim, bakınız:
kendileri gibi canı sıkıldığında bazı protokolleri yok sayarak istediğini yapmayı ve bazı temel devlet kurumları arasında mesafe oluşmasını istemeyen ve yapmaması gerektiğinin farkında olan tsk nın tutumlarını kendi zekalarınca yorumlayan ve muhtıra ile sınır ötesi operasyon tanımlarının tek tek kelime anlamlarını bile iştirak edemememiş olan kişilerin tasarlayabileceği söz öbeği, sonuç itibarı ile başlıktır.
daha ne kadar şu an sahip olduğunuz makamların yetkisini öğreneceksiniz, ben bunu öğrenmek istiyorum.çünkü daha görevlerini yapmak bi kenarda dursun, yaptıkları hatalar ile makamlarının yetkilerini öğrenmekteler şuan, önce bunu çözmeliyiz sonra hizmet beklemeliyiz.bu cümleleri kullanan insanlar türk ordusunun meclisten bi karar çıkmadıkça başka bir ülkeye gitmek için başı buyruk olamayacağını bilmemektedirler heralde. tsk nın anayasaya bağlı bir kurum olduğunun farkındada değillerdir muhtemelen.pardon özür dilerim çok iyi biliyorlar, zırt lübnana zırt afganistana mehmetçiği bir hiç uğruna yollarken öğrenmişlerdi bu kuralı.acaba neden bi anda unuttular? yoksa işlerine mi gelmiyor?
asker'in ırak'a girmesi, hükümetin ülkede iktidara sahip olmadığını ifşa eder. onun için; böyle bir tespitte bulunmayın da, insanlar hükümetin iktidarda olduğunu sansın.
daha iki gün önce bi bok yiyip erlerimiz savaşıyor subaylarımız nerede diye sordunuz.dün de şırnak'ta albay ve binbaşı şehit oldu.savaşmayı ölmek olarak algılayan sizin gibi kıt beyinliler ne hissetti bilemem ama ben ister istemez bu olaydan sizleri sorumlu tuttum.elbette ki siz de böyle olmasını istemezdiniz ama herkes fikir beyan ederken hayatın devam ettiğini ve her türlü sürprize gebe olduğunu unatmamak zorundadır.aksi takdirde bu tür işgüzarlıklar insanı madara eder.
bu başlıktan sonra şunu da anladım ki akıllanmayacaksınız.ırak'a asker elbette ki kimseye danışmadan girer.bir sabah kalkarsınız postal sesleri duyarsınız o zaman tsk tek yetkili olur ve meclis falan dinlemez ırak'a girer.
son olarak şunu da söylemek isterim:tsk'yı eleştirmenin bir sınırı olması gerektiği gibi sahiplenmenin, desteklemenin de bir sınırı olması gerektiği açıktır.bunun farkında olan sağ duyulu insanlar bu nedenle "muhtıra verebilen ama darbe yapamayan asker" diye başlık açmıyor.çünkü böyle birşey olduğunda en büyük eleştiri yine bizlerden gelecektir.ama sizler kuyruğunuzu bir yerinize sıkıştırıp köşe bucak kaçacaksınız.sonra herşey bitiğinde tekrar eskiye döneceksiniz.
muhtırayı hakeden hukumet yuzunden askerimizin dustugu zor durumun kotu niyetli ifadesidir...
Hem muhtıra veren kabahatli de alanın hiç mi sucu yok? Aşamadınız bazı şeyleri gitti...