andrey platonov'un metis yayınlarından çıkan kitabı. "Rus edebiyatında Kafka etkisi yapan" önemli yazarın bu kitapta dokuz öyküsü bulunmaktadır. Metis'in sitesinde tadımlık olarak eklenen bölümü aynen alıntılıyorum:
"Avcı kimileyin duraklıyordu; böceklerin, küçük kuşların, solucanların ince, çoksesli uğultusunu ve bu nüfusun beslenip eyleme geçmek için eziyet edip eşelediği küçük toprak öbeklerinin fışırtısını duyuyordu. Orman, avcının henüz hiç gitmediği, oysa çoktandır hayal ettiği kalabalık bir şehri andırıyordu. Sadece bir keresinde Petrozavodsktan geçmişliği vardı, o da önünden. Feryat, vızıltı ve hafif bir mırıltı dolduruyordu ormanı, ya saadet ve tatminkârlığı, ya ölümü söyleyerek; siste akağacın nemli yaprakları yaşamın yeşil iç ışığıyla parlıyordu, fark edilmesi güç haşereler onları tüten toprak buharının sessizliğinde sallamadaydı. Uzak, küçük bir hayvan saklandığı yerde ürkekçe çenilemeye koyuldu; kimsenin dokunduğu yoktu ona, kendi varlığının korkusundan titriyor, dünyanın güzelliği karşısında yüreğinin sevincine teslim olmaya cesaret edemiyor, kazara başına gelen yaşamın nadide ve kısa vesilesinden faydalanmaya korkuyordu, çünkü yerini bulup yiyebilirlerdi onu. Oysaki bu hayvan çenilemese daha iyi olurdu: Sessiz yırtıcılar onu fark edip mideye indirebilirdi."
hayvanlar ve bitkiler arasında gibi sağlam bir öyküyle başlayan Platonov kitabı. Hayvanlar ve bitkiler arasında isimli öykünün grişi ormanda avlanan birini anlatıyor. Sonra birden konu öykünün mevcut doğasından sıyrılıp bir romanmış gibi kurgulanarak değiştiriliyor. Belki değişen konudaki kişi sabittir ama konuyu dağıtmadan, öykünün dokusunu bozmadan böyle bir şey yapmak cidden cesaret ister. Evet mekan, doku değişiyor ama o ormanın ve bitkilerin de çağrışımı devam ediyor. Bir dönüşüm yaşanıyor. Buradaki dönüşüm öykünün kahramanının bir ava ve - bir anlamda- bir bitkiye dönüşmesini konu ediniyor. O cangılın "modernizm" denilen olguyla birlikte nasıl değiştiği bu kadar sağlam anlatılamazdı.