2. inönü Zaferinin önemine binaen o günkü Meclis Başkanı Mustafa Kemal ile ismet Bey arasındaki yazışmalar (telgraflar) için bir ansiklopedi yazarımız şöyle bir tesbitte bulunur:
Bu vesile ile (yani 2. inönü Zaferi vesilesiyle) ismet Paşa ile Mustafa Kemal Paşa arasında teatî edilen telgraflar, savaş edebiyatının parlak belgeleridir. Fırsatları değerlendirmede usta bir lider olan Mustafa Kemal Paşa, bu muharebenin neticesini de içe ve dışa karşı moral ve psikolojik bir imkân olarak iyi değerlendirdi
Gerçekten de Mustafa Kemalin ismet Paşaya çektiği tebrik telgrafı edebiyat âbidesi sayılabilecek onurlandırıcı, manevî güç verici ifadeleri taşımaktadır. Ben burada bu telgrafın sadece üç cümlesini almak istiyorum. O diyor ki:
Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. istilâ altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün müntehâlarına (en uzak noktalarına) kadar zaferinizi tesid ediyor (kutluyor). Düşmanın hırs-ı azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başım çarparak hurdahaş oldu.
1929 da bir gün Atatürk Orman Çiftliğinde iki arkadaş konuşuyordu
Mustafa Kemal Atatürk: " ismet, sen olmasaydın bu devrimleri nasıl yapardım? " diyor,
ismet inönü gülümseyerek: " Yapmayın paşam, siz olmasaydınız biz bunları hayal dahi edemezdik. " diyordu..
ismet inönü: paşam olurda ilerde bi dünya savaşı daha çıkarsa girelim mi?
atatürk: yok ismet, sakın ola öyle bişey yapıyım deme. yine almanya yenilir, biz de yenilmiş sayılırız.
ismet inönü: peki paşam.
(bkz: atatürk ün ileri görüşlülüğü)
not: gerçek olaydan uyarlanmıştır. atatürk, ikinci dünya savaşı nın çıkacağını hatta almanlar yüzünden çıkacağını yıllar öncesinden kestirmiştir. hey gidi gözünü sevdiğiminin atası sana hayran kalmamak elde değil.
'ismet' ya da 'kemal abi' şeklinde hitaplar barındırmayan diyaloglardır. zira o zamanların cumhurbaşkanı, başbakan ve diğer siyasetçileri yıllar boyunca savaş meydanlarında sırt sırta savaşmış da olsalar, birbirlerine isimleriyle hitap edecek kadar laubali insanlar değillerdi.
şimdinin mahalle ağzıyla konuşan siyasetçilerine örnek olabilselerdi keşke!
atatürk : ismet, ben çatık kaşlı donuk bir adammıyım ?
ismet : yok paşam estagfurullah o ne laf ?
atatürk : bütün resimlerde sıkıntılı çıkıyorum, memleket sıkıntıları malum. beni mendebur bilecekler.
ismet : yok paşam o çocuklar ki, sizi gönüllerinde aziz bilirler. ama yine o çocuklar ki sizin gülen gözlerinizideki güzelliği de görürler.
atatürk : vay ismet sen de şairlik de varmış.
ismet : doğrudur paşam, teveccühünüz.
- selamın aleyküm.
+ ve aleyküm selam.
- elektriğe %22 zammı dayıyorum ha haberin olsun.
+ dükkan senin. o değil yaz geldi oğlana söylede bizi gemicikle gezdirsin biraz.
- biz yine memleketi satıyoruz sana göndericez sen hemen onayla
+ tabi canım direk onaylarız
tarzı cumhurbaşkanı-başbakan diyaloglarının yaşanmadığı çoğu devleti ve milletin lehine yapılan diyaloglardır.
ismet : paşam, paşam!
atatürk : noldu ismet ? bir soluklan!
ismet : abüzüttürüt mü?
atatürk : ne ?
ismet : zıt tokai!
atatürk : nöbetçiler! atın bunu zindana!
ismet : ahh! yapmayın paşam, çok bunaldım memleket meseleleri falan.
atatürk : nöbetçiler!
ismet : paşam, şu paraya bir de benim resmimi bassak noolur ki?
atatürk : ismet, bir ipte iki canbaz olmaz.
ismet : paşam, 10 kuruşa da olmaz mı ?
atatürk: ismet!
ismet: tamam paşam.
ismet : paşam, gelecekte bazı sözlüklerde sizin için atıp tutan, her daim sizi kötüleyen ve bu ülke için yaptıklarınızı görmezden gelen at gözlüklü, örümcek beyinli, tek hücreli canlılar çok olacak, haksız mıyım?
atatürk : doğru söze ne hacet...
ve şuan gökyüzünün en az 6 kat üstünde bir yerlerde olası bir diyalog...
atatürk: ismet tayyip diye bi velet varmış batırmış memleketi. yahu ben bunlardan memleketi kurtarmak için ömrümü heba ettim herifin yaptığına bak.
ismet: evet paşam.
atatürk: ne yapsak ismet?
ismet: paşam artık elden ne gelir? insanoğlu şeytandan şeytan olmuş baksanıza. gelişen süper güçler, medya, kimyasal silahlar ve hatta keneler. artık kimse erkek gibi dövüşmüyor. bizim zamanımız çoktan geçmiş.
atatürk: sen de haklısın ismet de... elimden geleni yapmıştım. sağlığım da çok bozulmuştu. şimdi arkama dönüp baktığımda bu manzara bana acı veriyor. ben onlara kimseye muhtaç kalmayacakları, kendi liderlerini yaratıp seçecekleri,aynı toprak üstünde şerefli türk kimliğiyle yaşam imtihanlarını verecekleri, tek yürek olacakları bir mantık ve sistem bırakmıştım. onlarsa ne kadar üç kağıtçı, dolandırıcı, hortumcu, işe yaramaz adam varsa devamlı onları seçtiler sonra da onlardan şikayet ettiler durdular, emperyalistlerin bütün oyunlarına geldiler ve asla ders almamakta direndiler.
söylesene bana ben nerde yanlış yaptım ismet?
ismet:...
ismet : paşam, adıyaman gezimiz çok güzel geçti değil mi?
atatürk : evet ismet.
ismet : paşam, orada en çok ne hoşunuza gitti acaba ?
atatürk : ismet, çiğköfte karan kürt en güzel duygunun insanıdır.
ismet: doğrudur paşam.
atatürk : ya ismet biz bu uzay işlerini hiç düşünmedik.
ismet : paşam herşeyi biz mi düşünelim! biz kurduk onlar geliştirsinler. herşeyi biz mi düşüncez paşam, paranoyak oldum valla ya! lütfen paşam kasmayalım artık. çay gatam mı paşam ?
atatürk : tamam ismet haklısın, gat bakem içelim.
atatürk : biz sümerbank'ı kurduk ama sonra bunu satmayın ha!
inönü : niye satalım paşam? memlekete elbise, ayakkabı lazım. vatandaş çıplak sayılır.
atatürk : bilemem, belki olur. içime doğdu nedense!