helikopter kazası yapan büyük başkan muhsin yazıcıoğlu'nun bir türlü bulunamamış olmasıdır. bölgede ki ekiplerin sadece 30 civarında askerden oluşması ve enkazı arayan diğer kişilerin köylüler ve alperen ocaklarındakilerin oluşması bugün elde edilen bilgidir. ama asıl kızdırıcı ve tansiyonumuzu yükselten etken bölgeye özel askeri harekatın daha yeni gönderilmiş olmasıdır. nasıl olurda bu saatten sonra gönderilir, daha önce neredeydeniz?
akıllara komplo mu kuruyorsunuz nasıl bulamıyorsunuz? neden zamanında özel askeri birlikleri devreye sokmuyorsunuz soruları geliyorlar, bu soruların cevap bulunması bir an önce gereklidir.
aynı zamanda bu çok büyük bir ciddiyetsizlik ve ayıptır. derhal başbakanın ve cemil çiçek'in istifa etmesi icab olunur.
Not;bugun sabaha kadar kahroldum, böyle bir ciddiyetsizlik olamaz. dua edelim.
bu ülkede ne ilk kez ve ne yazık ki son kez yaşanacak bir rezalettir. hatırlayın çok değil bir kaç hafta önce uludağ'da gencecik bir insanı kaybettik. üstelik o uludağ gibi onlarca beş yıldızlı tesislerin bulunduğu bir yerde tüm aramalara rağmen bulunamadı. ne oldu, bir hayat kaydı, arkasından bir iki gün konuşuldu. bu tür kazalarla karşılaşıldığında neler yapılabilir falan, turkcell'e yüklenildi biraz, sonra unutuldu gitti.
peki bu olaydan sonra sorgulama yapacak mı bu millet. kimdir bu tür kazalarla karşılaşıldığında sorumlu olanlar, ilk yardım ve kurtarma tedbirlerini almayanlar, bu tür organizasyonları düzenlemeyenler, sizce tüm bunlar sorgulanacak mı ,yoksa bir başka faciada görüşmek üzere olay yerinden ayrılacak mıyız?
"öldüklerinden emin olunca mı bulacaksınız lan" dedirten hadisedir. korkarım öyle de yapıyorlar ve daha çok korkarım ki bunu başaracaklar da. yazıklar olsun. koskoca türkiye bi helikoptere ulaşamayacak imkanlardaysa biz de atlayalım bir yerlerden. başımıza bir şey düşmeden, bir yerlerde mahsur kalmadan falan kendi rızamızla en azından, komplo teorilerinden uzakta.
uydudan çiçeği böceği görüyorsunuz da telefonla konuştuğunuz, kordinatını güya bildiğiniz yere bir günde mi ulaşıyosunuz be. seçimmiş. siyasi partiymiş. topunuzun köküne kibrit suyu !
cemil çiçek, devlet tüm kabiliyetini kullandı derken tansiyonu iyice arttırmıştır. devletin imkanları bu mudur, bu kadar mı geridir. ne kadar erken ulaşırsak kurtarma şansımızın o kadar çok olduğu bilindiği halde neden dün geceden beri özel harekat devreye sokulmadı.
ne biçim olaydır hakkaten ya. bulsalar da artık rahatlasak, sözlük normale dönse. herkes aynı şeyleri farklı formlarda onlarca kez yazınca okuyacak bir şey çıkmıyor ortaya.
gidin görünmez tanrınıza dua edin de bulup ışınlasın şu devlet kahramanı dürüst politikacıyı. ne de olsa 2 çocuğu var, bu demektir ki kendisi dürüst ve ahlaklı.
Şimdi bulunamamasına isyan ederken önce bazı bulguları bilmek ve görmek ardından yorumu doğru ve net yapmak gerekiyor. Havacılık ve deniz araçlarında herhangi bir acil durumda enkaza veya araca ulaşılmasını sağlayan elt (Emergency Locator Transmitters) cihazından sinyal alınamaması bu bulunma sürecini en zora sokan durum olmuştur. Elt'nin çalışma sistemi, helikopter veya uçağın sert iniş yaptıktan sonra otomatik olarak devreye girerek uyduya konum sinyalleri verir ve düşen aracın elt kimlik bilgileri kontrol edildiğinde konum koordinatları net olarak tespit edilir. Şimdi demek ki bu helikopterde ya elt cihazının bakımı yapılmamıştı, ya cihaz yoktu, ya da sert düşüşten kaynaklanan ciddi bir arıza geçirdi. (son ihtimalin olması çok zor çünkü elt cihazları tıpkı kara kutular gibi yanmalara, darbelere en son dayanıklılıkta üretilir.)
Demek ki en büyük eksiklik burada var. Elt çalışmayınca diğer sinyal yayıcı olan cep telefonuna dönüldüğünde ise cep telefonları baz istasyonları ile her daim (siz farketmesinizde) bilgi alışverişi yapar. Bir dağlık bölgeye yayın yapan baz istasyonunun etki alanı şehirlerdeki gibi bölgesel bazda olmadığı için kilometleri bulan bir alana hitap eder. Ayrıca bir cep telefonu çok alakasız bir baz istasyonunun etkisi altına da girmiş olabilir. Yani mesala evinizde diyelimki ümraniye'de oturuyorken cep telefonunuzun lokal bilgilerinde çamlıca veya yüksek bir yerdeyseniz kartal bile yazma ihtimali her zaman vardır. Bunu da zaman zaman yaşamışsınızdır. Demek ki cep telefonundan alınan sinyal çok verimli ve net kesinlikle değildir.
Gelelim üçüncü duruma, kahramanmaraş ile yozgat arasındaki mesafe karasal yollarda 448 km.dir. 448 kilometre kuş bakışı ortalama 270-300 arasında olabilir. Bu mesafede ilerleyen ve göksun ilçesindeki dağlık bölgede üstelik sisin ve kar yağışının çok yoğun bulunduğu bir bölgede tam da bilinmeyen bir yerden sinyal alan bir enkazı bulabilmek değil türkiye'de dünyanın neresinde olursa olsun zaman gerektirir. Bölge dağlık kar yağışı var ve daraltma sistemiyle ancak ulaşılabilir. Daraltma sistemiyle arama tarama çalışmaları ise 300 km.lik bir mesafede yoğun kar yağışı altında 1000 kişi ile ortalama 148 saatte bitirilir.
Yani türkiye elinden geleni yapmaktadır. Bu üç durumu bilmeden ve gözardı ederek yorum yapmak ise sadece bilgisizliktir.
efendim göksun dağlık, baz istasyonu şu kadarlık alana hitap eder dağlar kuş uçuşu bu kadar kurbağa sıçrayışı şu kadar kara cehaletini bir kenara bırakırsak türkiye'nin ayıbıdır.
dünyanın hiç bir yerinde bu enkaza ulaşmak bu kadar sürmez. kimse kimseyi enayi yerine koymasın.
yakın zamanda uludağda (veya kartalkaya) donarak hayatını kaybeden genci düşündüğümde, bir insan olarak iyice karamsarlığa kapıldığım olaydır. Burada olayın kahramanlarının kim oldukları önemli değil. insani olarak olayı değerlendirelim.
Yaralı olmayan, üzerinde kar montu bulunan ve cep telefonundan saatlerce konuşmasına ve mesaj atmasına rağmen üstelik uludağ gibi biryerde yer tespiti yapamayan ülkemin değerli yetkililerinin ihmaliyle donarak ölen bu genci bile kurtarmaktan aciz insanlar, dağlık alanda kış kıyamette uzerlerinde doğru dürüst soğuktan koruyucu kıyafet olmadan helikoptere bindikleri bant kayıtlarından görülebilen, ve üstelik kaza sonrası yaralı olan kişileri nasıl kurtarabilirler ki? Bazı şeyler asla düzelmeyecek bu ülkede...
büyük düşün sen türkiyesin, öyle mi? insanı göte girecek entry yazmaya zorlayan ülkem yöneticileri. yazık lan. hepinize. yatağında ölenler vatan haini, kazalarda ölenler vatansever. böyle düşünelim diye mi yapıyorsunuz *. nerde kaldı teknoloji , hani bilmem nerden bilmem nereye nokta atışı yapıyordunuz. düştüğünü kimsenin görmediği, elektronk iletişimle haber alınan helikopter 22 saattir bulunamadı hala. nefretim ne akp'sine ne chp'sine. nefretim beceriksizliğinize, astığınız bayraklarla insanları kandırmaya çalışmanıza. nasıl can vereceksiniz merak ediyorum. demiştim ya, yazık lan hem de yazıklar olsun lan...
edit: 48 saatten fazla zaman geçtikten sonra bulundular. söylenecek her şey kifayetsiz kalıyor. 48 saat be kırksekiz *.
durumdan vazife çıkaranların ak parti ye vurmasına vesile olan başlıktır. Afedersin dötün yiyorsa git sen bul. Sıcak koltuğunda oturup,sözlükte ahkam kesenler ordaki arazi şartlarını hayal etmeleri mümkün değil. Bir de her fırsatı değerlendirip ak parti ye nasıl vururum hinliğindeki insanlar bunu bile kullanacak kadar basitleşmiştir.
edit: unutmadan şunu da eklemeliyim. Orda düşen helikopteri arayanlar sizden daha çok sevmektedir o helikopterdeki insanları.
türkiye'de yaşanmış ilk ucak kazası ve ilk düşen muhsin yazıcıoğlu değildir. bu kurtarma ekipleri neleri nerelerden buldu elbet bu uçak kazasında kaybolanlarda bulunacak er yada geç.
Şimdi öncelikle şiddetle okuyunuz. (bkz: #4926489)
gelen tepkilerde genellikle bu türkiye'nin ayıbı koca helikopter nasıl bulunmaz vari bir çok tepki vardı. Şimdi tekrarlıyorum havacılık sektöründe her düşen uçak, helikopter vs.nin bulunmasının en önemli ve birincil maddesi araçta bulunan elt cihazının uyduya gönderdiği gps sinyalidir.
madde 1 - Bu helikopter hiç bir şekilde sinyal vermemektedir.
Bu tip kazalar bildiğiniz gibi sadece türkiye'de değil, dünyanın bir çok ülkesinde gerçekleşmiştir. En son hatırladığım rusya valisinin geçirdiği bir helikopter kazasında enkaza 4 gün boyunca ulaşılamadığı kazadır. http://www.nytimes.com/20...helicopter-not-found.html
madde 2 - eğer hiç bir sinyal gelmiyorsa yoğun kar yağışı altında olan bir enkaza ulaşabilmek son derece zordur en önemlisi "zaman" gerektirir.
4000 personelin donma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına rağmen o -15 lerde yaptıkları azimli çalışmayı görmeden bu bizim utancımızdır demek ise sadece ama sadece cehaletten ibarettir.
sözüm bazı arkadaşlara; bir tek siz havacılıkla ilgili değilsiniz koskoca sözlükte. ikinci olarak konu hakkında özgür iradeleri ile fikirlerini belirten, belli bir bilgi görgü seviyesine sahip, vatandaş olarak sorunun nereden kaynaklandığını bilmek isteyen insanları cahillikle itham etmek de çok yakışıksız.
madde 1) havacılık tarihinde tüm güvenlik önlemleri acı dersler neticesinde alınmıştır. umarım bu acı tecrube de ülkemize bir ders olur.
madde 2) rusya'nın doğusundaki zitindirik ve yerleşim alanlarından çok uzak, insan yaşamayan bir bölgesi ile bizim yozgat'ı üstelik de cep telefonu şebekelerinin kapsama alanındaki bir bölgeyi bir tutmamak lazım. konuştuğumuz bölge bahsedilen gibi 450 kilometre (oha!) kapsayan bir alan değil taş çatlasın 100 kilometrekarelik (10km x 10km) bir alandır.
madde 3) 4000 personelin büyük çoğunluğu teknik ekipmanlardan yoksun, kara düzen gezen garibim türk mehmetçiği ve köy koruyucularıdır. bölgede doğru arama tekniklerini bilen tecrubeli ve techizat donanımlı ekip yalnızca akut'un 60 kişilik ekibidir.
madde 4) o 4000 kişilik personele gerekli techizatı almayıp yada alıp da kullandırmayıp, adeta turşusunu kuran, bunu yaparken golf sahaları inşa etmekte, askeri gazinolar ve orduevlerini nemalamakta sakınca görmeyen zihniyetin düştüğü durum ortadadır.
madde 5) sivil havacılık kanunu gereği;
"-madde 40- ulastirma bakanligi, kamu ve özel havaalanlarinda can ve mal güvenliginin saglanmasi, yolcu ve esya trafiginin güvenlik içinde yürütülmesi, yangin vesair tehlikelere karsi korunmasi amaci ile gereken önlemleri alir, aldirir ve denetler."
"-madde 45- ulastirma bakanligi, havaalanlarinda, sivil havaciligin güvenli, süratli ve düzenli bir biçimde yürütülmesini saglamak amaci ile çagdas teknolojiye uygun olarak, her türlü trafik, haberlesme, isaret sistemlerini ve tesislerini dogrudan dogruya veya bagli veya ilgili kuruluslar vasitasiyla kurmakla veya kurdurmakla yükümlüdür."
vesair bir sürü kanun varken; bu helikoptere kırsal kesim üzerinde küresel konumlama sistemi olmadan (10 senelik teknoloji), iridyum telefon bağlantısı olmadan (10 senelik teknoloji), elt cihazı (olup olmadığı şartname ve kurallara uygun çalışıp çalışmadığı hala tespit edilemedi) uçuş iznini ve ruhsatını veren kurum yada kuruluşlar hatalı davranmıştır.
tüm bu noktalar önümüzde iken, bölgedeki personelin termal kamerayıdahi kullanıp kullanmadığı kamuoyuna açıklanmamışken, kazadan hemen sonra yetkililer tarafından kazazedelerin kurtarıldığı ve hastanede olduğu açıklanmış ve buna rağmen olayın üzerinden 24 saatten fazla zaman geçmesine rağmen enkaza ulaşılamamışken...
bir vatandaş olarak "ne oluyor yahu! nasıl bulamazsınız? tepkisini vermek cahillikmiş... afedersiniz de halt etmişsiniz siz! asıl önüne konulan hiçbir tabloya itiraz etmediğiniz ve koyun gibi kabul ettiğiniz için siz cahilsiniz.
biz bu ülkede neler gördük! 17 ağustos depreminde konu ile ilgili olarak ben, bu ülkenin başbakanından daha bilgiliydim. unuttunuz herhalde!
Asfaltlara, sayaçlara binlerce dolar harcanağına, milletin telefonlarınızı dinleyeceğinize biraz insan için, insan sağlığı için yatırım yapın dedirten olaydır. Daha bir kaç ay önce Uludağ'da soğuktan donan çocuk unutulmadı, koskoca helikopter 27 saattir bulunamadı. Yazıklar olsun.