eğilmeyen başımız. vefatı halid bin velid'i hatırlattı gecenin bir vaktinde. o halid bin velid ki seyfullah'tı. "kocakarılar gibi yatakta ölüyorum" diye üzülmüştü rahmet-i rahman'a giderken. oysa vücudunda savaş yaralarından nasibini almamış bir karış yer yoktu. çok şükür ki kocakarılar gibi yatakta ölmedin.
tanımam etmem. ideolojik olarak yanından bile geçmem. türkiye cumhuriyeti vatanda$ı olmamızdan mütevellit bir çok ortak kültürel değere sahip olduğumuz dı$ında pek bir ortak yanımız yok.
lakin;
ölümünden medet umarak kırmızı kına yakan, utanmasa halay çekip oynayacak tipte insanları gördükçe ölmesine daha da bi üzüldüğüm insan. evet ne derseniz deyin bir aile babası, bir e$, bir oğul oldu.
biraz ara$tırıp öğrendiğim kadarıyla ba$ koyduğu yoldan ayrılmamasıydı. bu özelliğinden ötürü bile sempati duydum kendisine. en azından uğruna inandığı bir$ey için mücadele eden birisiydi.
ölümü üzerine ahkâm kesenleri gördükçe daha bir içim sızlıyor bu adam için. ke$ke ölmeseydin diyorum.
kendisine allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dilediğim.
Bu adam degil midir, Abdullah Catli serbest birakilsin diye tehditler savuran? Ankara'yi bombalariz diyen ?
Bu adam degil midir, derin devlet baglari olan ?
Mustafa Pehlivanoglu'nun kendisi hakkindaki aciklamalarini ne cabuk unuttunuz ey cahiller!
Ülkücü derneklerini yöneten, cani bir insan degil miydi bu ?
Itirafci Ali Yurtaslan aciklamamis miydi Sivas Katliaminin sorumlularini ?
Simdi öldü diye neden iyi insan olarak anilmaya calisiliyor ? Biz bunlara karsi ciktigimizda cani oluyoruz, ama insanlari öldüren, katliamlar da bulunan kisiler melek oluyor.
Biz bunlari dile getirmekten kacinmayacagiz. Millet gercegi ögrendigi zaman, fasistlerin kacacak yeri kalmayacak. O zaman ak ve kara meydana cikacaktir iste.
türk milliyetçiliği ile zerre alakası olmayan, daha ziyade ümmetçi çizgide bir politika yürüten siyaset adamıydı. siyasi kişiliğinden hiç hazetmez idiysek de, türk sağ siyasetinde önemli bir figür olduğu noktasında sanırsam herkes hemfikirdir. artık hayatta olmadığına göre bize de tanrı'dan günahlarını bağışlamasını dilemekten ve geride kalan dava arkadaşlarına başsağlığı dileklerimizi iletmekten başka bir şey düşmüyor.
Ölümüne üzülmeyen insanlara her türlü hakaretin edildiği şahsiyet. Kimse ölümüne üzülmek zorunda değildir ki hergün yüzlerce insan ölüyor. Yine komik olan ise bu zamana kadar muhsin yazıcıoğlu başlığına uğramayanlar bu kaç gündür buraya şiirler yazıyor, büyük başkan, harika insan, şu böyle, bu şöyle muhabbeti yapıyorlar. eee bu kadar iyiydi, seviyordun, tanıyordun yaşarken neden tek kelime yazmadın? Ayrıca maraş katliamı başta olmak üzere adının geçtiği olayların bir çoğu kendisi ölmeden önce başlığına yazılmıştır. O yüzden öldükten sonra geçmişi kurcalanıyor muhabbeti yalandır. ayrıca deniz gezmiş başlığında sürekli banka soymuştu geçmişte muhabbetleri yapanların şimdi aman muhsin'in geçmişini napacaksınız be yorumları yapmaları çok komik. Yine aynı şekilde denizlerin idamına sevinip, muhsin'in ölümüne üzülmeyenler için ideolojilerine körü körüne bağlanmışlar yorumları gülünçtür. Dediğim gibi isteyen üzülür, isteyen üzülmez. Kimse kimseyi üzülmeye veya üzülmemeye zorlayamaz. Hele ki üzülmüyorlar diye insanlara küfür etmek, hakaret etmek aslında gerizekalılığın en büyüğüdür.
konuyla alakalı bir çok yazı yazıldı, bir zamanda böyle devam edecektir. ama anlaşılmayan durum şu ki; sevenler ona olan sevgilerini anlatırken sevmeyenler neden kinlerini kusarlar ve sonra da neden savunma yapmanız gerekiyor ki derler. öyle ki, hakkında atıp tutulan onlarca hakaret, suçlama ve ithamları alenen ve ispatları olmaksızın durmadan sıralıyorlar. insanları suçlamak gayet kolay. çamuru alnının ortasına yapıştırdın mı, gerisi kendiliğinden geliyor zaten. bir de bunun dedikodusunu yapacak birileri varsa etrafınızda kış ayında dondurma yemek gibi yala yala bitmez bunun tadını.
neyse şimdilerde üzülmeyen arkadaşlarımdan ricam biraz insana, biraz merhuma, biraz da ölüme ve getirdiği acıya dair en ufak saygıları varsa lütfen öldüğüne sevindiklerini beyan eden cümleler kurmasınlar.
yok illa konuşacağım dersen de, o senin kişiliğine kalmış bir şey.
tbmm'ye verdiği son teklifi çocukların kur'an öğrenmesi için yapmış. allah büyüktür başkan, şüphesiz ki sen haksızlığa karşı dimdik ve hayrın peşinde koşan bir insandın. rabbim dünya'da seninle görüştüğümüz gibi cennette de buluşturmayı nasip etsin. görüştüğümüzde ben daha çok küçüktüm, bana "benim oğlumun adı da seninkinden" demiştin hani.
Helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun, partisi adına tek başına TBMM çatısı altında görev yaparken son teklifi ile hayırlı bir çalışmaya imza attığı tespit edildi. Yazıcıoğlu'nun, 28 Şubat sürecinin etkisiyle çocukların Kuran-ı Kerim öğrenmeleri için ilköğretimi bitirme şartı getiren kararın değiştirilmesi için yasa teklifi vermişti.
Yazıcıoğlu, kanun teklifini de CHP'nin Kur'an kursları ve çarşafla ilgili açılımlarının ardından, 28 Şubat 2009 tarihinde verdi. Yazıcıoğlu'nun bu tarihi de özellikle seçtiği öğrenildi.
bu sıralar sözlükte kendisini sevmeyeni dövüyorlar.çok seviyorum kendisini 2.atatürktü,son peygamberdi,hiç bir cinayete karışmadı,hrantı öldürenler onun partisinden değildi,hrant ölünce arkasından şiir yazmadı,leyla zanaya methiyeler düzmedi,çok orjinal süper fikirleri vardı hiç değiştirmedi fikirlerini mhpden ayrılmadı anapla dyple ittifak kurmadı,akpyi desteklemedi.
not:bir röportajında 80 öncesi yaptıkları için pişman olduğunu söylemiştir.70li yıllardaki yaptıklarını savunanlara duyurulur.
ölümüyle solcumuzunda sağcımızında yeri geldiğinde ne denli insanlık dışı ve acımasız , yeri geldiğinde ne denli hümanist olabildiğini göstermiş siyaset adamıdır.
Karşılaştığımız ilk gün de başkan'dı; şimdi ve hâlâ yine başkan.
istatistiklere bakanlar, Muhsin Yazıcıoğlu'nun partisini tek kişiden ibaret bir küsurat partisi gibi görürler; sayılar böyledir; bu yüzden akıllı adamın biri, saymalı değil, tartmalı; demiş vaktiyle.
Sayılacak değil, tartılacak adamdır o; tabii özgül ağırlık denilen şeyin terazisi varsa
--spoiler--
bu adamın ülkeye, millete, vatana pozitif bir katkısı olduğunu sanmıyorum. ne bir gelecek vaadediyordu ne de bir potansiyal taşıyordu rahmetli. şimdi ölümünün bu kadar abartılması ne alaka anlamış değilim diyor medyaya gün doğdu ki ondan dolayı herhalde diye düşünüyorum.
işin tuhafı kendisinin bu kadar seveni olduğunu bilmiyordum. vefat etmeden önce iki sayfa entry yazılmış. sevenleri ve medya gazıyla duygusallaşanlar keşke yaşarken bir şeyler yazmış olsalardı.
kimisi için hatırlanacak olan muhsin yazıcıoğlu'nun derin devlet ilişkileri, hrant dink cinayeti, malatya'daki kitap evi cinayeti, maraş ve madımak olayları kimisi için de adam gibi adam olduğu, ülkesini çok sevdiği, dinine bağlı olduğudur...nasıl hatırlanacağını tarih nasıl olsa gösterecek.
sözlüğü okumuyorlardır ama yakınlarına baş sağlığı...
maraş'ta öldüğünü duyunca aklıma ilk olarak çocukluğumda trt'de mehmet seske'den dinlediğim ve masılsa bilinçaltımda yer etmiş olan maraştan bir haber geldi adlı uzun hava gelen insan. bir de muhsin bey'de ali nazik*bu nasıl maraş diye bi türkü söylüyordu. aaa, bak orada da muhsin var... lost gibi mi oluyo herşey sanki...
edit: niye kötülendi ki anlamadım? türkü geldi aklıma naapıyım yani? ne kadar da hoşgörülüymüşsünüz... samimiyetiniz ise göz yaşartıcı. madem bu kadar seviyordunuz neden iktidar yapmadınız rahmetliyi? akp'den neyi eksikti, fazlası bile varmış yazılanlara bakılırsa...komiksiniz gerçekten ama traji-komik.
12 eylül dönemi'nde zamanında dev yolcu babamla 2 gün aynı hücreyi paylaşan ve babamın "gördüğüm en delikanlı sağcıydı" dediği insan. babamın iddiasına göre 2 günde bir kamyon dayak yemesine rağmen dik duruşunu hiç bozmamıştır.
bazı insanlar vardır; öldükten sonra hatırlanmaz, zihnimizin karanlık köşelerinde dolaşır. bazı insanlar da her zaman gözümüzün önünde, en aydınlık yerlerde bulunurlar.. işte bunlar adam gibi adamlar, yani muhsin yazıcıoğlu gibi insanlardır..
allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dilerim..
türk milletinin 1909 da kaderini degiştirdigini sananlar yanıldılar, türk milletini millet yapan anaları idi. inönülerle yapılan, chp lerle yapılan bu ittihatcı oyun bu milletin alnında yazılı olan cefanın adıdır, imtihanıdır.
muhsin yazıcıoglu nu ve 12 eylül öncesi, 12 eylül ü yapabilmek için kamplara ayrılan türk milleti ve sag dan soldan ölen 5 bin yazık hayatlar yasamış genç nesillerin hayatlarını rezil eden, egitimlerini aldıkları meselekleri yaptırtmayan, (özel bir toplantıda muhsin yazıcıoglu dile getirmişti bu özlemini, "meslegimi hiç yapamadım, yapmak isterdim" demişti), bu satılmış, bu piç nesepsizlerin kime ve neye hizmet ettikleri belli olan, darbe ortamı hazırlayıp nesilleri feda eden bu yapıların yaptıgı 12 eylüller, 28 subatlar, 27 nisan bildirileri, bu milletin onurunu kıramaz, ancak, şerefli gibi gözüken şerefsiz siyasetcilerin turnusol kagıdı gibi ortaya çıkmasını saglar.
türk milleti, 16 devleti yıkılmış 17.devletini kurmustur, bu bir imandır, bir ahlak meselesidir, emir aldıgınız o şerefsiz mihrak, 2000 yıldan fazla zamandır ancak bir devlet kurabilmiş ve onuda kaybetmesi an meselesidir. muhsin yazıcıoglu bir neslin temzilcisidir, bok çukurlarında yasayıp, dünya yı bok gibi gören bu karanlık mihrakların eli herzaman oldugu gibi boşa çıkacaktır. sizin yaptıgınız her operasyonda artık kendi adamlarınız deşifre olmaktadır, abdullatif şener şimdi ilk aklıma gelen örnektir, boş işlerle ancak milletin canını yakmaktan başka işe yaramayan bu mihraklar elbette kazınacaktır, basarılı olmaları mümkün degildir, muhsin yazıcıoglu tarihin bu anında yasamıs, benimde tanısmaktan, onunla hizmet etmekten onurduydugum bir büyük liderdir, ama türk milleti şunu bilir ki, peygamber bile dünyasını degiştirmiştir, bu dava asla bitmemiştir, bitmezde, kişilere baglı degildir, bizler ancak kendi imtihanımızı yasarız, hak davada durdugumuz yerdir bizim için önemli olan, yigitsen egilip bükülmessin, birileride ardından öldügünde dua eder, kabrine girmeden milyonlarca kişinin ettigi dua seni karşılar, yigit degilsen satılmışsan, henüz ölmeden alnının çatına şerefsiz damgasını yersin, darbecilere satılmış bir çok siyaside oldugu gibi, zira bu davanın sahibi bizzat allahtır.
bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
gözlerim parke parke taş duvarlarda
açılıyor hayal pencerelerim
hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
kekik kokulu koyaklardan aşarak
güvercinler ülkesinde dolaşıyor
bir çeşme başı arıyorum
yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
mis gibi nane kokuları arasında
ruhumu dinlemek istiyorum
zikre dalmış her şey
güne gülümserken papatyalar
dualar gibi yükselir ümitlerim
güneşle kol kola kırlarda koşarak
siz peygamber çiçekleri toplarken
ben çeşme başında uzanmak istiyorum
huzur dolu içimde
ben sonsuzluğu düşünüyorum
ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
durun kapanmayın pencerelerim
güneşimi kapatmayın
beton çok soğuk, üşüyorum…
allah rahmet eylesin. geride bıraktıklarına da sabır versin. muhakkak ki, ölümüne üzülenler de oldu "bana ne" diyenler de.. ama davasından hiç sapmadı. o yüzden sonuna kadar saygı duyulması gerektiğine inanıyorum. sol gruplar arasında deniz gezmiş nasıl bir yere sahipse ülkücüler arasında da muhsin yazıcıoğlu o yerdedir aslında.. o muhsin başkandır..