arkadaşlarınız sizi akşam dışarı çıkmaya davet ettiğinde "lan o konuyu daha tam anlamamıştım napsam gitsem mi. yok yok gitmeyim ya ders çalışmam lazım" deyip akşam olunca da sinir stresten çalışamamak ve kendini yaptığın bütün seçimler için suçlu hissetmektir.
zorludur, külfetlidir, yorucudur. ilk sınıfta teknik resim dersinizi autocad'te görmüyorsanız elinizde t cetvelinizle gezersiniz ortalıklarda, o t cetveli etraftan geçenlere "hey, merhaba, ben çaylağım!!!" diye bağırır, bu sebeple çoğu kişi cetveli ortadan kırar, menteşeler ve çantaya koyar. bunun yanında matematik, malzeme, dinamik, statik gibi dersler alırsınız. ağır derslerdir. saç ve saç köküne çok iyi geldikleri söylenemez, zayıflatır. Haftalık ders programınız yoğundur, liseden çok da farkı yoktur. kampüste gezerken iktisadi idari bilimler fakültesi öğrencilerine rastlarsınız. onlar sırtlarındaki hafif yükle pek bir neşeli gözükmektedirler. kızlar erkeklere, erkekler kızlara kur yaparlar, pür neşe.. imrenirsiniz. o kadar boş vaktiniz yoktur. ama olsun sizin de kantinde efsane çay muhabbetleriniz olur. o da güzeldir. üçüncü sınıf genelde en ağır derslere sahip bölümdür. son sınıfta ise dersler uygulamaya dönük olduğundan eğlencelidir fakat çok fazla ödeviniz vardır. bir diğer sıkıntı da arkadaşlarınız yazın tatil yaparken sizin staj yapma zorunluluğunuzdur. ama herşeye rağmen mühendislik erdemli meslektir. somut birşeyler ortaya koymak adına tatmin edicidir. bir düşünür der ki:
ya mühendisler birer yıldızdır, ya da onları yaratan bir yıldız vardır.
hayattaki tüm ayrıntıları farketmenize yol açar.
herşeyi hesap kitap dairesinde görür ve değerlendirirsiniz.
en basit şeylere bile konstruksiyon hatası yapmışlar der çıkarsınız.
herşey matematik endeksli olur.
formülüze yaşarsınız.
"deveye sormuşlar boynun kaç derece eğri?
demiş ki deve, bir bilene soralım.
o gün bugündür mühendislik okunur.
hayır, demek ki deveye sorsalar, pipin kaç santim?
herkes sex shoplara akın edecek.
deve değil mi soyunun kökü kurusun."
insan beynine yukardaki paragrafı yazdıracak kadar hasar veren eylem.
bırak kadın tenine, sesine hasret kalmaktır. iibf'nin önünden geçtikçe gençliğine yanmaktır.
tabi mühendislik okumanın en güzel tarafı bitirmek. iibf'dekiler aylak aylak gezerken, karizma yapma sırası size geçer.
diğer bölümlerde okuyan kişiler tarafından ezbere "inek" olarak adlandırılmaktır. hele hele elektronik, makina, bilgisayar gibi bölümlerde okunuyorsa, kareli gömlekli, kızın ne olduğunu bilmeyen, kafası ile kitap arasında duygusal bağ oluşmuş, eğlence gibi kavramlardan habersiz biri olarak nitelenmek mümkündür.
4 senede bitirilmeye çalışılırsa hakkaten insanları "inek" diye tabir edecek şekle döndürebilir. bu yüzden sosyal hayata ve karşı cinsle olan ilişkilerden her hangi bir fedakarlık yapmamak, okulu da beş buçuk senede bitirmek en mantıklısıdır.
