yaz kıs soguk olan.kapısı sadece kitlendiginde kapanan,muhtemelen 7/24 sidik ve döner karısımı kokuların bulundugu yarım silindir şeklinde ucubik yapı.ayriyetten üstünde fi tarihinden kalma anfiler de vardir. *
mühendislik kantinlerinin ortak özelliği kızlı ve erkekli ayrı gruplar halinde oturulmasıdır.kızlar ve erkekler ne yazık ki kaynaşamamaktadır. bunun da yegane sebebi makina ve inşaat gibi erkeklerin bol bulunduğu bölümler yanında ,çevre ve kimya gibi daha çok kız nüfus barındıran mühendisliklerin olması ve bu bölümleri kaynaştıracak ara meslek dalları yetiştiren bölümlerin olmamasıdır.memleketimizin en önemli sorunlarından biridir.
içerde 12465451567 erkeğin ve yalnızca bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kızın bulunduğu kantin. tabi bölümüne göre muamele değişir, kimya, gıda, jeoloji mühendislikleri kantinlerinde hatun sayısı azımsanmayacak kadar olsa da makina, inşaat , elektronik, metalurji gibi mühendislik kantinlerinde erkek başına düşen hatun hesapları gramaj hesabına dönüşür.
kantinde bir masa.. üzeri milimetrik kağıtlar ders notları ve cetvel takımlarıyla örülü.. yere düşen hesap makinasıydı evet.. kahramanımız kargaşa yetmezmiş gibi simit yiyor üstünde ve çay bardağını koyacak yer olmadığından koyuyor notların üzerine. bu yüzden her mühendislik okuyan arkadaşın notlarının üzeri çay bardağı izi dolu. acaipte bir uğultu var içerde neden dekan yasaklamış müzik makinasını tv izliyoruz onunda sesi gelimiyor, seda sayanın sallanan memelerini izliyoruz top yekün. bütün kantinin gözü arada ki o üç beş kızda tabi.. ama mükemmel ders çalışılır o arbede de. değişik bölümden arkadaşlar biraraya gelir eğleniriz on dakikada olsa..
bu kantinlerde dişi canlıya rastlamak çok zordur. Genelde sap sap oturan mühendis adayları vardır. Bir de bunlar arasında sırf karı kız kesmek için üniversiteye gelenleri vardır ki hiç çekilmezler. Daha fazla dikkat çekebilmek için acayip arayışlar içine girerler. Saçma sapan imajları vardır.
arkadaşlarla otururken birden kulağınıza R.E.M çalınır, mutlu olursunuz, ardından led zeppelin... ve son vuruşu pink floyd yapar. başlarda, radyo sanıp da şaşırmamanın vermiş olduğu rahatlığı üstünüzden atmanızdan mütevellit irkilir ve sorgularsınız; "nasıl?". radyo olmadığı anlaşıldığı zaman kendinize gelir ve sorarsınız. kantin görevlisi, "şarkılar bana ait, ben çalıyorum bilgisayardan." dediği anda bi' mutluluk kaplar içinizi; hala müzikten anlayanlar vardır. hem de dayatılan pop kültürünün dışında, demet akalın ve serdar ortaçsız bir müziktir bu.
işte bu duyguları yaşatan, okulumun güzide yeridir.
Yalnızca seçmeli dersim için beklerken gittiğim yer. Evet erkek çok olabilir ama benim dikkatimi çeken başka bişey var. Buradaki kızlar gerçekten kendilerini barbara palvin falan sanıyorlar herhalde öyle bir havaları var ki evlerden ırak.