bugün

şirketlerin girdi çıktılarını kontrol etmek hesaplarını düzenlemek ,faliyetten oluşan gelir giderleri tutmak adına yapılan işlemler bütünüdür.
zor ve stres dolu bir meslektir. her şeyin sistemli ve programlı olması şarttır. aksi taktirde yapılan iş muhasebe olmaktan çıkar bakkal defterine döner. eleman hasta olur sen vizite kağıdı yazarsın, eleman almanyaya iş seyahatine gider yer içer sıçar evraklarını muhasebeleştirmek sana düşer, patron gider evine bir yığın şey alır şirketle alakası olmadığı halde yine sen muhasebeleştirirsin. şirketin her derdi tasası senden sorulur; maaşlar neden yatmadı léon, bu ay zam olacaktı neden eksik léon, şu faturanın ödemesini acele yapar mısın léon, bugün raporu yetiştirmemiz gerek mesai var léon, şu ogs ödemesini yapıver léon, irsaliyesiz mal gönderdik kurtar bizi léon, kargo ile yurtdışından mal aldık yaptığımız doğru mu léon * * şu ssk girişlerini yapıver léon...

bu işe soyunacak yiğit kişi mesleğin ilk adımında bir odaya mahsup fişleri ile tıkılacağını ve monotonluğun had safhada olacağını bilmelidir. ancak biraz kompleks işlerle uğraşıldığı an çok şeyin öğrenileceği kesindir.
hesap işleri.
devlet gözü ile vergi.
kurum ve kişi gözü ile vergiden en az zararla kurtarıcı düzen.

özet olarak tüm artılardan tüm eksileri düşersin, farkı devlete ödersin ya da devlet senin alacağına yazar.

özet olarak budur işte.

vergi mevzubahisse gerisi teferruattır.
MUHASEBE

Ben artık ne şairim, ne fıkra muharriri!
Sadece beyni zonklayanlardan biri!

Bakmayın tozduğuma meşhur Babialide!
Bulmuşum rahatımı ben bir tesellide.

Fikrin ne fahişesi oldum, ne zamparası!
Bir vicdanın, bilemem, kaçtır hava parası?

Evet, kafam çatlıyor, güya ulvi hastalık;
Bendedir, duymadığı dertlerle kalabalık.

Büyük meydana düştüm, uçtu fildişi kulem;
Milyonlarca ayağın altında kaldı kellem.

Üstün çile, dev gibi geldi çattı birden! Tos!!
Sen cüce sanatkarlık, sana büsbütün paydos!

Cemiyet, ah cemiyet, yok edilen ruhiyle;
Ve cemiyet, cemiyet, yok edilen güruhiyle...

Çok var ki, bu hınç bende fikirdir, fikirse hınç!
Genç adam, al silahı; iman tılsımlı kılınç!

işte bütün meselem, her meselenın başı,
Ben bir genç arıyorum, gençlikle köprübaşı!

Tırnağı en yırtıcı hayvanın pencesinden,
Daha keskin eliyle, başını ensesinden,

Ayırıp o genç adam, uzansa yatağına;
Yerleştirse başını, iki diz kapağına;

Soruverse: Ben neyim ve bu hal neyin nesi?
Yetiş, yetiş, hey sonsuz varlık muhasebesi!

Dışımda bir dünya var, zıpzıp gibi küçülen,
içimde homurtular, inanma diye gülen...

inanmıyorum, bana öğretilen tarihe!
Sebep ne, mezardansa bu hayatı tercihe?

Üç katlı ahşap evin her katı ayrı alem!
Üst kat: Elinde tespih, ağlıyor babaannem,

Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve aşıkları,
Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları;

Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;
Buyrun ve maktaından seyredin, işte evim!

Bu ne hazin ağaçtır, bütün ufkumu tutmuş!
Koku iffet, dalları taklit, meyvesi fuhuş...

Rahminde cemiyetin, ben doğum sancısıyım!
Mukaddes emanetin dönmez davacısıyım!

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

Yeter senden çektiğim, ey tersi dönmüş ahmak!
Bir saman kağıdından, bütün iş kopya almak;

Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

Yeni çirkine mahkum, eskisi güzellerin;
Allah kuluna hakim, kulları heykellerin!

Buluştururlar bizi, elbet bir gün hesapta;
Lafını çok dinledik, şimdi iş inkilapta!

Bekleyin, görecektir, duranlar yürüyeni!
Sabredin, gelecektir, solmaz, pörsümez Yeni!

Karayel, bir kıvılcım; simsiyah oldu ocak!
Gün doğmakta, anneler ne zaman doğuracak?

NECiP FAZIL KISAKÜREK
devletle işveren arasında köprü oluşturan, işverene bağlı devlete sorumlu, ayrı ve bambaşka bir kişilik. felsefe...
varsayımlar (sosyal sorumluluk varsayımı, kişilik varsayımı, işletmenin sürekliliği varsayımı, parayla ölçülme varsayımı, dönemsellik varsayımı) üzerine oturtulmuş sistemdir. iki adet esasa göre çalışma mekanizması düzenlenmiştir. bunlar nakit ve tahakkuk esaslarıdır. nakit esası, tahsilat yapıldığı anda muhasebe kayıtlarına işlemlerin geçmesi anlamında; tahakkuk esası ise malın/hizmetin satış/alıştan hemen sonra tahsilat yapılsın yapılmasın kayıtlara geçmesini belirtir.
muhasebe sisteminin içerdiği kavramlar ise tarafsızlık ve belgelendirme, maliyet esası, ihtiyatlılık, tutarlılık, tam açıklama, önemlilik ve özün önceliği kavramlarıdır. muhasebe kayıtları tutulurken bu kavramlar göz önüne alınır.
Herhangi bir işletmede bulunan kıymetlerin miktarının istenilen zamanda bilinmesini sağlamak, bu kıymetlerde meydana gelen değişmeleri takip etmek, bunlardan elde edilen sonuçları en doğru bir şekilde bulabilmek için yapılan işlemlere verilen ad. Bu duruma göre muhasebe, bir servet ve sonuç hesabıdır.

Bu hesapların tutulabilmesi, değişik usuller içinde yapılmaktadır. Bu usuller yapılan işlerin durumu ile ilgilidir. Muhasebe usulleri, çok değişiktir. Fakat hepsinde de, değişik işlemler yapılmasına rağmen çıkan sonuç değişmez. Bu sonuç da o kişinin ya da o işletmenin belli süreler içindeki gelir ve giderinin durumunu, servetinin değişimini en doğru bir şekilde verir.
Kazandıklarım bitti, yitirdiklerim kaldı
Söylediklerim gitti, dinlediklerim kaldı
Bir bilmek ülkesinin, düşün iline vardım
Öğrettiklerim gitti, öğrendiklerim kaldı

ÖZDEMiR ASAF
içli dışlı olunduğunda anlaşılabilen ama biraz ürkek tavırları olan insana hemen gülümsemeyen ders. *
muhasebecilerin ,anladıgınız zaman cok seviceksiniz, dedikleri ama nedense bi türlü anlasılamayan ders..
işkur'la, vergi dairesiyle, sigortayla, bağkur'la zırt pırt muhatap olmak zorunda kalınan nefret edilesi meslek. allah düşürmesin, düşeni de kurtarsın.
bataklık gibi bir şey. Bi kaptırdın mı kendini daha pis içeri çeker. Kurtulmak isteyip çabaladıkça daha pis boğulursun kanunlardan, beyannamelerden, işkurlardan, ssk kanunlarından. mesleği seçmek isteyenlere 10 seneden fazla bir süredir bu işle çalışmaya çalışmakla uğraşan biri olarak naçizane tavsiyem iyisimi yol yakınken bu yoldan vazgeçip hayatın anlamını muhasebe dışında bir yerde aramalarıdır.
2 gün 3 gece çalışmama rağmen kaldığım ders.
(bkz: basmıyo lan kafa)
insanları sevmeyenlerin uğraşmaması gereken meslek. ne alaka deme, git bir devlet dairasinede, halk otobüsü misali nasıl sarmaş dolaş oluyorsun o kalabalıkla. hele ki bazı memurları katletmemen için kesinlikle içinde biraz insan sevgisi olması lazım. yoksa dexter olur çıkarsın başımıza.
muhasebe = muhakeme + dikkat + zamanlama + intizam.
işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerinde değişme yaratan, parayla ifade edilen, mali nitelikli işlemleri kaydetmek, sınıflandırmak, özetlemek, analiz ve yorumlama suretiyle ilgili kişiye ya da kuruluşlara raporlar halinde sunan bilgi sistemi.

evet klasik bir muhasebe tanımı. meslek olarak bilmem lakin ders olarak iğrenç, berbat, felaket ötesi, sıkıcı bir derstir.

temel kavramları vardır. bunlardan biri "tam açıklama" kavramıdır. sözde açık, net ve anlaşılır olurmuş. ben böyle yalan görmedim.. neresi anlaşılır arkadaş? altı ayda ömrümün 3 yılını yedi bu lanet ders.

bir de şu yalan vardır. yıllardır muhasebenin içinde olan insanlar geçer karşınıza, "hiç kasma matematiğin iyiyse hiç zorlanmaz çabuk öğrenirsin" der. siz de sevinirsiniz haliyle. bunun neresi matematik arkadaş?

"giriş varsa borçlandır, çıkış varsa alacaklandır" gibi bir mantığı olan şeyi bana kimse sevdiremez..

muhasebe öğrenmek zorunda bırakanlara içten sevgilerimi! iletiyorum.

anlamıyorum, sevmiyorum, yapamıyorum..

bak yine sinir yaptım!
Mali nitelikteki ve olayları para ile ifade edilmiş şekilde kaydeden sınıflandıran özetleyerek rapor eden ve sonuçları yorumlayan bilim.
insanı olgunlaştıran bir meslektir. özellikle sosyal güvenlik kurumlarında iş takip ederken çekilen çile ve kazanılan sabır insanı yunus da yapar mevlana da. eski zaman dervişleri günümüzde yaşasa idi mağaralara kapanıp çile çekmek yerine bağkur'da iş takibi yaparlardı. vallahi daha büyük çile.
ders olanı bir nevi modern işkence metodudur.

fifo, lifo derken okul sıralarında başlarsınız aklınızı yitirmeye. hele bir de meslek olup üzerinize yapışmışsa, vay halinize.

zor arkadaş, zor.
Mali nitelikli işlem ve olayları kaydeden, sınıflandıran, raporlar halinde analiz eden bilim ve sanatıdır.
Öğretmenler, bu ve buna benzer tanımları verir. Oysaki asıl tanımından her zaman kaçınırlar.
Muhasebe; Ticari yoldan hırsızlıktır. Muhasebenin bilim olduğu söylenebilir; fakat sanat olmadığı tartışılmaz bir gerçektir. Sanat; duyguların dışa vurumudur. Muhasebe belli plana göre sistemli bir şekilde işler ve değişmez. Duygu meselesi değildir, düşünce meselesidir. Bu da gösteriyor ki senelerdir okulda, yanlış tanım öğretiliyor.
dikkatli tutulmazsa yapılan hataların düzeltilmesi için günlerce mesai harcanmasını gerektiren kavramdır. Aslında basittir eksi karakterliler hariç 1 ve 2 nolar ile başlayan (Örn: 100, 120, 255 gibi) hesaplar borçlu, 3 ve 4 nolar ile başlayanlar (320, 334, 400) gibi alacaklı çalışırlar, yine yapılan giderler borca kazanılan gelirler alacağa yazılır. Çok kolaydır, italyanlar ortaçağda bulmuştur.
Zaman, korkunç daire; ilk ve son nokta nerde?
Bazı geriden gelen, yüzbin devir ilerde!

Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana;
Yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.

mısralarıyla günümüzde yaşayan bazı kişilere o zamandan ayar vermiş büyük üstad necip fazıl'ın şiiri. şaheseri..

ama şu iki mısra her şeye bedeldir..

Ve sonra kelimeler; kutlu, mutlu, ulusal.
Mavalları bastırdı devrim isimli masal.

nur içinde yat üstad..
işletmlerin ekonomik olayların kaydetmek, sınıflamak, özetlemek, analiz ve yorumlamak suretiyle ilgili kişi ve kuruluşlara raporlar halinde sunar.
bok gibi bir mesleğin yaptığı şey. öyk hikayedeki mal benim.
iktisat fakültelerinde okuyanların çoğunun nefret ettiği, sürekli tablolu sorular sorulan derstir. ana ağlatır.