gayet güzel tepkiler verilmiş. haklılar da. çünkü bunlar şiir falan değil. gidin edebiyatçılara sorun. üç beş kelimeyi yan yana getirdiğinde şiir falan olmuyor.
nasıl bir kafayla yazıldıklarını merak edip duruyorduk. neyse ki bunu merak eden sadece biz değilmişiz. toplumun geneli bu kafayı anlamaya çalışıyormuş.
ülke yönetiminin şu an iliklerine kadar işlemiş olan necip fazıl'ın bir şiiriyle de süsleyelim bu başlığı;
"her ayağın bastığı yerde sanki kalbim var,
kalbim ki vahşi bir zevk alır ezilişinden.
ömrümün geçtiği yolda bana sorsalar,
gidiyorum bir kadın bacağının peşinden.
------------------------
bir kadının içinden ağlayışı, gülüşü,
gözlerinden ziyade bacaklarına yakın,
bir lisandır onların duruşu, bükülüşü,
kadınlar! onlar varken konuşmayınız sakın.
-----------------------
ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
bacakların ruhudur şekil veren diyorum
bacakları bir kalın örtüde saklı diye
mermerde kalbi çarpan venüs’ü sevmiyorum.
-----------------------
boynuma doladığın güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını.
kör olsam da açılır gözüm, ona sürseler
isa’nın eli diye, bir kadın bacağını"
hayır, adam bunları şiir diye yazmış. okunsun diye de kitap olarak basmış. bu nasıl bir özgüven kavramak çok güç. içeriğini geçtim, şiir miir değil bunlar.
adam çıkmış televizyonlara yok küçük çocuğa şöyle dedi, yok şiir yazdı, yok namaz kılmıyor falan filan...
bana ekonomiden bahset, bana Türkiye'nin gidişatından bahset , bana adaletten bahset, bana yönetimden bahset, incir çekirdeğini doldurmayacak olaylarla söylemlerle gelme, sen kaybedersin. bir seçmen olarak bunlar beni asla etkilemiyor.
kendimden utanıyorum yahu, sen koskoca cumhurbaşkanısın, buzdolabından ekonominin gidişatına nasıl yön verirsin, yemin ederim diğer ülkeler bize g*tüyle gülüyordur.
çifçilik yapıyorduk senin yüzünden anamdan babamdan kalan işi bıraktık. astsubay oldum ergenekon çıkardın istifa ettim. şimdi de esnafım ne yazık ki bunu da bırakacam çünkü zarar ediyorum. çalışarak hakkımla para kazanmak istiyorum, sal bir yakamızı yahu bir bırak artık kardeşim.
şimdi kalkmışsın bana şiirden bahsediyorsun, ben neler yaşadım iyi biliyorum şiir yazdı diye oy vermeyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun.
apaçık karalama kampanyasıdır. alttaki yorumlardan sadece bir tanesi muharrem ince'yi savunur. ona da salak saçma bir cevap verilmiştir; "namaz kılan rte varken bu adama neden oy veriyorsunuz?" diye...
Troller de hemen atlıyor, yok efendim 2002 senesinden önce şöyleymiş böyleymiş. 2002 senesinden önce yönetimde kim vardı kardeşim? anne-babanızdan duyduklarınızı buraya yazmayın bir zahmet, araştırın. 16 senenin gelişen teknolojisini göz önünde bulundur, değişen küresel ekonomiyi göz önünde bulundur. bulundur ki, "16 sene önce şöyleydi, şimdi böyle" deme. her şey yol değil sevgili dar görüşlü arkadaşım.
gelelim şiir meselesine... tabi sizin hiç şiir okumuşluğunuz olmadığından, bunlar size garip gelebiliyor. öyle bir yükleniyorsunuz ki, sanki hayatınızda cinselliğe yer yok. o dizelerdeki mastürbasyon kelimesi en çok sizi etkilemiştir.